Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Adres.. Mezarlık.. Karaçayır..     

Erdoğan Mühürcüoğlu

Adres.. Mezarlık.. Karaçayır..     
    27 Mart 2021

            ADRES.. MEZARLIK.. KARAÇAYIR..

           Gözümle görmesem inanmazdım.. Adam ne kadar bıktıysa artık, dükkanının camına 'Adres sormak yasaktır' diye yazmış.. Benzerini burada bir nalburun camında da görmüştüm.. O da 'adres sormak 1 TL' dir diyordu camında.. Aklıma Ankara'da bir Boluspor maçı öncesi papaz Oktay'ın tuzağına düşüp 'Bentderesi ne tarafa düşüyor' diye sorduğumuz büfeci geldi.. 3 arkadaş büfeciden kaçarken az kalsın dünya rekoru kıracaktık..

    * * *

          Davetiye verecem, Gülez sokağı arıyorum.. Adres sorduğum adam öyle bir süzdü ki beni; tedirgin olup; 'ben yanlış geldim galiba' dedim.. 'Yanlış değil, çok yanlış gelmişsin' dedi adam.. ''Bak şu üstümdeki tabelada ne yazıyor? 'Haklısınız' dedim, 'Tabaklar Hamamı kadınlar kısmı' yazıyor.. Ama ilk kez geldiğim için böyle oldu' 'Tamam' dedi 'uzatma! Yolun karşısına, Hitit sokağa geç, az ilerde 'boklu çeşme' var, ordan sola gir.. İlk rastladığın kişiye Kalleşlerin Eminanım'ın evi neresi? diye sor..

    * * *

           Gözüm korktu ya; 'Kalleşler demesem de' dedim; Sirkeciler'in evi diye sorsam? 'Olmaz' dedi.. 'Lakapları öyle.. Ne var ki bunda? Mezarlıkta bile 'Kalleşler aile mezarlığı' yazıyor.. Muhtar'ın selamı var dersin.. Yorgancının..!

    * * *

          MEZARLIK..

          Hocam, eski Gazipaşa Okulu'nun karşısını, Akbank'la Ziraat Bankası arasındaki alanı gösterip ''İşte burası taş mektep mezarlığıydı'' diyor.. Elindeki kitaptan mezarlık sakinlerini sayıyor sonra ''Bolu Voyvodası Mustafa Ağa burada'' diyor.. ''Kadı Ahmet Hilmi Efendi burada, Bolu Voyvodası Mehmet Ağa'nın hanımı Safiye abla az ötede.. Onun yanında Bolu Voyvodası Hüseyin Ağa'nın mezarı var..

    * * *

           Şu an üzerinde oturduğumuz bankın altında da Bolu Naibi Hacı Osman Efendi.. Ziraat Bankası önünde Bolu Naibi İbrahim efendi, Akbank'ın önündeki kamyonetin altında Bolu Valisi Ali Rıza Paşanın hanımı Hatcanım yatıyor.. Burası Devlet Mezarlığı gibi anlayacağın..''

    * * *

          GLADYATÖR.

           Biz Voyvodalara falan fit olmuşken bir de Gladyatörler çıktı başımıza.. 2000'li yılların filmleri arasında 12 dalda ödül almış bir film var; Gladyatör.. Merak ettim baktım biraz.. Satır aralarında 'tarihteki en ünlü Gladyatörler Bolu'da yaşadı' ibaresini görünce gözlerime inanamadım.. Bizim filmlerde izlediğimiz Spartaküs filan, bunların yanında 'solda sıfır'mış.. Her şey aklıma gelirdi de 'Gladyatör' olacağımız aklımın ucundan geçmezdi..

    * * *

           MAÇ..

          (Bazı bölümleri korkudan çıkardım, sansürledim/ ........

          Vallaha helal olsun bize' dedim.. O kadar heyecanlandım ki; 'Ya Allah, bismillah'' deyip çıkacam balkona.. Marşlar falan söyleyecem.. Halbuki darbeler yüzünden en çok mağdur olan biziz.. Bir tane örnek vereyim de tam olsun bari.. '
    * * *
           13 Mayıs'ta, Bolu'da oynanan bir maç var.. Bolu'ya tek golün yettiği ve Türkiye Kupası'nı almasının an meselesi olduğu maç.. Kunta Kinte'nin (Minas) 35 metreden attığı golü Hakem Sadık Deda'nın önce verip, sonra saha kenarından gelen baskılar yüzünden iptal edişi.. Ve bu sonuçla Ankaragücü'nün Kenan Evren'in elinden aldığı devlet başkanlığı kupası ile birinci Lig'e yükselişi.. Neyse.. 
    * * *
          Gladyatörlerde kalmıştık.. Akpınar Mahallesi'ndeki bir Gladyatör mezarında; "Eskiden beri herkesi eğlendiren biriydim.. Gör şimdi, nasıl yalnızım yattığım yerde' diyor bir Gladyatör.. 'Yalnızlıktan başka bir şeyim yok artık.. Philokynegos Makedon benim adım.. Bronz çelenkli yenilmez bir Gladyatör'üm ben..' 
    * * *
          Anadolu'nun en kanlı Gladyatör dövüşlerinin yapıldığı yermiş Bolu.. Hele 4 gün süren 'akla ziyan' bir müsabaka var ki, tam on iki gladyatör öldürülmüş o mücadelede.. Araba üzerinde dövüşen Margarites adlı gladyatör mesela.. 75 zafer kazandıktan sonra 76'ncısında vefat etmiş.. Şu an Akpınar'da yatıyor kendisi..
    * * *
          Ama asıl hayretime mucip olan şey o devirdeki kıyafetler.. Böylesine soğuk bir memlekette adamlar neredeyse yarı çıplak dolaşıyorlar.. Üstlerinde sadece bornoz gibi bir şey, ayaklarda sandalet.. 
    * * *
          'Bizim de Gladyatör ruhu girmiş içimize' diyor misafirim.. 'Elde tahta kılıç, kafada alüminyum tencere ile az oynamadık İmaret Camisi'nin bahçesinde.. Yanık Hayri Abi'ye nara attıran da aynı ruh.. Deli Ali'yi beline bağladığı arabayla yukar çarşıdan aşşa çarşıya koşturan da.. Aynı ruh deli Ömer'i 'arenaya çıkacakmış gibi' köpeklerle dolaştırıyor şehirde..' 
    * * *
          KARAÇAYIR..
         Sizin mahalleye gidince 'Gurbete gitmiş gibi' olurduk biz dedim.. 'Orada bir ev olacaktı.. Ne zaman önünden geçsem Töperleğin hanımı dondurma dövüyor olurdu.. Ve ahşap evlerin küçük balkonlarında insanlar.. Radyo'dan sokağa yayılan ince sazdan sultaniyegah faslı.. 
    * * *
         'İyi dersin de, leylekli ev mev kalmadı ki oralarda ciğerim' diyor misafirim.. 'Ama o evi hatırlamanız hoşuma gitti doğrusu' diyor.. 'Hele arkasındaki sokağın tümüyle yandığı geceyi.. Aslında bu şehirde evi yanan da, malı yanan da, bağrı yanan da çok oldu, biliyor musun? Ne zaman o yangın aklıma gelse anam'ı ve 1942 model külüstür itfaiye aracını hatırlarım ben.. Ve her gün anneme iğneye gelen Maidanım'ı.. Onun ispirto ocağında enjektörü, iğne uçlarını kaynatışını.. 
    * * *
         'Zabıta amiri gazcı Şükrü amca gelirdi ziyaretimize.. 'Baba dostu' derdi dedem, 'Babası da zabıta amiriydi' derdi.. Akpınar'dan Münire abla gelirdi sonra.. Yanında iki oğlu; Cin çükü Fahrettin'le Pilot Hayrettin.. Ve sokakta iki tane eşekçi İsmail.. Büyük olan Hatçam teyzenin oğlu, küçüğü sepetçilerin Ayşam teyzenin..
    * * *
          "Kambur felek işte' diyor; 'Hiç umulmadık aktörlere hiç      beklenmedik roller veriyor bazen.. İlk eşiyle topu topu kırk gün evli kalmış annem.. Yirmisinde yokmuş o zamanlar.. Resmi nikah falan da yok tabi.. Adam bir dairede şoför müymüş neymiş.. Ne bilsinler.. Şehirli demişler, mesleği var, efendi görünüşlü, yakışıklı.. 
    * * *
          'Babalığımı başında şapkası ve kulağının kenarında sigarası ile hatırlarım.. Ve onun annesini.. her daim oğluyla tartışan ve her tartışmanın sonunu anneme bağlayan.. 'Hadi çek arabanı' derdi Ayşabla babalığıma.. 'Sen git, önce o koca götlü karına söz geçir' Üzülürdüm, uyuz olurdum..'
    * * * 
          'Çocukken merak edip sorduğun şeylerle, şimdikiler aynı şeyler mi hemşerim? Ya da, o zamanlar seni güldüren şeyler şimdikilere benziyor mu? Doğru düzgün hayal bile kuramıyorsun şimdi.. En güzel yerinde ya bir mesaj geliyor, ya da bir bildirim.. Eskiden özlemle yolunu gözlediklerinin yerini bugün her anından haberdar olduğun insanlar aldı.. Telefon numaraları, e-mail adresleri ulu orta her yerde.. Herkesin elinde herkesin fotoğrafları.. Ama his yok, ruh yok, duygu yok..'
    * * *
          İlgiyle dinledim.. Ağzı öteden beri güzel laf yapar zaten.. Tek sorun o konuşurken aklıma sürekli İstanbul'da oturduğu semtin adının gelmesi.. ''Tavuk uçmaz yokuşu'nun.. Kendimi tuta tuta bi hal oldum..
           Hoşça kalın..
           Erdoğan Mühürcüoğlu..

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak