BolununSesi; Halkın Gazetesi

Meşhed (Mashad) Seferi

Cumhur Bandakçıoğlu

    5 Mayıs 2015

          Meşhed (Mashad) Seferi
           Geçtiğimiz hafta, bir kez daha rotamızı Acem diyarına çevirdik. Daha önceleri de belirttiğim gibi İran Türkiye için oldukça önemli bir pazar. Uluslararası ilişkilerdeki son gelişmeler ışığı altında bu pazardaki pozisyonumuzu güçlendirmek için bu sefer İran'ın 2. büyük kenti Meşhed'i ziyaret ettik. İş yoğunluğu sebebiyle yolculuk öncesi Meşhed'i genel anlamda çok etüt etmeden yolculuğumuza başladık.
           Meşhed'e vardığımızda sıradan bir şehre gelmediğimizi, saatin gece yarısını bir hayli geçmesine rağmen sokaklarının oldukça hareketli olması sebebiyle anlamamız çok uzun sürmedi. İpek Yolu üzerinde, İran'ın Horasan Eyaleti'nin yönetim merkezi olan bu şehir Şii ve Alevi inançlarının en önemli kutsal ziyaret mekânlarından bir tanesidir. Bunun sebebi bizlerin bildiği adıyla İmam Rıza (Reza)  yani Ali er Rıza'nın hayatını kaybettiği yer olmasıdır. İmam Rıza, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in yedinci göbekten torunudur. Şiilik Mezhebinde Caferi ve Alevi kolların da 12 İmamdan, 8. sidir. Hayatının bir kısmını Abbasi Halifesi Harun Reşid ve oğullarının döneminde (Sıkıntı ve dertlerle) Horasan'da geçirmiş. Harun Reşid'in oğlu Memun tarafından zehirlenerek Tus şehrinde öldürülmüş. Tus şehri bu tarihten sonra Meşhed (Şaahdet yeri; şehitlik) ismini almış.    Bu üzücü olayın en dramatik tarafı ise bana göre İmam Rıza'nın Harun Reşid'in yanına gömülmesidir. O günden günümüze Meşhed Şiiler için son derce önemli bir yer. Meşhed, Bugün senede 25 milyon ziyaretçiyi ağırlamakta. Benim için 'KÂBE' den sonra görmüş olduğum en etkileyici kutsal yer olduğunu açık yüreklilikle söyleyebilirim. İlk orijinal türbenin 9. yüzyılda yapıldığı söyleniyor. Türbe ve çevresi çok büyük bir alanı kaplıyor. Tarih sahnesinde bir çok kanlı savaşa ve saldırıya şahit olan türbe Moğol ve Rus saldırıları dışında hiçbir zaman hedef alınmamış. Bugün 75 hektar bir alanda cami (2 tanesi tamamen altın kaplı) ve avlular, eyvanlar ve medreselerden oluşuyor. Özellikle türbenin bulunduğu kesimin iç görünüşü göz kamaştırıcı. Kesme aynalarla süslenen bu bölüm adeta size bir pırlanta'nın içindeymişsiniz izlemini veriyor. İmam Rıza türbesini ziyaret eden bir Şii, geleneklere göre artık "yarım Hacı" olmuş sayılıyormuş ve İsmine 'Meşhedi' takısını ekleyebiliyormuş. 
           Meşhed'e önemli bir isim de Nadir Şah. Aslen Avşar Türkü olan Nadir Şah İran'da hakimiyeti ele alamsıyla Şii Safevi hanedanlığı son bulmuş. Nadir Şah İslam dünyasındaki mezhep karmaşalarını önlemeyi de kendine misyon seçmiş önemli bir şahsiyet, Safevilerin aksine Şii-Sünni birliğini sağlamak, Şiayı Caferi'ye ismi altında dört Sünni mezhebin yanında beşinci İslam mezhebi saymak gibi bir anlayışı benimsemiş. Bu anlayışla da iç ve dış politikasının temelini oluşturmuş. (Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, son dönemde gündemimize giren Mut-a nikâhı da bu dönemde tartışma konularından bir tanesiymiş)
          Nadir Şah' ın, cesur, zeki ve enerjik bir yapıya sahip olduğu tarih bilgilerinde karşımıza çıkıyor. Farsça'yı çok iyi bilmesine rağmen Türkçe'yi kullanmayı tercih etmiş. Askerî dehasından ötürü bazı tarihçiler kendisini İran'ın Napolyon'u, ya da II. İskender olarak adlandırmışlar. Türklük bilinci oldukça kuvvetli olan bir Türk Komutanı olduğunu yine tarih araştırmalarımızda karşımıza çıkıyor. İran, Azerbaycan Kuzey Hindistan ve Orta Asya'nın bir bölümünü içine alan büyük İran imparatorluğunu yaratan Nadir Şah, Afganlar, Osmanlılar ve Babür İmparatorluğu'na karşı savaşlar kazanmış. Bu zaferler kısa bir süreliğine kendisini Ortadoğu'nun en güçlü hükümdarı haline getirmiş. 1747'de ölümünden sonra imparatorluğu kısa sürede dağılmış. Nadir Şah İran'ın en yetenekli askeri kumandanı kabul ediliyor ve Osmanlılar ve Babür İmparatorluğu arasında İran'a yeniden saygın bir yer getirdiği için büyük saygı görüyor. Yaşamı boyunca İmam Rıza'ya duyduğu yakınlık ve saygı dolaysıyla, Sunni olmasına rağmen Şii İran halkı tarafından ve bugünkü İran yönetimi tarafından da kabullenmiş bir şahsiyet olarak Meşhed'te ki, İmam Rıza Türbesi'ne oldukça yakın mesafesindeki türbe ve parkında ziyaretçilerini karşılıyor.
            Meşhed'te, 1000'e yakın otel bulunmakta ve bu sayı İran daki otellerin %75'ini oluşturuyormuş. Meşhed 24 saat yaşayan ve ibadet edilen bir şehir.
           Ve Shandiz!
           Shandiz ismi özellikle Avrupa'nın bir çok yerleşim yerinde İran Restoranı olarak karşınıza çıkar. Açıkçası bende neden hep aynı isim olur diye bir merak içinde hiç olmamışım. Ta ki İran'daki ev sahiplerimizin öğle yemeği için seçtikleri mekâna giderken yol tabelalarında Shandiz ismini görene kadar. Şandiz, Meşhed'ten 10 km uzaklıkta bir yerleşim yeri ve bu yerleşim yeri etiyle meşhurmuş. Shandiz İrili ufaklı restoranlarla dolu. Yani bizim Bolu Dağı gibi!  (Bolu Dağı Et Mangal ismi Türkiye'de her geçen gün artsa da henüz ben Avrupa'da rastlamadım) Gerçekten de et lezzeti güzel. Eğer yolunuz düşerse İran'da olmasa da özellikle Almanya'da bir Shandiz restoranı bulun ve deneyin derim. Hem eti, hem pilavı hem de ayranı damak tadınıza uyacaktır.

          Fotoğraflar: İmem Rıza  Türbesi ve Shandiz
                                                                 

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Az şey bilirsek bir şeyin doğru olduğuna emin olabiliriz, bilgi artınca şüphede artar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak