Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Ali.. Fotoğraf.. Karadeniz.. Sanat Mektebi.. Dans..

Erdoğan Mühürcüoğlu

    26 Kasım 2015

          Ali.. Fotoğraf.. Karadeniz.. Sanat Mektebi.. Dans..
            Ünlü biri ölmesin.. Herkeste bir 'Entel görünme” merakı.. 'Televizyonda görükeceğiz ya.. Takım elbise, siyah gözlük, kafada "Ceyar" şapkası.. Göğüs cebinde mendil olan bile var.. Ama sıra namaza gelince en uçtaki hacı amca'yı gözetliyoruz.. Gözetliyoruz ki, selam verirken bir yanlışlık yapmayalım..
    * * *
           Bir arkadaş anlatıyor; 'Şerafettin bey' den randevu aldık.. Sağolsun kabul etti.. Gittiğimizde yerinde yoktu.. Hami'si olduğu, koruyup kolladığı birinin cenazesindeymiş.. Haber göndermiş beklesinler diye.. Devir şimdiki gibi değil.. Mezarcı bulmak, cenaze malzemeleri temin etmek, hocalara haber vermek, her şey sana bakıyor.. Bir süre sonra; 'Beklettim kusura bakmayın' diyerek geldi Şeref bey.. 'Oraya koş, buraya koş derken yorulduk..! Ali yok muydu abi' dedik 'O hallediyordu bu işlerin çoğunu.. Güldü 'O hallediyordu da' dedi 'haberi olmadı ki garibimin.. Onu yolcu ettik bu gün, onu defnettik.. 
    * * *
           FOTOĞRAF..
           Birlikte çekilmiş hiç fotoğrafımız yok diye biliyordum.. Sonra, bir gün, sararmış bir fotoğraf geçti elime.. Orta yaşlı, uzun boylu, dalgalı saçlı, yakışıklı bir adam.. Koyu renk, balıkçı yaka bir kazak giymiş.. O yılların modasına uygun.. Elinde bir de valiz.. Bir başka fotoğraf ise bir cenaze töreninden.. "Rakıcı Çavuş ile, "Şerafettin Şenyüz"ün dükkanının önünde çekilmiş fotoğraf.. Belediye Meydanında.. 'Öğretmen Sadriye Gülez'in cenaze Töreni' diye not düşmüş Erkan bey fotoğrafın arkasına.. 'Gece 6.00' sıralarında öldü' demiş 'ruhuna el fatiha.. Fotoğrafta Gazipaşa Okulu Müdürü Hidayet Bey var, arkasında İsmail Bey ve diğerleri.. Öğrenciler, askerler..
    * * 
          Yukarıda Mücahit Bıltır'ın 'Fisk lastikleri' sattığı dükkan vardı diyor Turan abi.. Fotoğrafın sağında da Cıba Dayı'nın garson, babasının ocakçı olarak çalıştığı kıraathane.. Cıba; gömlek kolları sıvalı, havlu omzunda.. Onun bir gazetede çıkan ölüm haberini anımsadım.. Tek başına yaşadığı barakada donarak öldüğü haberini.. Bir komşusu 'onu en son gördüğümde maşayla ocaktan aldığı ateşle sigarasını yakıyordu' diyordu.. gözleri yaşlı..
    * * *
           Olacaklara dair kimseye bir belirti vermiyor hayat.. Normal, sıradan sandığın bir gün; kendini en mutlu ve en güçlü hissettiğin bir an; kaderin; 'gereği düşünüldü' dediği an oluveriyor.. Tam son domino taşını yerleştireceksin, bir el gelip yaptığın sarayın alt sırasından bir taş çekiyor.. Kalıyorsun.. Bir yazar 'kilit döner, cehennemin kapısı açılır' diyor bu duruma.. 
    * * *
          Gözlerimde parıltısı bakır bir tasın
          Kulaklarım komşuların ayak sesinde
          Varsın bir yudum su veren olmasın
          Başucumda biri 'su yok' desin de..
    * * * 
           KARADENİZ..
           Bolu'da oturmuşuz bir dağın yamacında; Karadeniz'i seyrediyoruz.. Bu noktadan cam gibi görünüyor Karadeniz.. Tekneler, gemiler, sörfçüler, balıkçılar geçiyor önümüzden.. Termosta kahvemiz, ağacın dalında radyomuz.. Burayı keşfettiği için araştırmacı E. Novak Bey'e teşekkür ediyoruz.. Yanımızda Çele Abi de var.. O da uzanmış, hem bizi hem de Karadeniz'i izliyor.. Bolu'nun alınması sırasında şehit düşmüş Çele Abi.. Mezarı tepenin tam ortasında.. Elimizi güneşe siper edip Akçakoca'nın plajlarını tarıyoruz tanıdık biri var mı? diye.. Çınaraltı, Hasret Büfe, Armutçu ağzı.. Çele abi 'Yuh! diyor 'taaa 70 yılından adam mı kalır lan plajda.. Hiç akıl yok mu sizde..? O güzel kızlar o güzel atlara binip çoktaan gittiler oğlum..! 
    *
           Takalar geçiyor allı yeşilli
           Takalar geçiyor dümenleri lazlı
          Takalar geçiyor en nazlı
          Yelkenlilerden de güzel ..

