Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

BİR DUBAİ MASALI

Cumhur Bandakçıoğlu

    23 Şubat 2004

    Başlık sizi yanıltmasın. Aslında Bir Dubai Balonu daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

    Bu hafta sizlerle DUBAİ anılarımı paylaşmak istiyorum. UNITED ARAB EMIRATES! (Birleşik Arap Emirlikleri) Basra körfezinde kıyısı bulunan Arap yarımadası üzerinde kurulu 7 emirliğin (Abu Dhabi, Dubai; Sharjah, Ajman, Ras Al Kaimah, Umm Al Quwain and Fujairah) birleşmesiyle oluşturulan federasyon ülkedir.

    Birleşik Arap Emirlikleri sizin bilmiyorum ama benim gündemime 80'li yılların başında Emirliğin Prensi Seyh Zayed'in İstanbul Bayramoğlu'nda almış olduğu malikaneyle girmiş olup, daha sonra Emel Sayın'ın Abu Dhabi de vermiş olduğu konserlerle hafızama kazınmıştır.

    Bu dönemlerde başkent Abu Dhabi daha ön planda olup körfez savaşının bitmesiyle DUBAI ismini yıldızı parlamış ve daha ön plana çıkmıştır.

    Coğrafi konum olarak körfezin en özel noktasında bulunan Birleşik Arap Emirlikleri İran, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan, Katar ve Ummanı karşısındaki lojistik konumu (Gerçek ilginin sebebi budur) ve Dünya petrol rezervlerinin % 25'ine sahip olmasıyla dikkatleri üzerine çekmiş ve bölge gelişmiş devletlerin bir üssü haline gel-miştir.. Vergi oranlarının sıfır olması çok uluslu şirket-lerinde bölgeye yatırım yapmasına sebebiyet vermiştir.

    DUBAİ global pazarlama sistemiyle dünyaya tatil ve alışveriş cenneti olarak anlatılmış çöl ve deniz arasında yapılandırılmış ve bugün dünyanın en popüler ve gözde mekanlarından bir tanesidir.

    15 Şubat 2004 Pazar günü Dubai ilk defa adım attım. Beynime kazınan çok değişik ve özel bir yer oluşuydu. Gerek medyada gerekse gidip gören kişiler tarafından bu şekilde anlatılıyordu.

    Uçağımızın terminale yaklaşmasıyla radarlarımı çalıştırmıştım. Herkesin anlata, anlata bitiremediği Seyh Rashid Havalimanı bir çok ülkede bulunan havalimanlarından pek farkı yoktu.

    Dubai Show hemen ülkeye girişte başlıyor. Etkileyici bir güvenlik sistemi sizi karşılıyor! Göz bebeği resminiz taranıyor ve fişleniyorsunuz. (Ne işe yarıyorsa ? Adam Bombayı vücuduna sarıp patlatıyor sen gözünü bulda tanı) Kapıdan dışarı çıktığınızda nemli hava suratınıza hemen çarpıyor. Taksiye binip şehir merkezimizdeki otelimize doğru yol alıyoruz. Etrafta bol ışıklı tabelalar, Cam ve metal kaplı gökdelenler, geniş yollar, boyu 6-7 metreyi geçmeyen hurma ağaçlarını izliyoruz. Bir ara şaşırıyorsunuz, acaba ben yanlış bir yere mi geldim diye, caddede onlarca uzak doğulu kadın size el salıyor.. Yok, yok burası DUBAI .

    Ve otelimizden içeri giriyorsunuz, o da ne diyor-sunuz?.. Galiba biz Moskova veya Kiev de miyiz? Laleli mi acaba diyeceğim ama Laleli'de bu kadar Rus yoktur.

    Ertesi gün boş günümüz, alışveriş yapmayı planlıyoruz. Ver elini alışveriş merkezleri... Adresleri önceden belirledik. Yine geniş yolları takip ederek kum üstüne dikilmiş ağaçlar, çimler ve çiçekler beton ve asfalt yollar arasında süzülüyoruz. Toprak yok.

    Mağazalarda fiyatların Türkiye'deki fiyatlardan bir farkı yok. Giyim kuşam zaten bize göre pahalı.(Üstelik kredi kartına taksit de yok) Bu iş de bir iş var diyoruz ve soruyoruz. Elektronik eşya için Nasser Square (Nasır Meydanı'nı) tavsiye ediyorlar. Bir mağazaya giriyoruz. Beğendiğimiz bir cep telefonu var. Pazarlık üzerine pazarlık. 3 -4 tane alacağız diyoruz. Sonuç 40 USD bizim Doğubank'dan ucuz. Tabi bir şey almıyoruz. Alışveriş faslını kapatıyoruz.

    BURJ AL ARAB... hani hepimizin ismini duyduğu deniz üzerine inşa edilmiş yelkenli şeklindeki 7 yıldızlı otel. Otel gerçekten teknoloji ve mimari harikası bir yapı kimse hakkını yiyemez. Çok etkileyici... Bir fincan kahve 75 USD. (Neyse ki tuvalet bedava. Aksi takdirde kahve iç birde tuvalete git....) Biz bu kahveden almadık, alanlara da mani olmadık.

    Gelelim işimize, Almanya'da marketler zinciri olan bir gurupla görüşmemiz var. Üretici Türk, tüketici Alman ve biz Dubai'deyiz. Mantıken ya Dusseldorf da yada İstanbul da olmamız gerekiyor ama biz DUBAI deyiz. Çünkü Alman gurubun sahibi firma Amerikalı!

    Bunu sorgulama şansımız yok.

    Dubai yapma, emitasyon doğallıktan uzak ruhu olma-yan bir şehirdir. Dünyaya çok güzel pazarlanıp sunulmuş-tur. Birde bunu üstüne ülkemizdeki tur operatörlerini reklamları ile oraya gidip gören aslında hiç eğlenmeyip, hiç hoşlanmasa bile hoşlanmış gibi görünen insanlarımız eklenince Dubai bir cennet olup karşımıza çıkıyor.

    Bizim Antalyamız, affedersiniz geğirse 5 tane Dubai çıkarır ama maalesef biz ülkemizi iyi pazarlayamıyoruz. Dubai gitmek ve görmek isteyenlere içtenlikle duyurulur.

    Neler ucuz ve alınır ?

    Oyuncak, büyük ekran TV (alıp getirme şansınız hemen,hemen yok), parfüm (Diğer Hava Limanlarından 5-10 USD) Rus ve Uzakdoğulular (Ülkelerine göre daha hesaplı)

    Ne yemeli;

    Kesinlikle Lübnan yemekleri

    Güzel bir hafta dileğiyle...

    • recep özbek3 Mart 2013 . 10:26

      ben bu küleyi beğendim

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak