BolununSesi; Halkın Gazetesi

Bir Bayram böyle geçti.

Cumhur Bandakçıoğlu

    24 Ocak 2005

    Uzun bir aradan sonra tekrar kutsal topraklardayız. Üst üste gelen yurt dışı gezilerinin ardından dinlenmek için büyük bir fırsat oldu benim için. Amacım 5 gün boyunca sadece dinlenmek. Yaptığım en önemli faaliyetler Bayramın 1. günü bayram namazı, kurban kesimi ve vilayet bayramlaşmasına katılmak. 3. günü Bolu Kalkına ve Tanıtma Vakfı Genel Sekreteri değerli büyüğümüz Sn. Ahmet Şerafettin Yamaner?le fuarlar üzerine konuşmak. Yani hepsi bundan ibaret, onun dışında açıkçası yan gelip yattım. Memlekette de olup bitenle ilgilenmedim. Gözlerimi kapadım. Bir çok şeyi duymazlıktan geldim. Vilayet Konağı?nı bile görmezlikten geldim. Tek yakaladığım Roma Dondurmacısı önündeki Kent Bilgi Bankası oldu. Güzel bir hizmet. Belediye önü dışında bir üçüncü yer var mı bilmiyorum? Bence birkaç noktaya daha konabilir, çoğaltılabilir. Mesela Cici Taksi Kavşağı?na veya üniversite kampusuna.

    Bu yıl ilk defa Vilayet tarafından düzenlenen bayramlaşama törenine katıldım. Burada İlimizin yerel yöneticileriyle ve milletvekillerimizle ilk defa aynı ortamda bulunma fırsatını yakaladık. Daha önce sadece Tugay komutanımız Sn. Tuğgeneral Hakkı Yılmaz Çiyan?la tanışma fırsatımız olmuştu. Tugay komutanımız dışında samimi yaklaşım aldığım isimler olarak Sn. Valimiz Ali Serindağ, Belediye Başkanımız Sn. Alaaddin Yılmaz, Sn. Milletvekillerimiz Metin Yılmaz ve Sn.Yüksel Coşkunyürek. Doğruyol Partisi?nden Sn. Ahmet Karatepe ve Saadet Partili bazı yerel yöneticiler oldu. Bolu'ya atanma kararnamesi çıktığı dönemde görüştüğümüz Uşak Valisi Sn. Ali Fuat Güven, Bolu'ya çok iyi bir Vali geliyor demişti. Açıkçası bende inanıyorum ki, kesin olan Bolumuz?da özel bir Vali?nin görev yaptığıdır. Belki sorabilirsiniz, ?2-3 dakikalık bir ayak üstü görüşmeden nasıl böyle bir sonuç çıkarıyorsun?? diye düşünenler olabilir. Cevap olarak; Tamamen aldığım pozitif enerji diyebilirim.

    Fuara gidiyoruz !

    24-28 Şubat tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar merkezinde düzenlenen EMITT 2005 ?Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm ve Seyahat? Fuarı?na Bolumuz Bolu Kalkınma ve Tanıtma Vakfı?nın öncülüğünde bir kez daha katılacak. Değerli büyüğümüz, son yıllarda yapmış olduğu başarılı dernekçilik faaliyetleriyle Bolu'da marka haline gelen Sn.Ahmet Şerafettin Yamaner?le Bayramın 3. günü bir araya geliyoruz. Kendisi tevazu içinde benim fuarcılık konusunda sahip olduğum bilgi ve birikimi görmek ve beyin jimnastiği yapmak istiyor. Çok açık ve net söyleyebilirim ki Sn. Yamaner?in farkı ve farklılığı burada bile ortaya çıkıyor. Ben zannetmiyorum ki daha önce böyle önemli bir konuda profesyonel bir yardım alınsın. Belli bir zamanın ve bütçenin harcanacağı bu organizasyonu en verimli bir biçimde kullanıp, en fazla faydayı sağlamak asıl amacı. Kendisine masa başında fikirlerimi aktırdım önümüzdeki çarşamba gününe kadar yazılı olarak da bir sunum yapacağım. Geçtiğimiz yıl fuara katılsaydım veya geçtiğimiz yıla ait elimizde bir veri olsaydı (Bu veri kesinlikle fuar organizatörlerinin hazırlamış olduğu değil, bizzat kendi içimizden birisinin standa gelen ziyaretçilere dayalı yapılmış olan 2,3 soruluk mini bir anket olabilir ) çok daha faydalı olabilirdim. Gelelim fuara. Vakfın bütçesi sınırlı olduğu için burada asıl görev sponsorlara düşecektir. Bolu sahip oldukları değerler açısından yıllardır bir marka olduğu için bir çok firma veya kuruluş açısından böyle bir reklama veya organizasyona ihtiyaç duyulmaya bilinir. Bu durumda diyeceğimiz, yıllardır Bolu'nun doğasını ve ismini kullananların, Bolu'ya olan borçlarını ödeme zamanıdır!

