Sıcak bir hafta, Riyad'dan selamlar

       Geçtiğimiz Pazar günü rotamızı bir kez daha Suudi Arabistan'a çevirdik. Bu sefer ülkenin başkenti Riyad'tayız. Riyad, 4,500.000 nüfusuyla ülkenin ve Arap Yarımadası'nın en büyük kenti olma özelliğini de üstünde taşıyor. Şehir oldukça büyük bir ova üzerinde kurulu.  1517′de Yavuz Sultan Selim'in Ridaniye Savaşı'nda Memlukları yenmesiyle Türk egemenliğine girmiş olan Riyad, Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar Osmanlı –Türk egemenliğinde kalmıştır.
      Riyad ve çevresinin Osmanlı zamanında ekonomik ve siyasi açıdan hiçbir öneme sahip olmaması sebebiyle şehirde Osmanlı- Türk izlerine pek rastlanmamaktadır. Bununla beraber alış veriş merkezlerinde ki reklam panolarında Türk dizilerine ait reklamları görme şansınız oldukça yüksek.
      Riyad King Khalid Havalimanı'ndan dışarıya adım atmamızla sıcak bir hava dalgası yüzümüze çarptı. Saat henüz gece yarısını geçmişti ve dışarıdaki hava sıcaklığı 26 C'yi gösteriyordu! Aracımızla biraz yol aldıktan çok kısa bir süre sonra hafif bir yağmurda bize sürpriz bir şekilde adeta hoş geldiniz dedi.
      Şehir, batılı mimarlar tarafından imar edilmiş, Bunu dikey ve yatay birbirini kesen yollarla hemen algılayabiliyorsunuz. Şehir haritasını elinize aldığınızda ve büyük gökdelenleri de kendinize yön belirleyici yaptığınızda şehirde kaybolma şansınız hemen hemen yok gibi. Tabi bu dikey ve yatay yollar kilometrelerce uzun olduğu için haritadaki kadar her şey basit değil. 'Teknoloji' dediğinizi duyar gibiyim. Kiraladığımız araca navigasyon cihazı almış olsak da, maalesef pek verimli olduğunu söyleyemem. İzcilik yıllarımızdan kalma yukarıda bahsettiğim yöntemlerin daha etkili olduğu kanısındayım. Hoş ben Riyad için ilk defa geliyorsanız kendi aracınızı kullanmanızı da pek tavsiye etmem. Öncelikle yollarda pek şerit yok. Sinyal verme alışkanlığı ise sıfırın biraz üstünde.
      Şehrin merkezi ve en eski yerleşim yeri Al- Batha, başta deve pazarı olmak üzere özgün bir gezinti yeri olarak karşımıza çıkmakta. Şehrin en önemli tarihi eserlerinden birisi ise Al- Masmak Kalesi. 1865 yılında yapılan kale, Kabileler arasında yapılan pek çok savaşa tanıklık etmiş. Adeta şehrin tarihi sembolü durumunda! Günümüz Riyad'ı petrol zenginliğinin vermiş olduğu imkânlarla çölün ortasında birçok dev gökdeleni, modern binaları ve de alış veriş merkezlerini üzerinde barındırmakta. Yine bilimsel bir akdemi olarak adlandırılan Kral Abdülaziz Kompleksi de müzeleri ve parklarıyla şehrin en önemli ve de ünlü mekânlarından biri olmuş durumda. Bu arada şehirde 2 devlet üniversitesi ve çok sayıda özel üniversite olduğu da, altına basılarak söylenmekte.
      Yeme içmeye gelince; Riyad'ta Arap mutfağı, daha çeşnili ve baharatlı tatlarla karşımıza çıkıyor. Et yemekleri bize uzak sayılmaz. Lübnan ve Suriye mutfağından lezzetlerde orta doğunun her yerinde olduğu gibi oldukça etkili! Uluslar arası lezzetleri de rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Pek kahve merakım olmadığı için açıkçası Arap kahvesinin tadına bakmadım.
     Gün içi dışarıya çıkmak pek akıl karı değil. Sıcaklık 40-45 C arasında değişiyor. Saat 16.00- 17.00 arası hayat canlanıyor ve 23.00'a kadar bu canlılık devam ediyor. Yapılacak en güzel iş Oto Yıkama! Çünkü araçlarınız sürekli kum tozu ile kaplı. Yani Bolu'dan daha vahim bir durum var burada! Yok, yok öyle dediğime bakmayın oto yıkama zor iş, çünkü su yok ve benzinden pahalı. Bu arda Toyata Camry'mizi 10 TL'ya fulledik. Hayır, ne pompa bozuk ne de pompacı yanlış hesap yaptı. Ha bu arda markette satılan 1,5 Litre sularda bizdeki benzerleriyle ya aynı, ya daha ucuz bu noktayı anlama işini sizlere bırakıyorum! (Sağlam kazıklanıyoruz ey halkım!) Riyad mı, Cidde mi derseniz? Cidde ağır basar derim! Mekke ve Medine'de size ödül olur!