BolununSesi; Halkın Gazetesi

Dolar 4, Euro 5,  Bolu 6

Cumhur Bandakçıoğlu

    11 Nisan 2018

          Dolar 4, Euro 5,  Bolu 6 
          Açıkçası, gülmeye ve tebessüm etmeye ihtiyacı olan milletime bir süre ilaç gibi geldi, ÇARŞI Grubu'nun başlıktaki kara mizahı. Öyle ki Fenerliler bile uzun süre tebessüm etti. Kara mizah dedim ya, işin diğer boyutu ise hepimizi kara kara düşündürmeye başladı. Her ne kadar bizler birinci mevkide seyahat etmesek de, hepimiz aynı geminin içindeyiz ve bu durumdan kendimize vazife çıkartmayacak kadar da bilinçliyiz. Paramız küresel ekonominin lokomotif para birimleri karşısında ciddi bir değer kaybında. Öyle ki bizimle ekonomik kırılganlığı benzer ülkeler olan Brezilya, Güney Afrika'ya göre, daha hızlı bir değer kaybı yaşıyoruz. 
           Şüphesiz ki bölgemizde yaşanan olumsuz gelişmeler ve bu gelişmelerin bize getirdiği maddi külfetlerin getirileri bugünkü tablonun oluşmasında ciddi rol oynasa da sorunun esas kaynağı daha gerilerde. Üretimden çok tüketim odaklı büyümeye dayalı ekonomi yol haritamız, bugün gelinen noktanın baş sorumlusudur. Son dönemde görüldüğü üzere akla hayale gelmeyecek büyük firmalarımız mali yapılandırma istemektedir. Bugün irili ufaklı birçok firmanın yönetim katında mali yapılandırmanın birinci sırada gündem maddesi olarak  durduğunu tahmin etmek için uzman olmaya gerek yoktur. Yaklaşık 25-30 yılı bulan özel sektör tecrübemizde gözlemlediğim en önemli nokta, firmaların kullandıkları kredilerin ciddi bir bölümü sanki kazanılmış bir para gibi şahsi harcamalara ve farklı kanallara aktarılmakta, günün sonunda da bu kredilerin yine başka bir kredi kaynağı ile ödenmesi için çaba sarf edilerek şirketler zor bir sarmala girmektedir. Peki biz sade vatandaşlar? Bizim de bir bu tip firmalardan bir farkımız yoktur. Bugün ülkemizin farklı her gelir düzeyindeki insanı hak etmediği bir lüksün içinde yaşamaktadır.  
            Ekonomi  kurmayları yıllardır, Türkiye'nin yüksek katma değerli ürünler üretmesi, uluslararası markaları yaratması gerektiğini söylemektedir. Ama kimse bunun nasıl olacağı veya olması gerektiğini formüle edememektedir. Bir ülkenin dünya çapında marka yaratabilmesi için önce ülkenin marka olabilmesi gerekmektedir. Bunu asla unutmamalıyız. 
           Devletimiz mevcut imkanları dahilinde her dönem üretimi ve ihracatı canlandırma adına yeni teşvikleri devreye sokuyor. Geçtiğimiz hafta da proje bazlı teşvikler devreye girdi. En sade haliyle, teknolojik, katma değeri yüksek, Türkiye'nin dış girdilerini azaltacak üretim yapmayı planlayan ve uygulayan firmalara bir takım ayrıcalıklar getirilmiş bulunmakta. Ümit ederiz ki bu teşvikler doğru bir şekilde kullanılsın ve ülkemizin karabasanı olan cari açığa ilaç olsun. 

    Artık, başta ülkeyi yönetenler olmak üzere tüm vatandaşların ayağını yorganına göre uzatma zamanı gelmiştir. Lüks tüketimin ve savurganlığın üzerine bir çizik atılması gerekmektedir. Şahsi menfaatler bir kenara bırakılmalı, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesi gerçek anlamda gerçeklilik kazanmalıdır. Ülkenin yıllardır haracını yiyen İstanbul dizginlenmelidir. Tarım arazileri koruma altına alınmalı, betonlaşmanın önüne derhal geçilmelidir. Hayvancılık ivedi şekilde geliştirilmelidir. Aksi halde bu ülkenin çocuklarının yüzü kolay kolay gülmeyecektir. 
           Bolu ya dönecek olursak, Bolusporumuz'un, 6 -2 lik Fenerbahçe galibiyeti  başta Galatasaraylılar olmak üzere, futbol tutkunlarının ve futbolu bir spor, bir oyun olarak görenlerin bir hafta, on gün boyunca  moral ve motivasyon kaynağı oldu. Görünen o ki takımımız bir kez daha Play Off  kapısına  dayandı. Ümit ederiz ki o kapıdan artık geriye dönmez ve yıllar sonra mutlu sona ulaşır. 
                                              Cumhur Bandakçıoğlu 

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Büyük İnsanlar, bütün acılara şikâyetsiz katlanırlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak