Makamlar gelip geçicidir

CHP Bolu İl Başkanı Tanju Özcan pazar günü yapılan İl başkanlığı kongresinde çok iddialı konuşarak, Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz?a da verdi veriştirdi. ?Bolu belediye binasına CHP bayrağını dikeceğiz? diyen Özcan, herkesi birlik ve beraberliğe davet ederek; ?AKP iktidarının karşısında sadece Cumhuriyet Halk Partili yerel yönetimler kaldı. Eğer biz 2009 yılında yapılacak olan yerel seçimleri kazanamazsak 2009 yılında daha farklı şeylerden bahsediyor olacağız. Mesela şeriat ne zaman ilan edilecek, çarşaf ne zaman zorunlu hale gelecek? Birlik ve beraberlik içinde olmazsak bu gemi batacak!? dedi.

Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz?ın koltuğunda son günlerini yaşadığını söyleyen Özcan, ?İnanın şu anda Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz kulağını duvara dayamış bizi dinliyor. Ona seslenmek istiyorum. Beni iyi dinle beceriksiz başkan! Seçimleri kaybedeceğini biliyorsun. Korkudan titriyorsun. Ama korkunun ecele faydası yok. Bolu'yu senden kurtaracağız. Son günlerini gönlünce geçir. Ama 2008 yılı sonunda teslim töreni için hazırlıklarını yap. Bolu belediye binasına CHP bayrağını dikeceğiz? dedi.

Tanju Özcan?ın bu zehir-zemberek sözlerini bu haftaki köşe yazımın girişinde seve seve kullandım. Çünkü muhalefet adına siyasi parti olarak bir CHP ve gazete olarak da bir tek Bolununsesi?nin kaldığını görüyorum.

Her yolun bir başı, bir de sonu vardır. Başkan Alaaddin Yılmaz?ın başkanlığının da sona yaklaştığını, herkes gibi ben de net bir şekilde görüyorum. Önümüzdeki yerel seçimi de kazanmak isteyecek olan AKP, Alaaddin Yılmaz?ı bir kez daha aday göstererek bu seçimleri tehlikeye atmayacaktır. Yaklaşık 2 ay önce AKP genel merkezinden gönderilen anketçilerin kapı kapı dolaşıp anket yaptıklarına şahit oldum. Vatandaşın nabzını tutmak adına sorulan sorularda; -Başkandan memnun musunuz? -Tekrar aday olmasını ister misiniz? gibi, tamamen Alaaddin Yılmaz?ın yeniden aday olması veya olmaması yönünde yoklama yapıldığını anladım. Ve bu anket çalışmasında görüşü sorulan, tesadüfen karşılaştığım birkaç kişinin de aklın yolu birdir hesabı aynı cevapları verdiklerini öğrendim. -Alaaddin Yılmaz?ın tekrar başkan adayı olmasını istermisiniz? Şeklindeki soruya hepsi de ?Kesinlikle kendisini aday olarak görmek istemiyoruz? cevabını vermişler.

Demokrasiyi içine sindiremeyen, muhalefet istemeyen, agresif, kinli olduğu insanlara karşı görevini kötüye kullanmaktan çekinmeyecek kadar despot, espri yapayım derken çam deviren, yandaşlarına karşı ahbap-çavuş ilişkisi içinde olan Başkan Alaaddin Yılmaz?a ben de diyorum ki;

-Her yolun bir başı, bir de sonu vardır. Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ bile bırakamadan koltuğu bırakıp gideceksiniz. Ama batırmak için, bitirmek için, her türlü zararı verdirebilmek için özel uğraş verdiğiniz, özel emek harcadığınız bolununsesi Gazetesi, Allah bana ömür verdiği sürece "Bolu" ülküsü uğruna hizmet sunmaya devam edecek.

Memleketin birinde adamın birini kral yapmışlar. Kral kalabalık maiyetiyle birlikte ülkenin çeşitli yerlerinde, bölgelerinde gezilerde bulunur, sözüm ona denetleme yapar gibi görünürmüş. Gel zaman, git zaman, yine böyle gezilerden birinde ülkenin ormanlarıyla ünlü bir bölgesine yolları düşmüş. Manzara o kadar etkileyici imiş ki, kral daha fazla kendini tutamamış, bir an için özüne dönmüş ve derin bir iç geçirerek; ?Bu ağaçlardan da amma güzel kasnak olur ha!? demiş.

-O zaman anlamışlar ki başlarına kral yaptıkları vatandaş, aslında bir kasnakçıymış!!!

Çarıkçı?nın D-100 Karayolu?na cepheli plazası, bilindiği gibi tırlara servis hizmeti veriyor. Buraya bakım için gelen tır kamyonlarının depolanabileceği bir yer yok. Dolayısı ile Çarıkçı?ya bakıma gelen tırlar da arka taraflarda nereyi bulurlarsa oraya çekiyorlar. Çarıkçı kendisine gelen müşterilerin komşularını rahatsız ettiğini görmüyor. Çünkü onun yüzü kendi cephesine dönük.

-Arka taraflarda neler oluyor Necip! Dön de bir, konu-komşunun sesine kulak ver! Hoş, senin tuzun kuru. Ama arka taraftaki esnaf, sana gelen tırların gelişigüzel park etmeleri yüzünden karaltıda kalıyorlar. Sen ön tarafta keyif çatarken, sana gelen mangırların ceremesini senin arka taraflarında onlar çekiyorlar. Bizim insanımızın tabiatını bilirsin, kendileri söyleyememişler, ben aracı oluverdim. Bizde adettendir sen de bilirsin, bir iş yapılırken konu-komşu rahatsız edilecekse bile, o konu-komşunun rızası alınır. Üstelik yine senin de bildiğin ve inandığın gibi Yüce Allah ?Kul hakkıyla huzuruma gelmeyin!? demiyor mu?