BolununSesi; Halkın Gazetesi

Fark acaba nerede?

Cumhur Bandakçıoğlu

    22 Mayıs 2013

         Yine günler günleri kovaladı, 20 gün geride kalmış son yazımızdan bu yana. Yoğun iş ortamı ve seyahat trafiği maalesef bizi köşemizden zaman zaman uzak tutuyor. Bu uzun aranın bir bölümünü İsviçre ve Kuzey İtalya'da geçirdik.

         Her iki bölge de Bolumuz'la doğal yapı olarak benzerlikler taşıyor. Yani yeşili, havası ve sularıyla birbirine benzeyen toprak parçaları! Bolumuz'u bu 2 bölgeden ayıran önemi nokta ise insan elinin değdiği yerler. İnsan elinin değmesiyle, o aslında birbirinden pek de farkı olmayan coğrafyalar arasında adeta uçurumlar oluşuyor.

         İtalya'nın Como bölgesine ilk defa gittim. Çok açık ve net söyleyebilirimki, dünya üzerindeki cennet noktalardan bir tanesi Como Gölü ve çevresidir. Doğa'nın adeta fışkırdığı, yeşilin maviyle dans ettiği ve de insan elinin değdiği her noktanın doğaya birer sanat eseri imzası olarak katıldığı muhteşem bir yaşam alanıyla karşı karşıya kaldım. Böyle bir ortamın sanat, tasarım ve de modanın varlığını sürdürdüğü ve yaşam bulduğu yer olması kadar doğal bir şey olmaz. Bu güzellikleri görünce hemen hemen benzer bir doğa ve iklime sahip olan, doğduğunuz ve büyüdüğünüz yerde benzer kareleri göremediğiniz zaman ciddi bir çatışmaya giriyor, veryansın ediyorsunuz.

        Bizim şehrimiz, bölgemiz neden bu seviyelerde olmasın? Her zaman dediğimiz gibi bu farkın gerisinde devlet politika ve stratejileri, yerel yönetimler ve de bölge halkı, yani yaşayanları, bu eksikliğin baş sebepleri olarak ortaya çıkıyor.     

          Bolu'nun şekilsel bozukluğu çok eskilere dayanmakla beraber 1999 Depremi Bolu için ciddi bir dönüşüm fırsatını ayağa getirmişti. Bu fırsatı iyi değerlendiremediğimiz çok açık ortadadır. Dar siyaset sahnesinin ürettiği politikacılar ve yöneticiler ve onların bilgi, birikim ve vizyon eksiliği ve bu eksiklikleri tamamlayacak kadroların tahsis edilememesi Bolu'nun muhteşem coğrafyasını maalesef vasatın altında tutmuştur. Tabi sadece yönetim ve yönetici katını suçlamak yanlış olur. Biz şehir sakinlerinin de bu uyumsuz görüntülerde de çok ciddi hissesi vardır.

          Son dönemde üniversitemizin ilk vakıf destekli üniversite olmasına rağmen, Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi'nin bu unvanı kendine yakıştırmasıyla ilgili tartışmalar kamuoyunu yansımıştı. Abdullah Gül Üniversitesi'ni bende kendi imkânlarım doğrultusunda inceledim. Mevcut konjonktürün artılarıyla yola çıkan bu üniversite, hiç kuşkusuz ki kısa zaman içinde ününe ün katacak ve bizim üniversitemizi de birçok konuda geçecektir. Bir defa AGÜ mimari yapısı, yani dış görünüşüyle çok ciddi bir çekim ve tercih merkezi olmaktadır. Maalesef bizim üniversitemiz kurulduğu günden itibaren bir türlü dış görüntüsünü farklı bir platforma oturtamamış, İzzet Baysal Vakfı gibi bir gücü arkasına almasına rağmen, diğer şehir üniversitelerinden pek farklı bir görüntünün sahibi olamamıştır. Birbirinden kopuk mimarideki binalarıyla adeta Bolu'da ki karmaşık yapılaşmanın bir yansıması olmuştur. Üzücüdür ki bu karmaşayı kimse yadırgamamıştır. Hâlbuki Gölköy'ün o güzel coğrafyasında sadece yapılarıyla bile çok ciddi bir cazibe merkezi ve marka yaratılabilinirdi.

         Uzun lafın kısası Bolu'nun gerçekten sıradan olmayan farklı siyasetçilere ve politikacılara ihtiyacı var. Bolu'nun yönetimine talip olan her siyasi partiden kişilerin bilmesi gereken en önemli şey; Bolu yönetilirken ciddi anlamda profesyonel ve vizyonel kadrolara ihtiyacı var. Dar siyasi zihniyetin ortaya çıkardığı yapıyla, Bolu'yu yönetmeye ve geleceğe hazırlamaya kalkarsanız, Bolu'nun mevcut durumunun dışına çıkıma şansı yoktur.

         Sizleri Como'da bazı görüntülerle baş başa bırakıyorum. Fark acaba nerede? Resimlerden bir tanesi COMO'daki özgün fuar kongre merkezidir. Bolulu yöneticilere duyurulur.

     

                                               

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak