Ve yarış başladı!

       Alaaddin Yılmaz bir kez daha AKP Bolu Belediye Başkanı adayı olarak sahaya iniyor. Başbakan, bir çok olumsuzluğa rağmen, tercihini mantığının doğrultusunda Alaaddin Yılmaz'dan yana kullandı. Bana göre de doğrusunu yaptı. Diğer adaylar ne kadar sıfır kilometre de olsa, Başkan'a göre daha zayıftılar. Sonuçta beğenelim beğenmeyelim, iyisiyle kötüsüyle birçok icraat Başkan'ın çantasındaydı.   Malum, milletimizin hafıza sorunu, her türlü olumsuzluğu hafızasından çok kolay sildiği ve olumlu şeyleri hatırladığı gerçeğinin de bu kararın oluşumunda ciddi bir etken olduğuna inanmaktayım.
       Alaaddin Yılmaz'ın başkan adaylığının onanmasıyla, AKP Belediye Meclis Üyeliği müracaatlarında da patlama olduğunu yerel basından takip etmekteyiz. 2014 sonrası Belediye Meclisi'ne imarcıların ve rantçıların göz kırptığını çok rahatlıkla görmekteyiz. Hani adeta Belediye Meclisi'nin imanı yok desek yeridir.
      Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi meclis üyeleri seçilirken kesinlikle, belediye ile direk iş ilişkisinde olan meslek odalarından geleceklere çok dikkat edilmeli, bu meslek odalarının temsilcilerinin maddi manevi olgunluğa erişmiş kendini aşmış, gelecek kaygısı taşımayan kişilerden olması, hem haksız rekabeti ortadan kaldıracak hem de meclisin kalitesini yükseltecektir. Yine aynı meslek dalına sahip en fazla 2 kişinin meclis de olmasının daha faydalı olacağına inanıyorum.
     Evet, 10 yıl Bolu'yu yönetmiş bir belediye başkanı bir kez daha seçmen den oy isteyecek! Benim görüşlerimi herkes biliyor. Her zaman dediğim gibi 11 yıllık AKP iktidarında en az faydayı sağlayabilen birkaç merkezden bir tanesi Bolu'dur. Belirli bir ufka ve hizmet heyecanına sahip olmasına rağmen, biraz yakın çevresi, biraz kadroları, biraz da egosunun etkisiyle Bolu'yu estetik görünümden uzak bir şehir haline getirmiştir. Patlayan su boruları, kuruyan ağaçlar, çatlayan yollar, kırılan kalpler, modası geçmiş kaldırım taşları, düzken yıkılıp eğri yapılan duvarlar, garip alt geçitler gibi birçok şeyi hayatımıza yerleştirmiştir.  Belki ilçelerden ve köylerden Bolu'ya göçmüş vatandaşlarımız bu yapılanları başarılı bulabilir, bunu da çok doğal karşılıyorum. Ama bilinmesi gereken gerçek, birçok şey baştan sağma yapılmış ve Bolulular yaşam kalitesi düşük bir şehirde 10 yılı geçirmiştir.
      Görünen o ki, Belediye seçimleri bir kez daha AKP ve CHP arasında geçecektir. MHP yönetim değişikliğine rağmen, istediği çıkışı yakalayamamıştır.  CHP adayı, Mehtap Özcan Mısırlıoğlu; yıpranmış, gönülleri yaralamış, Bolu Halkı'nın paralarını istemeyerekte olsa heba etmiş, rakibine neler yapmaması gerektiği konusunda ipuçları veren bir adayla karşı karşıyadır. Mısırlıoğlu, sosyal, paylaşımcı, katılımcı ve şeffaf belediyecilik anlayışıyla, tamamı Bolu Halkı'nın çıkarlarına hizmet edecek projeleriyle seçmenden oy isteyecek. Bu perspektif den baktığımızda CHP'nin ciddi bir şansı olduğunu görmekteyiz. Madalyonun diğer tarafında ise CHP içinde hiç olmamsı gereken bir soğukluğun dışarıya yansıması var. Bu durumda, başta Alaaddin Başkan olmak üzere, 3. beş yılın hayallerini kuranları gelecek için daha da bir umutlandırmaktadır.
      Bolu Belediyesi, sosyal, paylaşımcı ve katılımcı ve şeffaf bir Belediye olmak zorunda olup, farklı siyasi düşünce ve inanca sahip vatandaşlar, Bolu Belediyesi'nin her faaliyetinde kendini eşit hissedebilmelidir. Bunun içinde Bolu Belediyesi'nde ciddi bir kan ve sistem değişikliğine ihtiyaç vardır.

                                                                              Cumhur Bandakçıoğlu