Keçinin fendi...!

?Rahşan Affı?nı savunanlar gibi, Bolu'da keçinin teşvik edilmesini savunmaya çalışarak ?keçiyi orman suçlusu olmaktan kurtardık? lâflarını yüksek sesle söyleyemeseler de, başkalarına dedirtmeye devam edenlerin keçi inatları daha ne kadar sürecek bilemiyorum ama biz Bolu için doğruları söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Keçilerin teşvik edilerek Bolu'da yaygınlaştırılması birilerinin menfaat tekeline yarar sağlayacak diye, Bolu ormanlarının feda edilmesine göz yumamayız.

Keçiler konusunda ne kadar haklı olduğumuzun daha iyi anlaşılabilmesi için internetten bulduğum birkaç yazıdan alıntılar yaptım. Hattâ Kıbrıs Gazetesi yazarı Ahmet Tolgay, 23 Mart 2005 tarihli yazısında keçilerin ormana verdiği zararları öyle güzel anlatmış ki, konuk yazar olarak gazetemizde onun bu yazısına yer vermeden edemedim. Yazısının tamamı keçilerle ilgili olan Tolgay, rastgele alıntı yaptığım bir paragrafında, ?Ülkemizin orman yoksulu olmasının en büyük nedenlerinden biri ormanlık alanlarda pervasızca beslenen keçi sürüleridir. Yılda belki birkaç kez yangın çıkar. Ne (var) ki yangından bin beter olan keçi sürüleri dur-durak bilmeyen bir yangın felâketi hâlinde yılın her günü, yaz ve kış demeden, ormanlarımızı kemirip yok etmektedir? diyor ve esas konuyu ekleyerek, bizde de ileriki günlerde ortaya çıkacak ve başedilemeyecek sorunlara ışık tutan diğer bir paragrafında, ?Keçi besiciliği, korkunç bir istismar alanıdır. Besicilere defalarca tazminat ödenerek ellerindeki hayvanlar toplatıldı. Ne (var) ki, devletten yüklü parayı kapan dönüp tekrar keçi üretiyor. Sıfır harcamayla ve hiç külfetsiz yapıyorlar bu işi. Çünkü keçilerin beslenme alanı ormanlardır. Hayvanları ormana salıp kendileri başka işler yapıyorlar? şeklindeki keçilerle ilgili Bolu'nun geleceğine ışık tutan bu ifadeleri ise şimdiden tüylerimizi ürpertiyor.

Oktay Ekşi, ormanlarımızın iyi korunmadığını anlatan 24 Ağustos 2006 tarihli yazısının sonunu, ?...yazıyı İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melih Boydak'ın iyimserlik veren önerisiyle bitirelim: Boydak, ?Yangından sonra gerekli koruma sağlanır ve orman mühendisliği bilgisi dâhilinde çalışmalar yapılırsa, yangınların olumsuz etkileri kısa sürede giderilebilir. Bu dönemde keçi otlatma gibi olumsuz insan müdahalesi olmaması gerekir? diyor.? diye bağlıyor.

Türkiye Belediyeler Birliği ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, ormanın en büyük düşmanının keçi olduğunu söyleyerek, ?Kurban Bayramında koyun yerine ?keçi? kesilsin? diye bölge halkına seslenmiş. Bizde ise tam tersine, Hindistan?da ineklere nasıl tapılıyor ve tam bir serbestlik ve özgürlük tanınıyorsa, Bolumuzda da keçiler adeta melâike ilân edilip, Hindistan?daki ineklerle âdeta aynı statüye getirilecekler.

-Görüldüğü gibi cümle âlem keçilerin ormana verdiği zararlar konusunda hemfikir iken, keçi beylerinin ille de keçilere teşvik çıkaracağız diye keçilik etmelerinin âlemi kalmamıştır.

fend: (Farsça?dan dilimize yerleşmiş) yalan, dolan.

Allah?ın belâsı

Edirne'ye yeni atanan Osmanlı vâlisi kesesini doldurmak ister. Bunun için bir kurnazlık düşünür. Kendisini kutlamaya gelen toplulukların temsilcilerini makamında kabul ettikçe, odanın ortasına bağlattığı keçiyi göstererek sorar:

- Bu nedir?

- Keçi, efendimiz.

- Bilemediniz. Beşyüz altın ceza vereceksiniz.

Ermeni topluluğu temsilcileri, Rum topluluğu temsilcileri ?bilemedikleri? gerekçesiyle beşer yüz altın cezaya çarptırıldıktan sonra, Musevi temsilcisi girer.

- Bu nedir Salamon efendi?

Salamon neşeyle gülümseyerek cevap verir:

- Paşa hazretleri, bu ne keçidir, ne tekedir, ne koyundur. Bu, Allah'ın bir belâsıdır. Emir buyurun, ne kadar uygun görürseniz verip çıkalım.

Resmini yapıyorum

Leyla, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu. Babası küçük kızın elindeki bomboş kağıdı görünce sordu:

-Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım?

-Ormanda bir keçi resmi.

-Hani, ağaçlar nerede?

-Keçi hepsini yedi.

-Ya keçi ?...

-Yiyecek birşey kalmayınca o da gitti.