BolununSesi; Halkın Gazetesi

Lokanta.. Akçakoca.. Hafize Hanım..

Erdoğan Mühürcüoğlu

    1 Aralık 2014

           Adama bişey anlatıyoruz, anında kesiyor.. Yok öyle değildi de böyleydi.. Geçen gün Piran'dan açıldı mevzu; ben Kocagöz İbrahim Amca'da yediğim piranı anlatıyorum; 'Pat' diye kesiyor sözümü 'Sen Hostes Mustafa'yı tanıyor musun? 'Pire Necip'i, 'At uykusu'nu tanıyor musun? 'Yok abi tanımıyorum' diyorum.. Kocagöz İbrahim Abi'nin lokantasında diye devam edecem 'Olmaaaazzz! diyor 'Zilkuyruğun' lokantası orası..
    ***
           Lakaplar bizim kültürümüz.. Hepsi de kabul görmüş, hoş görüyle karşılanmış.. Ama şöyle de bir durum var; Adama 'Piç Cevat ! diyorsun kızmıyor; yanında 'Patlıcan' deyince ana avrat dümdüz gidiyor.. Bir de ziraatçı Nihat Abinin kardeşi Piç Cevat vardı.. İnsanlar lakaplarından rahatsız olsalar itiraz etmezler mi? 'Et'e siyenler' var mesela..'Sümüğü curu' lar, Bit kıranlar.. Ya 'Şapıldak Murat'a ne buyrulur? 'Şangur şungur Muharrem'e..?
    ***.
          'Cıba' nın anlamını sordum, kimse bilmiyor.. Sözlüğe baktım orada da yok.. Cıba dayı vardı, anlatmıştım; Sultan Hamamı'nda göbek taşına uzanmış, başının altında da hamam tası, anlatıyordu.. Bolusporlu 'Gediz' de yanında.. "Taa gittik anasının dinine, Kore gazisi olduk; bi madalya ile bağladılar işi' diyordu 'sonra unutulduk, kimse çıkıp 'Mustafa halin nedir, ne yapıyorsun, nasıl geçiniyorsun' diye sormadı; ben böyle kaderin ta bilmem neresine!"
    ***
          'Garagabuk'un konumuzla ne alakası var şimdi be abi! allahını seversen? Başka bir şey anlatıyoruz burada.. Tamam Garagabuk Şeref abi de var eski futbolculardan, ama konumuz o değil ki şimdi.. Zaten 'Garagabuk' lakabını da Mehmet Uzunöz kapmış sonradan.. Dur şimdi.. Sırayla gidelim güzel abicim.. Pompala Vasfi'yi zaten hiç karıştırma..
    ***
           Ben Kocagöz'ün lokantasından çok 'İdris adıyaman'ı tanırım.. Abdullah, İsmail, Murat.. Bir de; yine Halit Adıyaman'ın çaliştırdığı 'Kebap 14' vardı onu. Nejdet, Mehmet, İrfan'ı Ama asıl 'Efsane' Haşim lokantasıdır.. Ona biz pek yetişemedik.. Haşim Lokantası deyince; bir internet sitesinde Yurdaer Abi'nin, Yurdaer Kalaycı'nın karikatürlerine rastladım geçen gün, çok şaşırdım.. Resim yaptığını biliyordum da mizah dergilerine karikatür çizdiğini bilmiyordum..

