Samba Ülkesinde Son Tango

    24 Ağustos 2011 tarihinde 08.30 da Atatürk Hava Limanı THY kontuarındaki yetkili bir dünya havayolu olarak adlandırılan milli havayolumuzun Brezilya Sao Paulo için 4 saat gecikmeli kalkış yapacağını söylüyordu. Biz İstanbul içinde yaşayanlar için pek sorun olmasa da bu uçuşu kullanacak aktarmalı yolcular için ciddi bir sıkıntı idi. Karşılığında ise adam başı bir sandviç, 500 mg su ve 1 adet meşrubat yolculara sunuluyordu. THY envanterine en son giren uçaklarından olan B–777 miz saat 15.20 gibi hareket ederek 14 saatlik uçuşumuzu başlatmıştı. Atlantik Okyanusu'nu kusursuz servis ve konforla geçen THY maalesef Ayamama Deresi'nde yani İstanbul'da ki yer hizmetlerinde boğulmuştu.

     Tam 13 yıldır yüzlerce iş seyahatiyle dünya çevresini en az 10–15 kez dolaşarak ciddi bir rekora imza attım. Güney Amerika kıtasına bu ikinci gelişim fakat ilk defa futbolun ve Samba'nın ülkesindeyim. Latin Amerika'nın en büyük, kıtanın 2 büyük ekonomisi olan hafızalarımızda futbolu, kahvesi ve de birbirinden güzel kızları (Burada inanın bir şehir efsanesi var) ile yer edinen Brezilya'dan merhaba.

     Tabiî ki benim gibi bir fani için her ne kadar Ramazan Ayı belkide bu ülkeye gelebilecek en kötü dönem olsa da, manevi dünyamda bana başka bir rekora imza attırdığı içinde farklı bir mutluluğu yaşattığını da açıkça söyleyebilirim.

    200 Milyon nüfusa 8.514.876.599 Km2 yüz ölçüme sahip bu dev ülkeyi bu köşeye sığdırmak pek mümkün değil ama elimizden geldiğince bu devasa ülkeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
    Beş yüz yıllık geçmişinde tüm ırkların birbiriyle karışması nedeniyle dünyanın başka hiç bir ülkesinde rastlanmayan bir çeşitlilik ve renklilik bu ülkenin en belirgin özelliği olarak karşımıza çıkıyor. Başta, Portekiz, Fransız, Hollandalı kolonicilerin yerli halk ile karışmasıyla başlayan ırk ve kültür çeşitliliği, önce Afrika'dan getirilen köleler, daha sonra Alman, İtalyan, Polonyalı, Japon ve Arap göçmenlerin de katılımıyla bugünkü manzarayı ortaya çıkarmış. Bu ilginç karışım, sömürgeleştirilmiş diğer ülkelerde olduğunun tersine, Avrupa kökenli olmayanlara karşı ırkçılığın çok daha az olması kaynaklı farklı kültürel değerlerin hem korunmasını hem de birbirleriyle iç içe girmesini sağlamış. Tabii böylesine hoşgörülü, rahat ve her türlü ön yargıdan uzak bir halkın keyifli ve eğlenceyi, yani müziği ve dansı sever olmaması düşünülemez. Buna bir de tropik iklimin getirdiği rahatlık da katılınca ortaya 'Hayat Bir Karnavaldır' felsefesi çıkmaktadır.
     Halen dünyanın 9'ncu en büyük ekonomisi olan Brezilya son on yıldır piyasalarını dünyaya açarak yabancı yatırımları ciddi anlamda çekerek dünya ekonomisinin çekim merkezlerinden bir tanesi haline gelmiştir.

    Hızlı bir ivme ile gelişen Brezilya bugün gemi inşası, motorlu araçlar, metaller, havacılık ve bilişim sistemleri, ahşap ve ahşap ürünleri, ilaç ve tıbbi donanım, inşaat sanayi gibi hemen hemen her sektörde üretim ve ihracat yapmaktadır. Dünyanın en büyük kahve üreticisi olan Brezilya, soya fasulyesi, şeker, pamuk, kahve, kakao ve darı, üretimi ile dünya pazarlarında oldukça büyük paylar almaktadır. Yine dünyanın önde gelen, hem de helal kesim beyaz et ihracatçısıdır. Akıllı politikalarla her türlü sebze meyve ve tahıl üretimi ve hayvancılığı başarıyla uygulayıp kendini aşan bir ülke konumuna gelmiştir

     Kendi kendine yetecek petrol yataklarına da sahip olan ülke çok uzun yıllar önce başlattığı Ulusal Alkol Programı ile alkolü otomotiv yakıtında kullanımı sağlamış daha sonrada seker kamışından ürettiği etanole petrole alternatif oluşturmuştur. Bugün ülkede kullanılan birçok araçta bu yakıtlar kullanılmaktadır.

     Uzun lafın kısası her yönüyle farklı bir ülke olarak tanımlayabiliriz  Brezilyayı! Açıkçası beni Rio da Janerio haricinde pekte etkilendiğimi söyleyemem. Coğrafi konum olarak çok güzel bir doğaya sahip olan Rio, yükseltileri, plajları mavi ve yeşilin karışımı ile etkileyici bir şehir. Ama ülke genelinde olduğu gibi ciddi bir güvenlik sorunu da var. Kap kaç ve gasp oldukça sıradan. Bir daha gelirimsin diye soran olursa, farklı bir yeri tercih ederim derim.

     Ve yazımızın başlığına gelirsek, 13 yılı geride bırakmakta olduğum çok sevdiğim zaman zaman sizlerle de paylaştığım hatta birçok yazımın hem ilham kaynağı hem de sponsoru olan şirketim SESLİ Tekstil ve SESPA A.Ş. den Eylül Ayı itibarıyla ayrılıyorum. Brezilya seyahatim benim şirketimle olan son tangom. Uzaklar başka bir gemiyle yoluna devam edecek. Her ayrılıkta olduğu gibi bu ayrılıkta da bir hüzün yaşanmakta! Hayatın olağanları içinde olan ayrılıkların, hem kendi adıma hem de şirketim adına hayırlar getirmesini diyorum. Bu vesileyle tüm okuyucularımın bu köşeyi benimle paylaşan herkesin Ramazan Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyor saygılarımı sunuyorum.