    Ve inanıyoruz ki Sponsorlarımız BOLU isminin bu fuarda en iyi şekilde tanıtılması için ellerinden geleni yapacaktır. Yine inanıyorum ki Sn. Yamaner liderliğindeki bu organizasyon fuarın artılarını eksilerini ortaya dökecek ve gelecek yıllar için ne yapılmasına karar verecektir. Daha önce yazdığım yazılarda da belirttiğim gibi fuarlar çok olumlu getirileri olan organizasyonlar oldukları gibi, bazen boşa harcanan emek ve nakit olma olasılığı da çok yüksektir.

    Kar yağıyor, Kayakçılar Bolu ya geliyor, Bolulular bakıyor.

    Cumartesi akşamı itibarıyla Bolumuz beyaza boyanıyor. Geçtiğimiz haftalarda yazdığım, ?Kayak sezonu açılırken? başlıklı yazıma destek olanların sayısı oldukça yüksek.

    Özellikle Sn. Ahmet İhsan hocamızla konu ile ilgili epeyce mesajlaştık. Hocamız da benim gibi bu konuda çok dertli. Kayak sporuna geç başladığı halde bu spora gönül vermiş bir kişi. O da imkanların kısıtlı olmasından şikayetçi. Eğer imkan verilirse bu konuda gönüllü olarak da çalışmak istiyor. Yazıda belirttiğim gibi otellerin bu işe pek sıcak bakacağını zannetmiyorum. Bu durumda görev Özel İdare ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü?ne düşüyor.

    Bu vesileyle Sayın Valimize açık mektubumdur.

    Sayın Valim,

    Bildiğiniz üzere ilimizin denizden yüksekliği 700mt. İle 2500 mt. arasında değişmektedir. Kışları soğuk ve yağışlı bir iklime sahip olan ilimiz Ülkemizin 2 numaralı kış sporları merkezidir. Ne üzücü ve gariptir ki, nüfusumuzun belki yüzde biri kışın yapılabilen kayak sporundan yaralanabilmektedir. Daha da garibi bu vilayetin çocuklarının büyük bir bölümü hatta doğru dürüst deniz bile görmeyenler yüzme bilmektedir. (Kaplıcalar da öğrenmektedirler.) Bu çelişkinin ana sebebi kayak sporunun pahalı bir spor olması ve dar ve orta gelirli insanlarımızın yararlanacağı bir tesisin olmamasıdır. Bugün Bolu dışında bulunan tüm kayak merkezlerinde, (Uludağ, Saklıkent, Palandöken, Erciyes, Ilgaz, Sarıkamış, Bozdağ, Isparta, Elmadağ ve diğer merkezlerde) Özel İdare, Beden Terbiyesi, Köy hizmetleri gibi kamu kurumlarının kayak evleri ve kayak istasyonları bulunmaktadır. Bundan 20-25 yıl önce kısıtlı da olsa ilimizde 30-40 yıl önce Gerede ilçemizde ciddi


    Türk Kadınalar Birliği Bolu Şubesi Kayseri Erciyes?de Kayserli çocuk kayakçılarla. (Neden Bolu da da olmasın?)
    faaliyetlerin olduğu bilinmektedir. Bugün belki ilimizde bir Kayak Ajanı bile bulunmamaktadır. Bolu'da yapacağınız görev süresi içersinde bir çok güzel hizmete imza atacağınıza inancım sonsuzdur. Bizler sizi Bolu'yu kayakla buluşturan Vali olarak da anmak istiyoruz. Bu konuda yapacağınız çalışmaları büyük bir heyecanla bekleyeceğiz. İnanıyorum ki Ankara?da bizi temsil eden Milletvekillerimiz de, hatta iyi bir organizasyonla bölgedeki tesis sahipleri de size destek verecektir.

    Sn. Valim, dağlar bizim dağlarımızdır. Bolu gençliği de kış aylarında bu dağlarla buluşabilmelidir.