    ***
          Aklıma Yurdaer Abi'ye iş başvurusu yaptığım gün geldi.. Daha önce de anlattım.. 'Bak şimdi abisinin' demişti 'Biz oteli Emniyet Motel'in oraya taşıyoruz' Eee? 'sen şimdi Telefonunu bırak' Yapma abi demiştim, cümleyi tamamlama lütfen.. Ama tamamladı 'biz sana dönecez..' Bekliyoruz bakalım, otuz seneyi devirdik..
    ***
            AKÇAKOCA..
            Sararmış, silinmiş film karelerinde, kenarları 'tırtıklı' fotoğraflarda unutulmaz yüzler.. Kutucuoğlu vardı, Şölen vardı, Mercan vardı.. Bunların birinde çalışan Veysel vardı bir de.. Restoran'ın önünde sohbet edip şakalaştığımız adam ertesi gün bir trafik kazasında yok oluvermişti.. Otuzbeşinde ya vardı, ya da yok.. Sınıf arkadaşım Ruhan'ın da eşiydi rahmetli..
    ***
          Sararmış, silinmiş film kareleri dedik.. Eskiden Bodrumlar, Alanyalar malanyalar yoktu.. Gölcük bile yoktu hatta.. Akçakoca'ya giderdik yazları.. Akşamları orman kampından karşıya, Kamelya aile çay bahçesine geçerdik.. Haydar'ı dinlerdik orada.. Erhan'ı, Cengiz'i.. Frtına gibi eserlerdi.. Maksim'e, Çakıl'a gitmiş kadar olurduk, Berkant'ı, Ertan Anapa'yı dinlemiş kadar.. Erdek'de de çıkarlardı bazen.. Saip Gariboğlu'nun kamping'i vardı, "4 Dost Nefes ve Turgay" dı orkestranın adı.. Turgay, Haydar, Bülent,Tevfik.. Sonra Seyhan Kömürlü, davulda Altan'ın kardeşi Erhan, org'da da rahmetli Cengiz..
    ***
          Yaralı olarak otobüsün altından çıkartıp hastaneye götürdüklerinde çoktan gitmişti Cengiz.. Kazayı yapan Servis şoförü Yalçın Ekim'den defalarca dinlemiştim.. O da rahmetli oldu zaten.. İçkiye verdi kendini perişan oldu, Sakarya Milletvekili Şaban Dişli'nın eniştesiydi, bize de hanımdan dolayı hısım..
    ***
          Ne hayatlar yaşanıyor fark edemediğimiz, ne hayatlar.. Uzanıp tutamadığımız, yardım edemediğimiz.. Çok güçlü sandıklarınız öyle bir sürpriz yapıyorlar ki bazen, şaşırıyorsunuz..Yavuz Kınacı ile Nurten Yalçın.. Bir türlü akıl erdiremediklerim.. Bir de Fizik Tedavi'nin Baş hekimi vardı O..

           HAFİZE HANIM..
           Hızla yer değiştiren bulutlar..Fırtına öncesi gibi sanki, ürkütücü .. Binlerce sığırcık kuşu gökyüzünde pırrrrr o yana pıııırr bu yana.. 'Enişte bey' camisinin önünde bir bankta oturmuş paşa köyünü dinliyorum şiirdeki gibi.. Biraz önce çıktığım mezarlıkta bıraktıklarımı düşünüyorum.. Çıkarken 'hadi eyvallah hocam kendine iyi bak' dediğim Fethiye Hocanım'ı, ablası Rabia Hanım'ı.. İki adım ötesinde de bizim Hafizanım var..
    ***
          Hafizanım, sokaktan geçen Havacı yüzbaşıyı Belediye zabıtası zannedip tavuk kestiren teyze.. Bir elinde bıçak, diğer elinde tavuk beklerken, oradan geçen yüzbaşıya 'Nurettin' diyen 'abdestin varsa şunu bi kesiversen..' Bir anlık şaşkınlıktan sonra kanatlarını ayağının altına aldığı tavuğu kesmiş adam.. Yıllar sonra, sorulduğunda 'aynen öyle oldu' demiş yüzbaşı.. 'Akpınar'a eniştemlere gidiyordum, bıçağı uzatıp 'Nurettin şunu kesiver' deyince anladım yanlışlığı..
    ***
           Şinasi bugün toplamış bi sürü insanı başına, anlatıyor 'yanımızdan geçen minibüsün freni patladı zannettik' diyor 'gitti elektrik direğine bindirdi.. Yolcuların durumu berbat, kiminin burnu kanıyor, kimi başını tutuyor.. Ama bir de acayiplik var..Gelen polisler gülüyorlar.. 'Geçmiş olsun abi' dedik 'ne oldu? gülmekten konuşamıyorlar.. Şoför minibüsten düşmüş meğer.. Yolda kapıyı açıp tükürme hareketleri vardır ya bıçkın şoförlerin, onu yaparken dengesi bozulmuş, uçmuş aşağıya.. 'Nerde olmuş bu Şinasi bey' dedim 'Bolu'da' diyor 'hadi lan, sahtekar herif! olacak iş mi? Yemin billah ediyor.. Şoför Zeynullah abiydi bile diyecek nerdeyse.. Islıkçı Erkan vardı Bolu'da, eğer rahmetlinin ruhu birinde yaşıyorsa o ruh kesinlikle bizim Şinasi'de yaşıyordur.. Yüzüne de söyledim zaten..
    ***
           Eeeee? ne eee si yaa? 'bitti mi şimdi senin yazı, içim bayıldı da.. Şu Şinasinin anlattığını da ekle bari.. 'Tamam abi ekledim zaten..!
    Hoşça kalın..
                                                               

    • Erdoğan 7 Şubat 2019 . 13:10

      Cıba yünü kılı kırkılmış koyun demek Adana ve çukurova havalisinde ve aynı zamanda yörük'lerde de aynı anlamda kullanır;Ayrıca Tüysüz oğlan anlamına gelir.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak