Hiç şaşırmadım

16 yaşında bir çocuk, Trabzon?da bir papazı öldürdü. Memleketin yarısı kendisini Polat Alemdar zannediyor. Aklı başında gözüken kelli felli işadamlarının, milletvekillerinin bile topluca seyrettikleri, cep telefonlarına zil yapabilecek kadar kendinden geçtikleri bir ülkeden ne bekliyorsunuz? Neymiş Türkiye?nin gerçeklerini ortaya dökmüşmüş. Evet, bir gerçeği ortaya koydu. Türkiye?nin gerçeklerden bir haber yaşadığını ve okumadığı gerçeğini! Birçok araştırmacı gazetecinin yıllardır yazdığı gerçekleri kurgulayıp hatta hafiften araklayıp okumaktan uzak insanımıza kültüre uygun bir şekilde sundular. İşte sonuç. Kendisini Polat Alemdar zanneden ve hafif bir ara gazıyla ülkenin başını bin bir belaya sokacak binlerce potansiyeli ortaya çıkardılar... Ne mutlu bize! Cinayet de misyonerlik faaliyetlerinde etkili olduğu, para karşılığı ayinlere katılındığı yönünde ifadeler var. Hem parayı cebe indireceksin hem de vurduktan sonra Allahuekber diyeceksin! Eğer olay bu şekildeyse ki ben inanmıyorum, herhalde papazın son sözleri Sende mi Brütüs olmuştur!

Danimarka?yı ve Danimarkalıları iyi tanıyan birisiyim. Dinle araları yoktur. Kiliseyle olan ilişkileri sadece hani ne olur ne olmaz mahiyetindedir. Biliyorum ki halkının % 99?u da o karikatürlere anlam vermemiştir, hatta görmemiştir. 7 yıldır Danimarkalılarla çalışıyorum, bir gün olsun bana dinimizle ilgili soru sormamışlardır. Bir tane cinsin çizdiği bir karikatürle tüm Danimarkalıları cezalandırmak hata diye düşünüyorum. Asıl suçlular sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammet?in (S.A.V.) dünya görüşünü, insanlık çizgisini, aydınlık yüzünü anlatamayan ve İslam dinini karanlık bir şekle sokup art niyetlilere yanlış imaj verdiren fanilerdir.

CHP?li İl Genel Meclisi üyesi Fahrettin Tanyar, Devlet Hastanesi?nin Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi olarak tekrar düzenleneceğini dair duyumlarla ilgili bilgiyi AKP?li üyelerden istemiş. AKP?li üye Halit Yıldız zaten kamuoyuna gerekli bilgi veriliyor demiş. Olmayan bilginin paylaşılmasını beklemek bana komik geliyor. Bu işin yerellerin iradesinde şekilleneceğine inanmak saflık olur. Öyleyse yerellerden de bilgi istemek bana pek mantıklı gelmedi. Laf aramızda benim daha önce yazdığım gibi Bolu genel anlamda sağlık merkezi olmak için ideal bir konumdadır. Öngörüm zannediyorum gerçekleşiyor. Yerel gazetelerimizin mesaj köşelerinde dedikodulara bakılırsa özel hastanecilik Bolu'ya göz kırpıyormuş!

Avukat Yüksel Gültekin Abimiz gazetesindeki köşesindeki ?Üstad Deniz Baykal? başlıklı yazısında, Sn. Başbakan?ın geç de olsa mal varlığını açıklayacağını fakat Deniz Baykal?ın açıkladığı mal varlığının kısa bir avukatlık dönemiyle kazanılmayacağını yazıyor ve Baykal?ın sıkıntıya gireceğini düşünüyor. Yüksel Abimiz, Sn. Başbakan konusunda haklı çıktı. Sn. Başbakan mal varlığını istemeye, istemeye de olsa açıkladı. Yüksel Abi ne düşünüyor bilmiyorum ama ulusal basından takip ettiğimiz kadarıyla pek tatmin edici olmadığı konusunda görüş birliği var. Sonuç olarak açıkladı mı açıkladı. İyi bir avukat olarak, avukatlık mesleğinden nasıl, ne miktarlarda para kazanabileceğini çok iyi bilen ve bunu da yazısında belirten Yüksel Abimiz, acaba benim gibi en iyi araba arkadaşımın arabası, en iyi tekne arkadaşımın teknesi felsefesiyle mal sahibi olanların durumu hakkında ne düşünür. (Malumunuz 02.05.2005 tarihinde açıkladığım mal varlığımda adıma kayıtlı olmayan bazı taşınmazlarım vardı ) Hoş bir de Sn.Deniz Baykal siyasi kariyerinde haksız kazanç elde edebilme imkânının olduğu hangi konumda oturmuştur, bunu da sorgulamak lazım. Sizlerin de gördüğü üzere konu hâlihazırda gündemden düştü. Sorgulasak ne olur sorgulamasak ne olur. Türkiye?de gündem gündelik değişiyor.

DYP Genel Merkezi de, ilçe yönetimini görevden aldı. Ülkemizde bu tip vakalar sıklıkça olmakta. Valla Ahmet Abi takma kafanı, yarın aynı şeyin Oğuz Abi?nin de başına gelmeyeceğine dair garanti yok. Zaten DYP?nin Sn. Mehmet Ağar?la ağarma şansı bana göre yoktur. Hemen kızmayın. Ben Mehmet Ağar ismini daha Bolu DYP teşkilatında bulunanların % 90?ı bilmezken biliyordum ve tanıyordum. Hâlihazırda bende 1987 yılından kalma bir hatırası vardır. Sosyal yönüyle ve teşkilatındaki geçmişiyle sevilse de. Ülke genelinde onun da Deniz Baykal gibi Türk halkının büyük bir bölümüyle pek anlaşabileceğini ve kendini anlatıp sevdirebileceğini zannetmiyorum.

Bolununsesi 15?inci yılını kutladı. Nice 15 yıllara diyelim. Uzaklardaki yazarına, kutlama programı için 1gün kala haber verdi. Bu tip özel geceler ve kutlamalar için genelde uygun akşam olan Cuma ve Cumartesi gecesi yerine Perşembe gecesi seçilmişti. Perşembe gecesinin biraz maddi bir seçim olduğunu düşünüyorum. (Bir de ertesi gün Cuma bunun getirileri olabileceği düşünülmüş olabilir) O yüzden de fazla ses çıkarma hakkım yok. Bir gün önce haber verilerek geceye davet edilmek ise 15 yıldır yayınlanan bir gazetenin bu tip organizasyonundaki profesyonellik anlayışıyla tezat teşkil ediyor. Hoş ciddi bir ilerleme olduğunu da söyleyerek haklarını verelim. Geçen yıl davet etmeyi hepten unutmuşlardı!

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim; Hakem golü saymadı, Kamuran Abi?nin golü, yılın golüne aday!

Evet ben hiç şaşırmadım yukarıda olanlara. Hepsi olması gerektiği yönde! Fazlasını, farklısını ya da tersini beklemek pek mantıklı değil. Ne diyelim hayırlısı olsun!