BolununSesi, yazılmayanları ve yazılamayanları yazdığı için OKUNUYOR

Açık alınla, açık ara?

Kamuran Alagözoğlu

    5 Şubat 2007

    Kolay değil, ortalama bir insan ömrünün çeyreğini tamamlamışız bu uğurda.

    Bugün halkın gözünde, ?bolununsesi yazıyorsa doğrudur? imajını yerleştirebilmişsek, bu hiç kolay olmadı elbette.

    Doğruların peşinden gitmek, doğruları yazabilmek, doğruları savunabilmek, öyle her babayiğidin harcı değildir. Omurgasız bir toplum haline geldiğimiz şu günlerde, herkesin hemen kıvırmaya hazır olduğu günümüzde, arkanızda hiçbir destek olmaksızın dimdik durabilmek önemli bir mesele iken, bunca yılı tertemiz bir mazi ile geride bırakmak, ister istemez insana gurur veriyor.

    10 Şubat 1992?de yayın hayatına başladığımızda, Bolu'da biri günlük gazete ve öteki haftalık gazete olmak üzere topu topu iki gazete idik. Geçen süre içinde Bolu'da çıkan gazete sayısını ben bile bilemez oldum. Bu durumda kimin ne için, ne maksatla gazete çıkardığını çözmek de zorlaşıyor. Sadece ve sadece gazetecilik yapmak isteyenlerin giderek azınlıkta kaldıklarını görüyorum, üzülerek.

    Gazete sayısındaki bu anormal artış, ilkesiz yayıncılık, tetikçilik, şantajcılık gibi gazetecilik mesleğinin içine eden anlayışı da beraberinde getirdi. Bütün bunların içinde bolununsesi farkı, doğal olarak, daha iyi fark edilir hale geldi.

    Biz geride kalan 15 yılı alnımızın akıyla ve de bu kadar gazete enflasyonu içinde hepsinin açık ara önünde devirdiğimize inanıyoruz. Bu kadar yıldır çizgimizi bozmadan bolununsesi?ni yaşattığımız için mutluyuz, gururluyuz.

    Taa Düzce?den yüzmeye geliyorlar

    Bu soğukta açık mıdır, kapalı mıdır diye tereddüt ederek Karaçayır?daki yüzme havuzumuza gittim. Kapının önünde 4 midibüs çekiliydi. İçeri girer girmez merakımı gidermek için sordum. Düzce?den bir özel okul, öğrencilerine sportif aktivite sağlamak amacıyla 100?e yakın öğrencisini yüzmeye getirmiş. Hemen her hafta Düzce?den 100?ün üzerinde öğrenci soğuk, kar-kış demeden bu şekilde yüzmeye geliyormuş.

    Düzce?de yüzme havuzu olmadığı için insanlar kar-kış demeden üşenmeden Boludağı?nı aşıp gelirken, Bolu'daki okulların bu konulara bakış açısını öğrenmeden edemezdim. Bolu adına durumun hiç de iç açıcı olmadığını ifade ettiler. Bolu'daki ne özel okulların, ne de ailelerin yüzme havuzumuza yeterince ilgi göstermediklerini ve Bolu'nun, elindeki bu nimetin de farkında olmadığını bir kez daha anladım.

    *Havuzun işletmecisi Meral ve Naci Parlak çiftini kutlamak istiyorum. Herşeye rağmen, bu hizmeti en iyi şekilde kar- kış- ayaz demeden devam ettirmeye çalışıyorlar. Kıymetini bilen birileri de elbet çıkıyor.

    Bizim derdimiz doğamızı korumak!!!

    Gökçesu?ya kurulmakta olan yaban domuzu eti entegre tesisine karşı çıkmamızın nedeni, sadece ve sadece domuzların ormana olan yararını bildiğimizden ve bu hayvanların neslinin tükenmemesi için tam tersine azami gayret gösterilmesi gerektiğini savunduğumuzdandır.

    Ancak duyuyoruz ki; bizim tamamen çevre ve doğa bilinci ile sürdürdüğümüz, kontrolü mümkün olamayacağı için domuz katliamına yol açacağı endişesi ile olaya karşı çıkan yayınlarımız, başka taraflara çekilerek provoke edilmeye başlanmış bile.

    Bu tesisleri kuran ortakların Ermeni oldukları söylenerek, hiçbir zaman tasvip etmediğimiz etnik ayrımcılık propagandası ile farklı bir boyuttan tesisin kurulması engellenmeye çalışılıyormuş. Oysa gazetemizin başlattığı ve daha önce keçilerin teşvik edilmesine karşı çıkmamızdaki gerekçelerde olduğu gibi, biz tamamen ormanda doğal dengenin bozulmasına yol açacağı konusundaki endişelerimizi dile getirmiştik.

    Ancak konu etnik ayrımcılıklara vardırılmak istenerek, bu yatırımcıların Ermeni oldukları fısıltı gazetesi yoluyla yaymaya çalışılıyormuş.

    Tesisi kuranların Ermeni veya başka bir milletten olması bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Biz, ormanlarımızda hiçbir ücret talep etmeden bedavaya saban işçiliği yaparak toprağı kabartan ve bu kabaran toprağa düşen tohumların yeşererek, kesilen ağaçların yerine alttan genç orman gelmesini ve bu şekilde ormanın kendi kendini yenilemesini, devamlılığını sağlayan hayvanın domuzdan başkası olmadığını biliyoruz.

    Orman dostu domuzların her birinin boynuna altın madalya takılarak, ormanda kendilerine dokunulmazlık ilan edilerek, serbest dolaşım hakkı verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Domuzların neslinin böylesine hovardaca harcanmaması gerektiğine inandığımız için de bu tesisi kurdurmamak için sonuna kadar savaşacağımızın bilinmesini istiyoruz.

    Yaban domuzu entegre tesisini kuracak olan kişilerin Dünya Bankası?ndan alınan destek ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hibe olarak uygulamaya konulan 30 milyon dolarlık ve 16 ili kapsayan ?Köy Bazlı Katılımcı Yatırım Programı çerçevesinde bu iş için kredi aldıklarını, Bolu'dan yapılan 24 proje müracaatı içerisinden seçilen üç projeden biri olduğunu da biliyoruz. Her ne hikmetse böylesine destek gören bu projenin, mevcut yasalara aykırı olduğunu da (geçen hafta yazmıştım) biliyoruz.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Yüksel Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Eymen Home