BolununSesi; Halkın Gazetesi

Sağlıklı günler Bolu'yu mu bekliyor?

Cumhur Bandakçıoğlu

    22 Kasım 2004

    Arife gününden bir gün önce İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Merkezi?nde çok önemli bir ameliyata (organ nakline) tanıklık ediyorum. Son 6 yılımı paylaştığım SESLİ Ailesi?nin fertlerinden oğul Mehmet Sesli babası Ekrem Sesli?ye karaciğerini veriyor. Kendisine can verene can veriyor demek çok daha doğru olur. Operasyon boyunca Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi?ni gözlem altında tutuyorum. Bölgenin en büyük hastanesi, Fiziki bir çok olumsuzluğa rağmen binlerce insan şifa kuyruğunda. Geçirdiğim dolu dolu 1,5 gün sağlığın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha yüzüme vuruyor. Bazen ne kadar aptalca ve basit şeylerle uğraştığımızı, kendimize dert, sıkıntı yaptığımızı hastane koridorlarında daha iyi anlıyorum. Başarılı geçen bir operasyondan sonra hastalarımızı İzmir de bırakıp. Bayram için Bolu'ya yani bizim kutsal topraklarımıza rotayı çeviriyoruz.

    İlk durağımız İzzet Baysal Doğum ve Çocuk Hastanesi. 10 Kasım 2005?te dünyaya gözlerini açan yeğenimiz Türkan Dila Doyran?ı (Cemil ? Nida Doyran?ın bebekleri) ziyaret edeceğiz. Hastaneyi ilk defa görüyorum. Gözlerim kamaşıyor. Özel bir hastaneden ayırmak mümkün değil. Baysal Ailesi?nin Bolu'ya armağan ettiği sayısız eserlerden bir tanesi. Biraz ayrıntıcı olduğum için hastanenin her köşesine göz gezdiriyorum. Bu güzel Hastaneyi kullananların biraz daha dikkatli kullanması gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir yapıya Türkiye?de özel hastaneler dışında kaç il sahiptir acaba? Daha sonra Dila bebeğin dünyaya gelişini kutlamak üzere Yurdaer 2 Otel?e doğru yol alıyoruz. Yol boyunca önce İzzet Baysal Devlet Hastanesi ve Tıp Fakültesinin ışıklarını görüyorum. Işıl ışıl parlıyor. Bayram namazı sonrası gittiğimiz mezarlık ziyaretinde de SSK hastanemizi görüyorum. Uzay üssü kadar modern bir dış yapı, içini tahmin bile edemiyorum. Keyif alıyorum. Bolu'nun sağlık konusunda ses hızını aştığını düşünüyorum. Galiba Bolu da yaşamak yakın bir gelecekte gerçekten büyük bir ayrıcalık olacaktır. Fizik Tedavi Hastanesi?ni de buna eklersek ben bu sonuçtan Bolu'nun bir Tıp Merkezi haline gelebileceğini görür gibi oluyorum. İstanbul?da, Merter- Bostancı arası 30- 35 Km. lik bir yoldur. Bu yolu akşam 18.00 itibarı ile 2 saat 45 dakikada geçersiniz. İstanbul?dan Bolu'ya otobana adım attığınızda da en geç 2 saat 30 dakikada düşersiniz. Ankara- İstanbul arasındaki güzel şehrimiz, üniversite şehri olmanın yanı sıra bölgenin Tıp Merkezi olma şansını da yakalayabilir. Sanayileşme şansını yitiren (Şahsen ben bu duruma hiç üzüldüğümü söyleyemem) Bolu'ya devlet böyle bir ayrıcalığı sunabilir. İç turizm dışında dış turizm şansı olmayan ilimiz Sağlık Turizmiyle de yurt dışından insanları çekebilir. (Özellikle termal tesisleriyle) Yoksa bizim ormanlarımız, göllerimizin benzeri yerler Avrupa?nın da nerdeyse her şehrinde mevcut. Abant sadece İstanbul- Ankara?da yaşayan yabancı konsolosluk çalışanlarına enteresan gelebilir. Yerel ve ulusal idarecilerimizin dikkatine sunulur.

    Kısa kısa;

    Sn. Yaşar Eyüpoğlu hocam gazetemizin son sayısındaki köşesinde şahsımla ilgili hak etmediğim kadar övücü cümleler kullanmış. Eğer o cümlelerin bir tanesini bile gerçekten hak edebiliyorsak, benim için büyük bir onurdur. (Ama insanın doğası gereği övgü karşısındaki sevincimi şu kelimelerle özetleyebilirim; Lisede okul birincisi olsaydım bu kadar mutlu olamazdım) Hocamın ellerinden öpüyorum.

    Bir Selam da Kanarya Adalarından. Dünya Turizminin ilk markalarından olan İspanya?nın Atlas Okyanusu?ndaki Kanarya Takım Adaları?nın en önemlilerinden olan Tenerife?den.. Ayhan Kırlıoğlu İnternet üzerinde selamlarını gönderiyor. Bende bunun üzerine diyorum ki kısa bir gelecekte biz Dünya Bolulular Kurultayını toplarsak sakın şaşırmayın. Bizde Ayhan Kırlıoğlu?na Tenerife?de başarılar diliyor, Bolu'yu ve Boluluları en iyi şekilde temsil etmesini istiyoruz. Bir de Tenerife de El Toscal- Los Reajos bölgesine bizden kucak dolusu selam göndermesini istiyorum. (Gün olur belki bir gün bu selamın sebebini bu satırlarda açıklarız)

    Organ Nakli...Yine Ege Üniversitesi?nde 22 kasım 2005 günü bir arkadaşımın babası annesine böbreğini verecek. Organ Bağışında ülkemiz rakamları son derece düşük.. Toplum olarak bu kutsal dayanışmayı desteklememiz gerekiyor. Organlarımızı Bağışlayalım. Dini açıdan bir sakıncası bulunulmadığına defalarca açıklık getirilen organ bağışına hep birlikte eğilelim. Hatta Bolu'da bir kampanya açalım. Gün gelir hepimiz bir faninin toprak olup çürüyecek organlarına muhtaç olabiliriz.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak