BolununSesi; Halkın Gazetesi

2014'e veda ederken

Cumhur Bandakçıoğlu

    23 Aralık 2014

          Bir yılın daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. 2014 artık tarihin arka sayfalarında yerine almak üzere. Kendim adına, Bolu adına ve de memleket adına, 2014 için düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum.
           İş hayatında başarılı bir yılı geride bıraktığımı söyleyebilirim. İhracat performansımız yüzleri güldürdü. Tabi bir profesyonel olarak bunun bir sonraki yıl için beni çok daha zorlayacağının endişesini de taşıyorum. Bolununsesi'nde ki performansım maalesef, gelmiş geçmiş yılların en kötüsü olarak gazete tarihindeki yerini aldı. Bu yıl, bu son yazımla birlikte 23 köşe yazısına imza attım. Normalde olmasının nerdeyse yarısı kadar! Bunun sebebi olarak, iş hayatımdaki yoğunluk ve Bolu gündeminden fazla uzak kalmak ve biraz da Bolu'ya karşı umutsuzluğumun yüksek seyretmesi olarak yorumlanabilir.
           Sağlık açısından baktığımızda ise aile olarak zorlu bir yıl geride bıraktığımızı söyleyebilirim.  Yinede en kötü yılımız böyle olsun diliyorum.
           Ve Bolu! Bolu çok uzun yıllardır benim hayalimdeki Bolu fotoğrafının çok uzağında. Evet, bazı olumlu göze hoş gelen kareler olsa da, yeterli olmadığın düşünüyorum. Özellikle Üniversite'nin Bolu'nun homojen yapısını ciddi anlamda bozduğunu ve Bolu'yu sıradanlaştırdığını, zaten hiçbir zaman kendini tam anlamıyla bulamamış şehri sevimsizleştirdiğini, açıkçası getirisinden çok götürüsü olduğuna inanıyorum. (Bazı itirazları duyar gibiyim.. Ama üniversiteden önce de Bolu'da hiç kimsenin acından ölmediğini hepimiz biliyoruz) 
          Çiçeği burnunda Başbakanımız Bolu için, bir sığınaktır kelimesi kullanmış. Ben o sığınağın her geçen gün özelliklerini kaybettiğini düşünüyorum. Yine de merakla Turizm ve Kültür şehri ilan edilen Bolu'yu yapılacak yatırım ve de verilecek teşvikleri bekliyorum. Eğer ayaküstü bir ilan değilse, ellerinde bir program ve plan olması gerekir ve Bolu kamuoyuna açıklanması paylaşılmasını istemek en doğal hakkımızdır.
          Ve Türkiyem! Tarihinin en büyük ayrışmalarını yaşıyor. Bu siyaset, bu politika ve de bu vatandaş yapısıyla Türkiye'nin bölünmesi kaçınılmazdır. Hâlihazırda zaten insanımız fiilen ayrılmış ve birbirilerinden uzaklaşmıştır. Güneydoğu kopmuştur. Yeni Osmanlıcı (AKP) , Cemaatçi, Ulusalcı ve Laik kesim olmak üzere 3'lü bir Türkiye görüntüsü ortaya çıkmıştır. Yurdum insanı vatan ve millet sevgisini her geçen gün bir kenara bırakmakta, sadece ve sadece kendisini ve kendinden olanları düşünmektedir. Ülkemiz bir kırılma noktasına doğru gitmektedir. Bu ülkede yaşayan herkesin, özellikle de okuyup, düşünen, analiz yapabilen kesimin, kendisiyle ülkesinin geleceği adına hesaplaşması ve vicdan muhasebesi yapması kaçınılmazdır. Ben ülkemizin kaynaklarının ve mevcut potansiyelinin nüfusuna yetmediğini düşünüyorum. Adaletli bir paylaşımın olmadığı ülkelerde nüfus artışı fakirliği tetiklemektedir. Bu ülkenin en büyük sıkıntısı fakirliktir. Fakirlik bu ülkedeki fiili bölünmemin de en büyük destekçisidir. Fakir insan muhtaçtır. Muhtaç olduğu için de sorgulamaz sadece kendine el uzatana bakar. Fakirliğin bir kader olmadığını düşünmez. Siz bakmayın 3 çocuk tavsiyesinde bulunanlara. Bu tavsiyeye kendi çocukları bile uymuyor.
         2015'in ülkemize ve insanımıza, barış, mutluluk, sevgi ve sağlık getirmesini diliyorum. Aydınlık yarınlar ülkemizin olsun. Bu vesileyle; Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutluyorum.
                                                                            

     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Geçmişten çok geleceği düşünmeliyiz, çünkü bundan sonra orada yaşayacağız.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak