Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Bolu ve Bar Kültürü

Cumhur Bandakçıoğlu

    5 Eylül 2005

    Bar kültürü, batıya yani Avrupa?ya ve Amerika?ya aittir. Bu konuda çok ciddi bir altyapıya sahip olduğumu söyleyemem. Ülkemize de bar kültürünün başlayışı zannediyorum uluslararası otellerin İstanbul?a gelmesiyle oluşmuştur. Benden önceki kuşakları bilmiyorum ama ben bar kavramıyla otellerin lobi ve teraslarındaki mekânlardan aşina olmaya başlamıştım. Tabiî ki kovboy filmleri ve Teksas, Tommiks, Red Kid gibi çizgi roman kahramanları da bize barın ne anlama geldiğini ilk öğreten unsurlardı. Bar kültürünün ülke gündemine esas düşmesi ve sektör halini alması ise 12 Eylül 1980 sonrası olmuştur. Hızlı bir değişim, sağ ve sol entelektüellerin kendi doğruları ve idealizmlerinin son bulmasıyla, geçmiş anılarını tazeleme mekânları olarak barların açılma ve çoğalma dönemine yardımcı olmuştur. Entel barlar, özgün barlar, sosyetik barlar, mafya tarafından işletilen uyduruk barlar, başlıca bar çeşitleri olarak karşımıza çıkmaktadır. 1980?li yılların sonunda bulunduğumuz İngiltere ise bize farklı bir bar kültürünü tanıştırmıştır. Bana göre bar kültürünün çıkış noktası ve gerçek anlamda yaşandığı yer kraliçenin toprakları yani Birleşik Krallık?tır. Saat 11 gibi açılan Publar (Bar) gece 23:00?e kadar hizmet vermektedir. 22:45?de son içkiler için çan çalar ve ondan sonra servis biter. Saat 17:00 gibi sokakta biten hayat, akşam yemeği sonrası publarda devam etmektedir. İngiltere?de, orta sınıf ve altının sosyal yaşamları publarda şekillenir. Birkaç çeşit yemeğinde sunulduğu bu mekânlarda yenilir, içilir, eğlenilir, tartışılır ve tanışılır.Bizdeki gibi ev gezmeleri olmadığı için eş dost pubda buluşur. Birçoğu oldukça eski müessesler olup ev sıcaklığını yansıtan dekorlarıyla ilginç yerlerdir.

    Küreselleşme ve kültürel değişimler istesek de, istemesek de adına bar denilen müessesleri, artık hayatımızın bir parçası yapmıştır. Her ne kadar bu müesseslerde alkol tüketilse de batıda gidip kahve veya çay içebilirsiniz. Bizim ülkemizde ise mekân sahibi bu durumdan pek hoşnut olmaz. Yani racona ters düşen bir durum olarak yorumlanır. Kutsal topraklarda (Bolu) bar olgusu yine otel ve motellerle başlamıştır. Birde şehir merkezinde sadece erkeklere haiz birahaneler, bar varı yerler olarak belleklerde kalmıştır. Zannediyorum bunların en ünlüsü ve en uzun ömürlüsü bugünkü COBE Giyim?in yerinde olan DENİZATI?dır. Üniversitenin kurulması ve gelişmesiyle belli meslekler için cazibe merkezi olan Bolu'da yavaş yavaş bar ve barcılarla tanışmaya başlamıştır. Maalesef nasıl sokakta yürümeyi, parkta oturmayı, araç kullanmayı, maç seyretmeyi gerektiren kültüre sahip olamadığımız ve kültür üretmeyi bilemediğimiz için bizim bar kültürümüz de evlere şenlik olmuştur. Bir zamanlar Bolu'nun en saygın ailelerinden olan Öğretmenoğlu Ailesi?ne ait apartmanın dairelerinin bir bir bar ve pavyon karışımı garip yerlere dönüştüğünü hepimiz birlikte yaşamıştık. Neyse ki bu bina satılıp yıkıldı da o garip ucube yerden kurtulduk. Günlük gazetelerden ve dostlarımızdan takip ettiğimiz kadarıyla benzer durumların devam ettiğini kavga ve patırtının hiç eksik olmadığını öğrenmiş oluyoruz. Bu müesseseleri tamamen engelleme şansımız olmadığına göre (Zaten böyle bir niyetimiz yok) daha bilinçli hareket etmekten başka şansımız yoktur. Bu bilinçli harekette öncelikle vilayetin ve belediyenin bu tip müesseleri bir takım standartlara bağlıyarak belli bir kaliteyi ve yapılanmayı getirmesi şarttır. (Tabi bu standartları kendi dünya görüşümüze sıkı sıkı bağlanarak yapmamızda ciddi sıkıntıları beraberinde getirebilir) Öncelikle dünyada çok benzeri olmayan, bir apartmanın 3-4?üncü katının bu tip bir işletme haline gelmesi kesinlikle engellenmelidir. Bar ya zemin katta olur en fazla bir asma katı olur ya da en üst katta olur (bunun da sebebi manzaradır) Ayrıca işletmecilerine çok dikkat edilmelidir. Üniversite şehirleri illegal tipteki insanlar ve gruplar için bulunmaz bir vahadır. Resmi mercilerin arkasında en büyük sorumluluk ev ve dükkân sahiplerindedir. Para için yaşadıkları şehri çirkinleştirecek, ileride sıkıntı yaratacak insanlara direk güle güle demeleri herkes için çok daha iyi olur. Aslında bara gidenlerin de biraz daha seçici olması gerekir ama gerek hayat şartları gerekse çevre seçici olmayı kısıtlamaktadır. Barlar kaçınılmaz olarak yalnız ve serbest hayat yaşayan öğrenciler için bir liman görevi yapmaktadır. Sözümüz tamamen bar adı altında garip yer işletmeciliği yapan müesseseleredir. Düzgün, kaliteli, seviyeli yerler hepimizin ortak arzusudur. Polisimizin de biraz daha bu işe sarılması ve sahiplenmesi herkesi daha mutlu edecektir.

    Bir Kitap

    Geçtiğimiz hafta Gazeteci-Yazar Altemur Kılıç?ın son kitabı olan ?Kılıç?tan Kılıç?a?? adlı eserini bitirdim. Türkiye?nin yakın tarihini yaşamış olan yazarın hayatından kesitlerin alındığı kitabı herkese tavsiye ederim. Tarihin tekerrürden ibaret olduğunu bir kez daha göreceksiniz. Ne yazık ki benzer hatalar birçok kez yaşanmasına rağmen tekrarlanıp duruyor

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Önemli olan akıllı olmak değil, aklı yerinde ve zamanında kullanmaktır.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak