Frankfurt? Günleri

Her yıl Ocak ayının 2. haftası, iş hayatımın en önemli günlerini oluşturmaktadır.

Daha önceleri de sizlerle paylaştığım gibi Dünya Ev Tekstili sektörünün kalbi, Almanya- Frankfurt da yapılan Heimtekstil Fuarı?nda atmaktadır. Dünya genelindeki üreticiler ve alımcılar bu fuarda karşı karşıya gelir. Fuarın başarılı geçmesi demek, o yılın iş açısından iyi olacağı anlamına gelmektedir. Adeta olimpiyat oyunları gibi renkli olan fuar, sektörün benzersiz bir gösterisidir. İşte bu duygularla bir kez daha Frankfurt?a adım attık. Frankfurt?ta da hava koşulları aynen Stockholm?de olduğu gibi bizi şoke etti. İlk defa bu mevsimde bu kadar güzel bir havayla karşı karşıyaydık. Öncelikli sırası olarak işimiz her şeyin önünde olsa da, Frankfurt?ta bulunan Bolulu arkadaşlarımızı da görmek, en önemli görevlerimizden birisidir. Her yıl olduğu gibi Frankfurt?ta görmeden yapamayacağımız kişilerin başında artık ulusal basında da ciddi bir marka olan Seyfi Alp gelmektedir. Seyfi Alp?in bu yıl İstanbul Riva?da yapılan Ümit Milli Takım seçmelerine Almanya?daki gurbetçi adayların başında danışman olarak katılması sebebiyle, Frankfurt günlerimiz onsuz başlamak zorunda kalmıştır. Fuarın son 2 gününe yetişen Seyfi abimiz hemşeriliğin ne demek olduğunu 2 gün boyunca bizim ekibe A dan Z ye bir kez daha göstermiştir. Frankfurt?ta bulunan hemen hemen tüm Türk işletmelerinin sahipleriyle olan başarılı diyalogunu gittiğimiz her yerde kapıların hemen açılmasıyla bizlere göstermiştir. Birde uzunca bir dönem magazin gazeteciliği yapmış olduğunu sizlere söylersem, ne demek istediğimi daha iyi ifade etmiş olabilirim. Fuarın son günü standımızı kamerasıyla ziyaret eden ve deklanşöre nasıl basıldığını gösteren Seyfi abi, show içinde show yapmıştır. Önünde oluşan, bizi de çekim kuyrukları karşısında kendisi bile şaşırmıştır. Zannediyorum fuar tarihimizin en güzel resimleri bu fuarda karelenmiştir. Kısaca gazetecilik mesleğini her noktasının nasıl ustalıkla yaptığını herkese göstermiştir. Sağol varol Seyfi Abi! Allah herkese senin gibi bir hemşeri kısmet etsin. Frankfurt?ta aylar önceden görüşmeyi planladığımız bir diğer isim ise Uğur Tekinalp. Uğur benim Bolu Atatürk Lisesi?nden sınıf arkadaşım. Öyle ki liseye peş peşe kayıt olmuştuk. Lisenin arka bahçesinde çok maçlar yaptık. Uğur daha sonra futbolda ilerledi ve Boluspor?un A takımına kadar yükseldi. Daha sonra çeşitli transferler yaparak başka takımlarda da oynadı. Yaklaşık 20 yıl belki birbirimizi hiç görmedik. Bolununsesi sayesinde yaklaşık 6-7 ay önce Uğur Frankfurt?tan ses verdi. Kendisine her yıl olduğu gibi bu yılda ocak ayında Frankfurt?a geleceğimi ve muhakkak görüşmemiz gerektiğini yazdım. Son yazımda da İsveç?ten kendisine açık bir davetiye yazarak buluşmayı kesinleştirdim. 20 yılın ardından Heimtekstil fuarı sayesinde bir araya geldik. Eşi ve kuzeniyle bizleri ziyaret etti. Her ikimizde de fiziki değişiklikler olmuştu. Lise günlerinden, hocalarımızdan, arkadaşlardan ve Boluspor?dan bol bol sohbet ettik. Hisar Tepesi?nden aşağıya topun peşinden en çok kim indi muhabbetti yaptık. Uğur?un bir oğlu ve bir kızı olmuş. 15 yıldır Almanya?da yaşıyor. Almanya?da yaşayan hemen hemen herkes gibi ilk yıllar onun içinde zor olmuş. Şimdi keyfi yerinde büyük bir firmada çalışıyor. Hobi olarak da 9-12 yaş arası futbol eğitimi veren bir okulda hocalık yapıyor. O da artık yavaş yavaş memlekete dönme planlarına başlamış. Onu için de Bolu vazgeçilmez bir tutku ve hiçbir yerle kıyas götürmüyor. Uğur?la da yaklaşık 2 saat birlikte olduktan sonra ayrılmak zorunda kalıyoruz. Heimtekstil katılımcılar için gerçekten çok yorucu bir fuar, günde yaklaşık 40 müşteriyle stresli görüşmeler yapıyorsunuz akşam saat 18:00 olup fuar kapanınca tüm enerjinizin bittiğini hissediyorsunuz. İşte bu zor maratonun en güzel yanı buradaki dostlarınızla bir araya gelmek oluyor. Birde fuar verimli geçti mi her şeye deyiyor. Kendi firmam ve benim açımdan fuarın oldukça başarılı geçtiğini söyleyebilirim. Bize yakın olan Denizli grubu, yani havlu üreticilerinden de fuarın iyi geçtiği yönünde bilgi verdi. Ülkemiz adına son derece sevindiricidir. İnşallah bu durum daha uzun seneler devam eder.

Seyfi Alp ve Ben

Uğur Tekinalp ve Ben

Uzun bir ardan sonra Memlekete merhaba dedik. Özlemiştik. Dışardan, uzaklardan kim nasıl görmek isterse istesin, kim ne demek isterse istesin. Her türlü sıkıntı ve olumsuzluğa rağmen başka Türkiye yok. Başka Bolu yok.