          Tam Çele değil de Çele Tepesi'ne 1,5 km. mesafedeki Ayıkaya Tepesi burası.. Bolu'nun bilmem kaç ölçekli haritası çıkarılırken tam bu noktadan başlanmış.. Belki seneye yine çıkarız oraya eskisi gibi.. Ve yine eski arkadaşlarla.. Mustafa Reşit, Halil, Arif, Suat ve bendeniz..
    * * *
            SANAT MEKTEBİ..
           'Babasını yere baktıran evlatlardan olmadık biz yeğen' diyor 'hayatımız çalışmakla geçti bizim..' Uzaktan bi akrabaları varmış Bolu'da.. Onun yanında kalmış sanat mektebinde giderken.. Yıllar sonra tekrar geldiğinde 'Bolu'ya yol mühendisi oldum emmi! demiş 'Bolu yolları bundan kelli benden soruluyor.. 'Üstümde takım elbise, başımda, içine vesikalık resmimi koyduğum Elazığ işi kasket.. Ayakkabılarım desen kösele.. Jilet gibiyim Kara Yolları Şantiyesinde.. Yan taraf Veli Bey'in oteli.. Bolu mapusanesi.. 
    * * *
           'İlk okuldan sonra 3 yıl'mış o başladığında.. O zamanki ismi Erkek Sanat Enstitüsü'ymüş.. 1969'da Sanat Enstitüsü 1974'de Endüsri Meslek Lisesi olmuş.. Toprak sahasında sabah içtimaları yaptıkları yermiş okul bahçesi.. Kapalı spor salonu yokmuş henüz, yeni inşa ediliyormuş.. 'Bazı sportif karşılaşmalar Hisar'da öğretmen okulunun bahçesinde yapılıyordu' diyor.. 'Öğretmen okulu ile yaptığımız bir voleybol maçı var hatırladığım.. Çok büyük bir kavga çıkmıştı o maçta.. Bizde Nadir Garipoğlu var, Ulvi var, Atila Gökçen var, Nejdet abi var, Toroman var, Memo var.. Ama ne kavga.. Bütün şehir günlerce bizi konuştu.. Sonra aracılar maracılar girdi devreye.. Halk Eğitim Merkezi'nde yapılan törenle barıştırıldık..'
    * * *
           'Bu okulun ilk müdürü 1945-48 arası Üsküdarlı Cevat Öncül'müş.. Sonra 1951 e kadar Geredeli Mehmet yaman.. 1951-60 arası Zeki Erdemol var Çanakkale'li.. Zeki Bey'den sonra da 1961'de Fahrettin Güney..' Eee Zeki Bey yok muydu? dedim 'Zekİ Tamer? 'Aaa bak onu unuttuk; okulun en uzun süre müdürlük yapanıydı Zeki Hoca, 1961'de oydu müdürümüz.. 'Maşaallah, ne hafıza var abi sende! dedim.. Zeki Erdemol bey'in kızı Şenay Abla'yı bile hatırladın.. Hem de 60 yıl geçmiş üzerinden.. 'Doğru ama' dedi 'eeeeeeee, eeeee ! 'Hmmm' dedim 'annadım..'
    *
         İlkbahar yaz mevsim mevsim 
         Birkaç mektup birkaç resim 
         Yıllar geçse o bir isim 
         Unutulmaz unutulmaz..
    * * *
           DANS..
           Kapalı Spor Salonu'nun temeli atılırken, çok ilginçtir; sadece Kadife Kemal Abi varmış Bolu'yu temsilen.. Ankara'dan gelen heyet karşılarında Kadife Kemal abiyi görünce şaşırmışlar 'Yahu' demişler 'Biz kimseye haber vermedik mi yoksa..? 'Nerde bu adamlar..? Kemal abi Hulki Avlacıoğlu'nun dayısı oluyor ama, Hulki Abi henüz o piyasada değil..
    * * *
           Kadife abi.. Aktar Arif Efendi'nin tek oğlu.. Şehrin en renkli kişilerinden.. Eşi Mine hanımla Mahvel'de yapılan düğünlerin en iyi dans eden, en güzel vals yapan çifti.. İstanbul'a gittiklerinde Çiçek Pasajı'na uğramadan dönmeyen.. Başta şefleri Haydar olmak üzere bütün garsonların etrafında döndüğü.. 'Haydar kokoreç getir..!, 'Haydar midye tava getir..!, 'Haydar kalamar getir..! 
    * * *
           Biz dans etmeyi pek beceremedik.. Tam öğrenecekken 'Rumba da rumba' çıktı; ayak uyduramadık.. Hele Öztürk Serengil'in 'Abidik gubidik twist”ine hiç kafamız basmadı.. 'Hulahop çemberi' ile de çalıştık; olmadı.. Ben bu başarısızlığı Twist'in bize pek uygun olmadığına yoruyorum.. Bir de Hulohop çevirirken görüp;'Verecen sopayı bunlara' diyen mahalleliye.. Bilmeyenler için 'Hulahop' plastik bir çemberi belde çevirme olayı.. Bir nevi çalkalamak yani.. 
    * * *
           Siz hiç etini yediğiniz bir hayvanı fotoğrafından tanır mısınız? 'Aaa geçen gün kavurmasını yediğim dana bu..! der misiniz? Bir arkadaşım tanıdı vallaha.. Tabaklar Hamamı'nın önünde gördüğü deveyi fotoğrafından şip diye tanıdı.. 'Aaaa! dedi 'ben bu deveyi tanıdım lan.. 'Hadi beh! dedik.. Nası yani? 'Devenin ipini tutan Akpınar Mahallesi'nden Hotağın Salih abi' Eee? 'Salih abinin ipini tuttuğu da, benim 50 sene önce etini yediğim deve..! Fotoğrafı paylaştım..Deve'yi ve Hotağın Salih Abi'yi takdimimdir..
           Hoşça kalın..
                                                       

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Gündüz kandilini Hazırlamayan, gece karanlığına razı demektir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak