Şaşkın hırsız.. Hakim bey.. Lütfi Isıgöllü..

Sol baştaki Lütfü Isıgöllü

          Tamam, deniz kenarlarının tahrik edici bir özelliği var ama biz kara ikliminden geliyoruz be İsmail abi dedim.. 'Başına bandana bağlamak da nerden çıktı.. Datça'da Bolu'lu Emin bey takıyor ama adam rekortmen yüzücü.. Evi madalyalarla dolu' Hakkaten ya! başına bandana takan İsmail abi gibi bir Bolu'lu düşünebiliyor musunuz? Jet Ski ile denizde zik zaklar çizerek giden, gaz kolunu çevirdikçe "Vıııırrrr! Vıııırrrr!" diye sesler çıkartan.. Buranın denizi adamın ciğerlerini dondurur, dipfrize girmiş gibi olursun, 'tık' diye gidersin vallaha..!
***
      Atın ölümü arpadan olsun' muş.. Hayır yarım akıllının biri çıkıp bi şey diyecek, al başına belayı.. Neyse, dedim 'nasıl istersen.. Cüppeli Ahmet Hoca vardı o geldi aklıma, denizin ortasında jet ski ile sürat yapıyordu..
***
     O işin gırgırında 'Jet Ski yazarken dikkat et' diyor 'Sen sakar adamsın, yanlış bir tuşa basma..! Abant'ta göreciymişüz biz onu.. Lütfü atlamasaymış, o atlayacakmış göle.. O çıkartacakmış Cüneyt'i suyun altından.. 'Sanşsız çocuk! diyor, 'Şeref abi yeni model bi ford almıştı ona; gıcır gıcır, kız gibi bi araba.. Ilıca yolunda devirdi arabayı.. O zaman bi şey olmadı ama, bir sene ya geçti ya geçmedi bu olay yaşandı..'
***
      Bolu'da çok kişi bilmezmiş; Lütfü abi futbolu bıraktıktan sonra Unkapanı'nda demir ticareti ile ilgili bir iş yeri açmış.. 'Ticaret aileden gelecek' diyor İsmail abi 'sonradan öğrenmekle olmaz bu işler.. Vadi'de açtı Köroğlu Apartmanı'nın altında.. Hulki Avlacıoğlu ile ortak bir yer açtılar, yürümedi.. Sıhhi tesisat malzemeleri satacaklardı, olmadı..
       ŞAŞKIN HIRSIZ..
       Polislerin kovaladığı iki oto hırsızı karşılarına çıkan duvardan atlayınca dünya hırsızlık tarihine altın harflerle yazılmışlar.. Derin bir oh çekip 'Kurtulduk anasını satayım' dedikleri yer ülkenin en ünlü hapishanesinin avlusuymuş.. Buna benzer bir sürü hikayeye rastladım bugün İnternette..
***
      Apartmanın en üst katına hırsız girebilir mi? Vallaha girmiş.. Çatıdan girdiği evin tüm kapıları kilitli olunca saatlerce mahsur kalmış evde.. Burada bizim mahallede de oldu aynısından.. Çok pis bir durum.. Gece yatarken dolapların içine, koltukların altına bakar olduk.. Işıkları sabaha kadar açık bırakmalar, en ufak bi seste elde ekmek bıçağı, odalarda hırsız aramalar.. Testere ile hırsız kovalanır mı? onu bile duyduk.. Aceleyle aranırken testere geçmiş adamın eline.. Bir de televizyonda vardı galiba böyle bir parodi..
***
       Hangi kapıdan girdiğini unutan hırsızların videoları da var.. Üze­rin­de ismi, te­le­fon numarası ve ad­resi bu­lu­nan kart­vi­zitini düşürenler, çaldığı televizyonun kumandası yerine klimanın kumandasını alıp gidenler.. Bolu'da da yıllar önce yaşanmış bir olay var.. Aynı bunlara benzeyen bir olay.. Hani "Salak Milyoner" filminde define aramak için İstanbul'a gelen dört kardeş vardı, kazdıkları tüneli denk getiremeyince maç oynanırken İnönü Stadı'na çıkıyorlardı tünelden..
***
       SARI AYAKKABILAR..
      Düzce'nin Aziziye köyünden bir adam var, adı İhsan.. Bu adam Düzce'de soymadık ev bırakmamış.. Adam her yakalanışında Bolu'ya getirilip Ağır ceza reisi hakim Nurettin Bey'in karşısına çıkartılıyor.. Nurettin bey desen çok vicdanlı, merhametli biri, kimseye kıyamıyor ceza verirken.. Ufak tefek cezalarla birkaç ay yatıp çıkıyor İhsan.. Bir değil, iki değil.. Nurettin Bey'in canına tak edince bu durum, almış karşısına İhsan'ı 'Bak İhsan' demiş 'her seferinde ufak tefek cezalarla kurtuluyorsun; ama artık gözünün yaşına bakmayacam haberin olsun..
***
       Nurettin Bey'e söz verdiğinden mi, yoksa başka bir sebepten mi, o günden sonra İhsanın hiç bir vukuatına rastlanmıyor.. Herkes onun ıslah olduğunu düşünmeye başlıyor artık.. Herkes onun ıslah olduğunu düşünmeye başlıyor ama, hayat da devam ediyor yani.. Çoluk var çocuk var ihtiyaçlar var, öpücükle olmuyor bu işler.. Bu defa İhsan yanına arkadaşı Ali İşgöreni de alıyor 'tebdili mekanda ferahlık vardır' deyip Bolu'ya geliyorlar icrai faaliyette bulunmak için.. Ayaklarının tozuyla geldikleri Bolu'da, önce Borazanlar Mahallesi'nde 'Küçüklerin Tüccar Musta'fendi' nin evine giriyorlar..
***
      Mısta'fendi'nin evine giriyorlar ama, bakıyorlar ki bu evde eşya meşya namına bişey yok, cıs cıbıldak öğrenci evi gibi bir yer.. Bırak bi şey çalmayı, bir kaç parça eşya bırakacaklar sevabına.. Çıkıyorlar evden karşı caddeye geçiyorlar.. Bu defa daha derli toplu bir evde deniyorlar şanslarını.. Yeni girdikleri bu evde ne ararsan var.. Bir çuvala doldurdukları eşyaları sırtlanıp çıkıyorlar evden..Tam çıkarken kapıda 'yepis-yeni' ayakkabıları gören İhsan eski ayakkabılarını çıkarıp onları çekiyor ayağına..
***
       Uzatmayalım; Evde çuvalı boşaltırlarken Hakim Nurettin beyin cüppesi de çıkmıyor mu çuvaldan.. Şafak atıyor İhsan'da.. 'Ulan ne yaptık biz! diyor 'Hakim'in evine mi girdik yoksa..' Kapıda bırakılan sarı ayakkabıların izini süren Jandarmalar Düzce'de Kıpti Mehmed Emin'in evinde mışıl mışıl uyurken buluyorlar İhsan'ı.. Hakimin cüppesi üzerinde kıvrılmış uyuyor.. Hakimin güneş gözlükleri gözünde..
***
      VEDA..
      Lütfi, Vadi falan deyince Tam 44 yıl öncesine gittim birden.. Bir defa daha bahsettimdi galiba.. Otobüsümün kalkmasına yarım saat kala Belediye Meydanı'ndaydım.. Kutlamalar yapılıyordu.. Şarkılar söyleniyor, iki davulcu ile bir gırnatacının ortasında iki köçek dönü dönüveriyorlardı.. Meydanı dolduran kalabalığı seyrettim bir süre.. Belediye balkonunda Lütfü, vardı, İbrahim Çelik , Mendoza, Kuzman vardı, Rıdvan, Soner, Vedat, Talip, Vadi, Eyüp.. Bir adam futbolcuların isimlerini sayıyor, her isimden sonra bir uğultu yükseliyordu kalabalıktan..
***
      Belediye başkanının odasında da Muzaffer Işın, Hulki Avlacıoğlu ve diğerleri.. Ve arada pencereyi açıp dışarıya bakan, halkı selamlayanlar.. Bir ara mikronu alan kaptan Lütfi ile göz göze gelir gibi olduk, 'İşte sevgili Bolulular' diyordu Lütfi, yıllardır beklediğimiz an nihayet geldi.. Bugün bizim bayramımız..! 'Tamam lan, uzatma! demiştim içimden 'gidiyoruz işte.. E5' te Gazanfer Bilge'yi beklerken, hala kutlama sesleri geliyordu uzaktan.. Tam 44 yıl önceydi..
***
      Evet bu kadar.. Bu yazıyı da okutabilirsem, haftaya Allah kerim..
      Hoşça kalın arkadaşlar..

     Fotoğraf: Önlerinde 'BOLU' yazan eşofmanlıların olduğu fotoğrafta soldan 3ncü rahmetli Şükrü ŞENOCAK, soldan 5nci Tabaklar Mahallesi eski Muhtarı 'Eğri boyun' Salih abi..