DİMYAT- PİRİNÇ-BULGUR

Bu üçlüyü herhalde bilmeyen yoktur.

Abant üzerine nutuklar atarken yurt dışında olduğumuz süre içerisinde Abant, Bolu'nun gündemine bomba gibi düşmüş. Ben yazdığımda inanın durumun böyle olduğunu düşünmüyordum.

Bilemiyorum ne kadar doğru veya yanlış ama sayın Mir Mehmet Dengir Fırat'ın böyle bir eylem içinde olması beni hiç şaşırtmadı. Gerçekten çok farklı, özel ve de karizmatik bir isim soyada sahip olan sayın Fırat ister istemez, doğal olarak bu tür olaylarda sahne olacaktır. Kendisi bana göre bu dünyaya görevli gelmiştir! Etnik kimliği, boyu posu, endamı, makamıyla başlı başına bir karakterdir. Lütfen ismine bir daha bakın;

Mir Mehmet Dengir Fırat safi karizma. Yani benim de böyle bir ismim olsa herhalde ben de her şeyin ortasında olurum. Halihazırda ulusal basınımızda da birçok yerde sayın Fırat'ı manşet olarak görüyoruz. Bir kez daha söylüyorum, olay tamamen isimden. Çok karizmatik.

Bir önceki hükümette de sayın Şevket Bülent Yahnici vardı, bu isimde beni çok etkilemiştir. Tonton, pozitif enerji veren bir şahsiyet sergiliyordu.

Eminim ki O karizmatik isim, Abant Gölü gişelerinde, gişe görevlisiyle Boluspor'un üç kuruşluk bağış makbuzu için sıkıntı çıkarmazdı.

Genel durum Bolu AKP teşkilatının aleyhine işlemektedir. Ben onların da bu durumdan mutlu olmadıklarını düşünmekteyim. Daha aktif politikalar üretilip, Bolu'dan AKP ye giden oylar gösterilerek, Bolu'ya sahip çıkılmalıdır.

Geçtiğimiz hafta boyunca Almanya'nın Frankfurt kentinde dünyanın en büyük ev tekstili fuarındaydık. Sektörün en büyük fuarı olan, benim deyimimle Ev Tekstili'nde olimpiyat oyunları olan, bu fuarda firmalar bir yıllık kapasitelerinin büyük bir bölümünü kapatmak için yarışırlar.

Fuara dünyanın dört bir yanından 3130 firma katılmıştır. Ülkemiz bu fuarda 214 firmayla

Almanya, Hindistan, Çin'den sonra 4. sırada temsil edilmiştir. (Katılım alarak 4. olsak da stand metrekaresi olarak eminim ki Almanya'dan sonra 2. sıradayız.)

Her yıl olduğu gibi bu fuarda da gözüm bir hemşehri arar ama bulamam. Bu yıl tek tanıdık 14 DK 398 plakalı KÜHNE NAGEL nakliyat firması tarafından kiralanmış bizim de ürünlerimizi taşıyan uzun araçtı. Bir de fuarın 4. günü standımıza konuk olan tekstilin dev isimlerinden sayın Kemal Şahin, sayın Şahin'le de Bolu'dan ve sayın Orhan Uçar'dan konuştuk. Sayın Kemal Şahin, Orhan ağabeyden candan ve sevgiyle söz etti. Zaten çok iyi dost olduklarını biliyordum, bu sefer canlı olarak da şahit oldum. Orhan ağabey inanıyorum ki, Bolu'ya daha çok şeyler verebilir. Bolu'nun Orhan ağabeye gereken önemi vermesi gerekmektedir.

Gelelim fuarımızın rakamsal bazı özelliklerine. Fuar Frankfurt Belediyesi'nin MESSE isimli kuruluşu tarafından organize edilmektedir. Bu fuarda en küçük standın 20 m2 olduğunu zannediyorum. Fuara katılan firmaların en küçüğünün en az 25.000 Euro harcayacağını düşünürsek, ki ortalaması bunun kat kat üstündedir. Katılımcı firma sayısının kat kat fazla ziyaretçinin fuar için Frankfurt'a geldiğini de hesaplarsak ve de her ay büyük ölçekli 2-3 fuarın Frankfurt'da düzenlendiğini bunların üstüne koyarsak; hesabı siz yapın! Frankfurt şehrinin sağladığı geliri hesaplayın. İnanılmazın ötesinde bir gelir.Biz daha turizm mi, sanayii mi, deyip duralım.

Bolumuzun bir fuar şehri olması oldukça zor. Konumu ve doğal güzellikleriyle Bolu kongreler, seminerler ve kamplar şehri olabilir. Halihazırda bu etkinliklerin yapıldığını hepimiz biliyoruz. Daha büyük çaplı hale getirilebilir. Belediye, Özel İdare ve Ticaret Odası'nın bu konuda büyük projelere imza atması Bolu'yu marka şehir haline getirecektir.

Mutlu ve güzel bir hafta dileğiyle.