Balkon yazım II

       Gerek iş tempomuzun yoğunluğu gerekse sandıktan umduğumuz sonuçların çıkmamasının vermiş olduğu negatif enerjiden dolayı köşemizden bir müddet uzak kaldık. Bu süreyi seçim sonuçlarıyla ilgili yorumları dinleyerek ve okuyarak geçirdik. Genel olarak yapılan seçim analizlerinde, CHP belki kaybeden demek yanlış olur ama, istediği başarıyı elde edemeyen parti olarak yorumlanıyor. Gerçekten seçim sonuçlarını dikkatlice incelediğimizde, CHP'nin hedeflerin çok altında kaldığını görüyoruz. 3 büyük kenti saymazsak, CHP'nin seçimden 3. parti olarak çıktığı gerçeğiyle baş başayız. Ege bölgesinde bile ciddi bir düşüş var. Kıyı şeridindeki ulusalcı seçmenlerin MHP'ye kaydığı çok açık bir şekilde gözlenebiliyor.
        Hâlihazırda CHP'den ciddi bir özeleştiri yok. Neden böyle oldu, nerede yanlış yaptık, gibi soruların cevabı verilmeli. Evvelki akşam Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV'de Uğur Dündar'ın konuğuydu, şöyle bir göz gezdirdim, farklı bir şey söylemedi, Her zamanki sakinliğiyle sorulara cevap verdi. Gelecek adına da bir umut vermediğini belirtmek isterim.  Muhtemelen iktidarlar adına tarihin en zor seçimi, muhalefetin yenilgisiyle sonuçlandı. Başta Antalya olmak üzere aday gösterilmeyen bazı eski CHP'li başkanlara kucak açan DSP, seçimin Brütüs'ü olarak tarihi geçti. Halk, CHP Genel Merkezi'nin, başta Ankara, İstanbul Üsküdar olmak üzere, seçim sonuçlarının inandırıcılık sıkıntısı çekilen yerlerde adaylarını yalnız bıraktığı konusunda ve sandık sayımları sonrası organizasyonlarda zayıf kaldığı konusunda hem fikir.
      Açıkçası birçok sorunun cevabı ortada kaldı. Görünen o ki genel merkez genel seçimlerin ve kendi geleceklerinin derdine düşmüş durumda. Kendi seçim bölgemize dönecek olursak;  il genelinde 3 ilçe ve 1 belde belediye başkanlığının bir önceki döneme göre ciddi bir başarı olduğunu, ama merkez ilçede ise beklenmedik bir oy farkı yiyerek seçimi kaybettiğimiz gerçeği karşımızda duruyor. Tıpkı genelde olduğu gibi, yerelde de oldukça avantajlı bir dönemde alınan bu negatif sonuç masaya yatırılmalı ve gelecek için planlama yapılmalıdır. Yerel seçimlerde alınan sonuçlar, yapılacak olan genel seçimlerin yol haritasını çıkarmalıdır.
       Ustalık dönemine başlayan Belediye Başkanımızın yerel basınla gereksiz yere uğraştığını hep birlikte üzülerek izliyoruz. Enerjisini bu konuda harcaması, başta kendisi olmak üzere birçok kişiye gereksiz zarar vermektedir. Ustalık dönemi olgunluk dönemi olmalıdır. Bu dönemde, kin ve intikamın yerini sevgi ve hoşgörü almalıdır. Aksi takdirde ne ustalık, ne de olgunluk olabilir.  Alaaddin Başkan, belediye başkan yardımcılığı koltuklarından bir tanesini arkadaşımız Op. Dr. Hüseyin İka'ya verdi. Açıkçası bunun iyi bir seçim olduğunu düşünüyorum. Özellikle üzerine yüklenen görev tanımlarında, Bolu ve Bolu halkının çıkarlarının kazanacağına inancım sonsuzdur. Hüseyin İka iyi bir estetik göze ve analiz yeteneğine sahiptir. Yetki ve sorumluluk alanındaki birçok çarpık kareye neşter vurup iyeleştireceği kuşkusuzdur. Kendisine görevinde başarılar diliyorum.