Bolu seçimde ne yapar?

Siyasi parti merkezlerinde kulislerde, hareketli, renkli, ve de bazı belisizliklerin getirdiği stresli günler yaşansa da, Bolu da seçim havası hâlihazırda sokağa inmiş değil. Bunun ana sebeplerinden bir tanesi muhakkiki insanımızın fazla heyecanlı olmayışından kaynaklanıyor. Görünen o ki Türkiye ve Bolu tarihinin en farklı seçimlerinden birini yaşayacak. Düşünsenize son 4,5 yıldır memleketimiz ve Bolumuz tarihinde görmediği bir huzur ve istikrarı yakalamış adeta dünyanın çekim merkezi haline gelmiştir. Yok yok benim kafama saksı düşmedi merak etmeyin! Ama düşenlerin olduğu ve bu söylemleri iddia eden bir mutlu azınlığın olduğu kesindir. Tabiî ki ticaretin bittiği ekonomin durduğu, ailelerin çatırdadığı dönemlerde bazı meslek dalları vardır ki çok para kazanırlar. İşte onlar, yandaşlar, yabancılar ve de veliahtlar için bu 4,5 yıl son derece huzurlu ve istikrarlı geçmiştir. Üretimi durdurtup, sanayiciyi yok eden ithali patlatan bir kur politikasıyla işsizliği ve açlığı tetikleyenler, yakacak yardımı ve kuru gıda yardımlarıyla fakiri fukarayı ne kadar düşündüklerini gösterme çabası, daha doğrusu oy toplama çabası içindededirler. Bolumuz bu 4,5 yılda ihya olan illerin başında gelmektedir. Daha doğrusu AKP?ye verdiği genel ve yerel desteğinin karşılığını son damlasına kadar almıştır. Yatırımlar teşvikler bu dönemde patlamış, Bolu cumhuriyet tarihinde görmediği ilgi ve alakayı bu dönemde yaşamıştır. Bolu'da yaşayanlar belki sürekli olarak Bolu'da oldukları için Bolu'nun nereden nereye geldiğini pekiyi analiz edememektedirler ama, benim gibi ayda veya iki ayda bir gelip gidenler Bolu'daki pozitif gelişmeleri görebilmektedir! Yani bilemiyorum artık! Böyle başarılı bir tablo karşısında, böyle istikrarlı ve huzur ortamının ardından sokakta ne anlatacaklar gerçekten merak ediyorum. İşleri çok zor! Neyse kara mizahı bırakalım ve asıl konumuza gelelim. Bolu'da ne olur. Bu huzur ve istikrar ortamının neticesinde AKP en az bir milletvekilliğini alır. DYP ?ANAP birlikteliği gerçekleşmediğine göre, muhafazakâr oylardan AKP ve MHP ye, Badem bıyıklı ve kara çarşaflılardan rahatsız olan merkez sağcılardan CHP?ye oy gidecektir. CHP?nin bir vekilliği de her halükarda kesin gibi. MHP?de AKP?ye verdiği emanet oyları geri aldığı takdirde 1 milletvekilliğine ortak olur. Tabi adaylarda çok önemli! Benim gönlüm AKP?nin önümüzdeki dönemde iktidar olması ve duvara çarpmaya ramak kalan ekonomimizin mimarlarının elinde patlamasıdır. Kim gelirse gelsin önümüzdeki dönem çok sıkıntılı bir dönem olacaktır ve iktidar sahiplerini çok zora sokacaktır. Diğer yandan da ülkenin badem bıyıklı, baygın bakışlı, dolgun parmaklı tek tip kadrolardan kurtulması için sol bir iktidarın gelmesi ve bazı dengeleri yerine oturtması gerekmektedir diye düşünüyorum. Burada muhafazakâr sağ görüşlü olup da çağdaş bir Türkiye isteyenlere de görev düşmektedir. Tabiî ki yukarıda belirttiğim bu insanlarımız içinde görevini en iyi şekilde yapan, partizanlıkla uzaktan yakından alakası olmayan herkese eşit yaklaşan tüm Türkiye?nin insanları da bulunmaktadır onlar bu tanımlamalarımdan alınmasın lütfen.

Sn. Başbakanımızın sevgili oğlunun çok genç yaşta armatör olmasından sonra eski başbakanlarımızdan ve tekrar siyaset sahnesine soyunan Sn Mesut Yılmaz?ın oğlu Yavuz Yılmaz ın, İstanbul Fulya ve Esentepe?de büyük inşaat projeleri yürüten Selenium şirketine yüzde 25 ile ortak olmuş haberini aldık. Babasının siyasi gücünün olduğu 2002 yılında, iş hayatına Coca Cola ve Efes Pilsen İstanbul Anadolu yakası dağıtım işini alarak başlamıştı. Çocuklar zekiyse ne yapsınlar yani. Niye kıskanıyorsunuz!

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy en başından beri Türkiye?nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı. Demek ki Avrupa?dan da dürüst siyasetçi çıkabiliyormuş. Gerçek düşüncelerini söyleyip dediklerinin arkasında duran bu dürüst adamı hepimiz alkışlamalıyız. Diğerleri gibi kıvırtmadığı için, doğruları söylediği için!