Halk BolununSesi'ne güveniyor. Okunuyorsak sebebi budur

Frankfurt ve Fuar!

Cumhur Bandakçıoğlu

    18 Ocak 2013

          Bu köşeyi sürekli takip etme nezaketini gösteren değerli okurlar bilirler, yılın ilk yazısı Stockholm'den, ikinci yazısı ise Frankfurt'tan bahseder. 1999 yılı itibarıyla işimin bir gereği olarak Ocak Ayı'nın 2. haftasında Almanya'nın Frankfurt şehrinde oluyorum. Tam 15 yıldır aynı tarihlerde Frankfurt Heimtextil (EV TEKSTİLİ ) fuarındayız. Her sene bu fuarla ilgili görüşlerimi yaşadıklarımı sizlerle paylaşıyorum. Yine aynı şeyleri tekrarlayıp sizleri sıkmak istemiyorum. Sadece hatırlatma amacıyla birkaç istatistikî bilgiyi dikkatlerinize sunuyorum; 2013 yılı fuar katılımcısı (sergileme yapan) Türk firması sayısı 171'dir. 5 ile 7 gün arasında bir konaklama yapılmaktadır. Her firmanın harcadığı minimum tutar; 35.000.- Euro. Bunun kat kat üstü harcanan rakamlar olduğunu bizzat biliyorum. Türkiye'nin Frankfurt ekonomisine bıraktığı para 7 gün için minimum 6.000.000.-Euro... Fuara katılan toplam firma sayısı 2.658.- ülke sayısı 62. Ziyaretçi sayısı 128 ülkeden 66.000. Fuara giriş ücreti farklı tarifeleri olmakla beraber en düşüğü 30.-Euro dur. Bu sayının 15.000'nin katılımcıların  giriş kartları olarak kabul etsek.. (Muhtemelen katılımcıların giriş kartlarıyla yapılan girişler ziyaretçi sayısı olarak sayılmıyordur ama) 51.000 giriş kartının satış geliri 1.530.000.-Euro.  Ayda en az 2 fuar ve birçok kongre düzenlendiğini düşünürseniz, fuar ve kongre sektörünün ne noktalara çıkabileceğini görebilirsiniz. Bolu gibi Türkiye'nin ekonomik ve siyasi can damarlarının ortasında yer alan bir şehrin tabii ki bir Frankfurt olmasını beklemek komik olur. Ama yerel bazda iyi bir yol haritasıyla da, iyi noktalara gelinebileceği şüphesizdir. Başta Belediye, Ticaret ve Sanayi Odası ve STK'lara bir kez daha duyurulur.
         Fuarların bir güzel tarafı da uzun süre görmediğiniz müşterilerinizle ve dostlarınızla bir araya gelirsiniz. 15 yıl dile kolay uzun bir süre, Frankfurt şehri sokak sokak, cadde cadde bildiğim bir yer haline gelmiş durumda. Tabi bu bilinirliğin kazanılmasında hemşerimiz, hepinizin bildiği Bolulu gazeteci, Bolu sevdalısı Seyfi Alp'in yeri ve katkısı çok önemli. Frankfurt sokaklarında 24 saat onun arkamızda olduğunu bilerek ve onun referanslarıyla dolaşmak büyük bir güven ayrıcalık ve de itibardır. Frankfurt gibi dünya ölçeğinde bir şehirde tanınmış bir gazetecinin dostu olmak şüphesiz ki insanın başına gelebilecek en güzel şeylerden bir tanesi. Yine bu fuar sayesinde tanıma şansını yakaladığım ve çok ileri dostluk kurduğum Frankfurt'un en tanımış yüzlerinden Tarsus'lu Abdülkadir Karaoğlan amcamız ve ailesinin yeri de çok farklıdır. Yıllardır beni ve çalıştığım firmaları el üstünde tutan, karşılıksız olarak sadece madden ve manen destek veren, kahrımızı çeken bu güzel aile için ne desem ne yazsam az olur. Karaoğlan Ailesi'ne bundan 2 yıl önce kaderin bir cilvesi Bolulu bir damat geldi. Sevgili kardeşim İlker Çelebi'nin de aileye katılmasıyla ilişkilerimiz daha da güçlendi.
          Ev tekstili sektörünü Türkiye'deki lokomotif şehirlerinden bir tanesi kuşkusuz ki DENİZLİ'dir. Denizli havlusuyla, dokumacılığıyla dünyada bir markadır. Havlu üretiminde ülkemizde zamanla Bursa'nın tahtını ele geçirmiş dünyaya kafa tutan, Çin ve Hindistan'la büyük bir rekabet girmiş gururumuzdur. Tabii ki Denizli'nin bu başarısının altında asırlar öncesinden süre gelen pamuklu dokumacılık yatmaktadır. Türk, Ev Tekstili Sektörünün başkenti Denizli, Denizli Ev Tekstili Cumhuriyeti'nin Başkenti de Babadağ'dır.  Eğer nüfus kâğıdınızda Denizli/ Babadağ yazıyorsa, sizin kaderiniz bellidir; Ev Tekstili! Doğal olarak Denizlili Babadağlı birçok dostumuz ve ağabeyimiz bulunmakta, bunların en eskilerinden bir tanesi de BASİAD (Babadağ Sanayici ve İşadamları Derneği) başkanı Hüseyin Memişoğlu ağabeyimizdir. Sektörel bilgi birikimi yanında, gizli bir filozoftur. Onunla sohbet etmek bir şeyler paylaşmak, vakit geçirmek büyük bir zevktir. Sırf Hüseyin abiyle sohbet etmek için bile fuara gidilir. BASİAD demişken, zannediyorum Türkiye'nin TÜSİAD, MÜSİAD'tan sonra en büyük ihracat rakamlarını gerçekleştiren sanayicilerinin oluşturduğu SİAD dır. Bunu da  antrparantez belirtmek isterim.
         Uzun lafın kısası dostluklar güzeldir. Allah kimseyi dostsuz ve arkadaşsız bırakmasın.
        

         Fotoğraf; Hüseyin Memişoğlu, Seyfi Alp ve Ben (Uludağ İhracatçı Birlikleri Toplantısı Frankfurt)
                                                          

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Büyük İnsanlar, bütün acılara şikâyetsiz katlanırlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak