Büyük komutan!

Çanakkale zaferimizin 91. yılı coşku ile kutlandı. 19 Mart 2004 sabah 09:00 SKY TV. haber bülteninde Sn. Başbakanımız?ın günün anlam ve önemini belirten konuşmasını izliyorum. Konuşmada, Mustafa Kemal Atatürk ismi yerine sıklıkça Büyük Komutan ismi zikir ediliyor. Tabi ki benim gibi ön yargılılar bu durumdan rahatsız. (Hoş yayıncı kuruluş da bilinçli olarak bir makaslama yapabileceği ihtimâlide olabilir. Bizim gibileri dolduruşa getirmek için) Hiç önemi yok, dünyanın kabul ettiği bir gerçek var, savaş tarihinin 3 büyük askeri dehasından birisi Mustafa Kemal Atatürk.( Julius CAESAR ve Napolyon BONAPARTE diğer ikisi) Onun adını anmakta zorlansak da, Dünya biliyor! ABD bile artık Atatürk?ün çizdiği yolda giden bir Türkiye?nin dünya barışı için ne kadar önemli olduğunu görmeye başladı! Gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz. Bu vesileyle 91. yılında aziz şehitlerin ruhu önünde saygı ile eğiliyorum.

Hafta sonu uzun bir aradan sonra kutsal topraklardayız. (BOLU) Açıkçası sıkıcı bir Bolu havası ile karşı karşıyayız. Bahar ile kış arasında sıkışmış kasvetli bir hava var. Bu hafta ne yazı yazabilirim derken Bolu Belediye Başkanlığı?nın hazırlatmış olduğu ÇANAKALE?DEN CUMHURİYETİMİZİN KURULUŞUNA BOLULU ŞEHİTLER adlı kitap elime geçiyor. Her dokunduğum kitabın ilk olarak sayfa sayısına bakarım. Ortaokul yıllarından kalma kötü bir alışkanlık! 288 sayfalık bir eser. Kitabın 7-8. sayfasında Gazi Ahmet Saib Zorlu hakkında bilgiler bulunmaktadır. Bu değerli büyüğümüz Çanakkale?de savaşmış fakat şehit olmamış! 111. sayfaya kadar kitabın adı ile alakalı bir şeye rastlamadım. Muhtemelen Gazi Ahmet Saib Zorlu?nun arşivinden resimlerle o döneme ait genel tasvirler ve resimler mevcut. 112. sayfadan 183. sayfaya kadar Çanakkale?de şehit düşen askerlerimizin listesi mevcut. Bunların içinde Düzce, (Hiçbir Düzceli?nin, kendisini Bolulu şehit olarak anılmasını isteyeceğini pek zannetmiyorum.. Belki o zaman böyle bir ayrım yoktu! Fakat bugün durum farklı ve eminim ki bu şehitlerimizin torunları bu duruma karşı çıkacaktır.) Geyve, Kastamonu, Taraklı, Hendek, Bartın, Akçakoca, Kasımpaşa yani bugün Bolu il sınırlarının dışındaki yerleşim yerlerinden de bir dolu isim var. 183. sayfa ile 275. sayfa arasında ise I. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı şehitlerimiz yazılmakta. Yani arşivden alındığı şekliyle basılmış gibi duruyor. 277-288. sayfalarda Bolulu gazeteci arkadaşlarımızın Çanakkale?de yaptıkları araştırmalara ait resim ve bilgiler var. Belli ki kitap güzel bir amaca hizmet etmek için tasarlanmış ve mesai harcanmış daha sonra içerik değiştirilmiş. Sayfa sayısı artırılmış, başlıkta içerik arasında ciddi bir fark oluşmuş. Kitabın üzerinde basıldığı yer ve matbaa ismine rastlayamadım. Aslında matbaa ve kitapevleri bu reklâmı kolay kolay atlamazlar. Bolu şehitleri ile ilgili bir kitabın yayın kurulunda Gaziantepli Belediye Başkan yardımcımız, Sakarya Üniversitesi?nden bir doçentimiz bulunuyor! Bolu'da, Bolu tarihine ışık tutacak, danışılacak bir tarih hocası bulunabilirdi diye düşünüyorum. Birde aklıma Bolu ile alakalı bir kitabın hazırlanmasında Boluların azınlıkta olması, Boluluların girişimci ruhunu başka bir yönüyle önümüze seriyor. Yukarıda belirttiğim Bolulu gazeteci arkadaşlarımızdan Sevgili Gökhan ve Hakan Aydın?ın da aslen Düzceli olduğunu göz önünde bulundurursak durum daha tirajı komik bir hâl alıyor. Sonuç olarak iyi niyetli bir girişimde olsa, sanki bu iş matbaacıya yaramış gibi gözüküyor!

TERMAL ? SAĞLIK

Bolu basınında, Bolu'nun sağlık turizmi merkezi ve tıp merkezi olabileceğini sıklıkça yazanlardan biriyim. Bu yönde gelişmeler olduğunu görünce de açıkçası seviniyorum. Millet olarak çok kötü bir hastalığımız var ve bu hastalığı, kesin tedavisi de ancak 18 yaş üzere nüfusumuzun kafasını uçurarak, temiz bir nesil yetiştirerek tedavi edebiliriz. Yok yok merak etmeyin o kadar gaddar değilim. Bu benim kolay çözümüm. Ülkede hangi iktidar gelirse gelsin kendi çevresini besler. En zeki insanlar, hep iktidar taraflarından çıkar! En büyük işadamları onlar olabilir. Gayet doğal olarak, AKP iktidarı da bu şekilde devam etmektedir. Devir bizim devrimiz diyen her aklı uzun, kendini büyük işadamı olarak görür. Devlet bankalarının kredi muslukları emirlerindedir. Son günlerin gözde rüyası Karacasu Termal Projesi?dir! İşte bingo! Bildiğiniz üzere Kızılcahamam örneği aktüel bir örnektir. Buraya sıkça gidenlerin akıllarına neden Bolu da olmasın soruları gelmektedir. Muhtemelen bu büyüklerimiz Balçova örneğini görmemişlerdir. Şöyle otelli devre mülklü türünden bir tesis Bolu'ya yakışır, bu işi bilen tecrübeli abilerimiz de var, fikri beyinlerdeki ampulü yakar! Bolu'dan sermaye çıkmasa da bu işe atlayacak bir sermaye nasıl olsa bulunur!Termal projesinin Bolulu girişimciler tarafından yapılması, Bolu'ya Kızılcahamam?ın Karacasu versiyonunu (Sürümünü) getirecektir. Ne demek istediğimi herhalde anlamışsınızdır. Anlamadıysanız Sayın Av. Mehmet Emin Güz? e sorabilirsiniz. O tercümesini bir basın toplantısıyla yapabilir ve benim tam olarak ne demek istediğimi sizlerle paylaşabilir. Ben de bu projenin; Bolu'yu uluslararası bir sağlık merkezi haline getirebilecek, yurtdışından İngiltere?den, Japonya?dan hasta çekebilecek profesyonel bir grup tarafından yapılmasına sıcak bakıyorum. Önde gelen bir BOLU fanatiği olmama rağmen! Yener abime katılıyorum. Bu denli büyük bir projenin altından kalkabileceğimizi zannetmiyorum. Zaten yerel basınının değerli köşe yazarlarının % 99?a yakını da bu projenin Bolu oluşumuyla yapılamayacağı yönünde görüş bildirmektedir.. Benim okuduklarım içinde bir tek Av.Mehmet Emin Güz (İsmini 2. kez zikir ettim. Allah?ın hakkı üçtür! ) bu projenin Bolulular tarafından yapılabileceği inancı ya da temennisi içinde. İşte buradan da yukarıda bahsettiğim zihniyetin veya hastalığın doğru olduğuna dair bir veri ortaya çıkıyor yani beni destekliyor. Bizler bu tip projelerden daha çok, şiir yazmayı ve senaryo üretmeyi daha iyi yapıyoruz. Bugünkü siyasi irade ve destekçileri siyaset tarihimizin ünlü şair ve yazarı, eski Başbakanlarımızdan Sn. Bülent Ecevit?i bile yaya bırakacak kadar başarılı ve bu yönüyle baktığımızda siyasi bir oluşumdan çok şairler kulübü görünümündedir. Bu vesileyle İl Genel Meclisi Başkanı Sn. Halit Yıldız?ın da şiir kitabını merakla bekliyorum. Gerçek anlamda bir potansiyel sahip olduğunu söyleyebilirim.

Senaryo demişken...

Geçtiğimiz hafta içinde bir basın toplantısında, bizim yazdığımız köşe yazısınada eleştiriler gelmiş. Bugüne kadar demek istediklerimi direkt söyledim ve yazdım. Bu konuda özgüvenimin yeterli olduğunu düşünmekteyim. Basın toplantısını yapan avukat arkadaşımıza bu hayal gücü ve çeviri kabiliyetiyle, Kurtlar Vadisi senaryo kadrosuna katılmasını tavsiye ediyorum.