    Bu vesileyle çalışmalarınızda başarılar diliyor saygılarımı sunuyorum.

    Cumhur Bandakçıoğlu.

    Hocama;

    Değerli hocam Sn.Yaşar Eyupoğlu gazetemizin son sayısında nefis üslubuyla bir soru sormuş. Bazen kendi kendime soruyorum ya, bende bunama falan mı başladı diye.. Yaşar Hocam fizik hocası mıydı, yoksa edebiyat hocası mı ? Hocam siz kesinlikle bizim gazetenin Bekir Coşkunusunuz. Gelelim sorunun benimle ilgili kısmına, yani petrole gelen fiyat indiriminden sonraki zamma. Açıkçası yurtdışında olduğum için bu sinir bozucu aktiviteyi yaşamadım. Hocam dünya da böyle bir şey yok. Sebebi gayet açık... Yetmiyor.. Hazineye para lazım! Tabi ki bir takım uyanıklar bu indi bindi faaliyetinden sebeplenmiştir. Ama onlar için yapılan bir uygulama olduğunu zannetmiyorum.

    Misyonerlik;

    Ulusal gündemden bölgesel gündeme düşen misyonerlik faaliyetleri ilimizde de fırtına koparmış durumda. Kişisel olarak bu konuyu fazla önemsemiyor. Bu tip faaliyetleri belki devlet eliyle resmi olarak yapmasak da bir çok tarikat ve cemaatimiz dünyanın bir çok bölgesinde benzer faaliyetlerde bulunmaktadır. Yani çuvaldızı kendimize iğneyi başkasına batırmamız lazım. Belçika?daki askerlik görevimiz süresince Amerikalı misyoner askerlerin kuşatması altında idik. Haftanın 2-3 günü gelirler bizi kilisedeki ayinlerine davet ederlerdi. Her gelişlerinde kendilerini kırmadan güzelce uğurlardık. Hiçbir zaman davetlerine icap etmedik. Güney Afrika?nın efsane lideri Nelson Mandela?nın özgürlük mücadelesinde en yakınında olanlar arasında Müslümanlar çoğunluktaydı. Devlet Başkanı seçildikten sonra kabinesinde 13-14 tane Müslüman bakan bulunuyordu bunu sebebi İslam dinini insanlar arası eşitlik, yardımlaşma dayanışma felsefesinden etkilenmesidir. İslam dininden bu kadar etkilenmesine ve mücadele arkadaşlarını Müslümanlardan seçmesine karşı, Nelson Mandela dinini değiştirmemiştir. Din değiştirmenin öyle çok basit bir olgu olduğuna inanmıyorum. Kaldı ki eğer bu iş tamamen manevi dünya ile alakalı ise. Kuran-ı Kerim?in cevap veremediği bir sorunun İncil?de olabileceğine veya bir eksikliğinin olacağına asla inanmıyorum. O halde insanlarımızı nasıl kandırabilirler? 2 türlü.. 1. Ekonomik sıkıntılardan dolayı vaatlerde bulunmak. Yurtdışında bir hayat ve pasaport sunmak. 2. İslam ülkelerinin geri kalmış yönlerini ve İslam?ı çirkinleştiren kökten dincilerin yaşam şeklini göstererek. Korkmamız gereken misyonerlik faaliyetleri değil. Ülkemizin ekonomik durumu ve İslam?ın doğru anlatılmaması olmalı.

    Tebrikler Çizmecioğlu Grubuna;

    Yıllardır bakımsız bir görünü sergileyen eski Türk Ticaret Bankası Bolu şubesi özelleştirme sonucu ihalede Çizmecioğlu Ailesi tarafından satın alınmıştı. Sonuç ortada, Muhteşem bir bina ortaya çıkmış son derece estetik bir mimari ile Bolu'nun hizmetine sunulmuş. Camlı, modernizm adı altında zevksiz binaların moda adı altında mantar gibi bittiği şu günlerde, bu ince zevki yakaladıkları için tebrik ediyorum.

    Zevzek Boyalı Medya;

    Yine rezil durumdalar.. 17 Aralık 2004 sonrası AVRUPALI TÜRKİYE diye 7 düvele jurnal yapan yalaka medyamız. Kurban Bayramı manzaralarıyla yine memleketimizin ne kadar Avrupalı olduğunu Dünyaya duyurmak için birbirleriyle yarış ettiler. Bu nasıl bir çelişkidir ? Bu nasıl bir ihanettir ?

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak