BolununSesi, yazılmayanları ve yazılamayanları yazdığı için OKUNUYOR

Üniversitede hocaların sınav haftası

Kamuran Alagözoğlu

    16 Ocak 2006

    Bayram öncesi yazımda, rektörlük seçimi sonuçlarının, üniversitemiz bünyesindeki hocaların bir yerde karakterlerini ortaya koyacağını yazmıştım.

    Bu değerlendirme, bu hafta 20 Ocak günü üniversitemiz bünyesinde yapılacak olan seçim sonuçlarına göre yapılacak. Bakalım sonuçlar ne gösterecek.

    İzzet Baysal Vakfı?nın 18?inci yıl kitabının, ?İzzet Baysal için söylenen ve yazılanlardan? bölümünde, dönemin Yüksek Öğretim Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam?ın yazdıklarını, Üniversitemizin geleceğine yön verecek olan hocalarımıza belki ışık tutması umuduyla aynen aktarıyorum;

    ?...İzzet Baysal Üniversitesi bir devlet üniversitesidir.

    ...İzzet Baysal, Cumhuriyeti?ne üniversite kuran ilk hayırsever adamıdır. Bunun vurgulanması gerekir.

    Çünkü bu müesseseyi kuruyor ve diyor ki; ?Bunu yüksek öğretimin ellerine teslim ediyorum. Profesyonel öğretim üyelerinin namuslarına teslim ediyorum. Kendi vakıf üniversitem değil? diyor.

    Bu büyüklüktür, bu eşsizliktir ve Türk özel sektörüne bu örneğin en güzel örnek alınmasını diliyorum.

    ...Bu örnek dünyada eşi görülmeyen bir örnektir.

    ...Kendisine hayranlığımı, minnettarlığımı bütün kamuoyuna buradan duyurmak istiyorum.?

    Değerlerimiz birer birer yok oluyor

    Boluspor?un gelmiş geçmiş tarihine ?Amigo Tevfik? olarak adını yazdıran rahmetli Tevfik Abimiz, bir de Bakkalbaşı Şarküteri ile anılıyordu. Rahmetli Abimizin oğlu Şükrü tarafından yaşatılmaya çalışılan bu miras, büyük marketlerin acımasız rekabetleri karşısında, geçtiğimiz yıl sonu itibari ile kepenk kapatmış. Yanı başındaki komşusu Eczacı Ayten Abla?nın gazetemize attığı aşağıdaki mesajı sayesinde bir değerimizin daha yok olduğunu öğreniyoruz

    ?. . .(üç nokta)

    bir kahraman bakkal daha süper marketlere yenik düştü! Yıllardır Cumhuriyet Caddesi?nde en taze ve lezzetli ürünleri sunmasıyla ünlü Bakkalbaşı artık yok. Sessizce kepenklerini indirdi sevgili komşum Şükrü Bakkalbaşı. Yola nasıl devam eder bilmiyorum ama, Bolu bir değerini, Amigo Tevfik?in mirasını da yitirmiş bulunuyor. Bizim cadde şimdi 1 eksik. Tüm ekonomik göstergeler iyiyi gösterirken, bu tür iş

    terkleri neyin göstergesi sizce? Yeni yıl ve bayram hay-huyu içinde fark etmemiş olabilirsiniz. İlk fırsatta İzzet Baysal Caddemizi bir baştan- uca gidip geliniz, belleğinizi yoklayınız ve görünüz. ?kimler geldi kimler geçti? sağlıcakla kalınız.?

    Şoföre hizmet buysa...!

    Tavukçuluk sektöründe olduğu gibi nakliye sektöründe de ülke çapında söz sahibi olduğumuz bir gerçek. Ama yıllardır bir TIR parkımız bile olmadığı için yola gidip gelen şoförlerimiz TIR?larını, mahalle ve sokak aralarında nereyi boş bulursa oraya çekmek zorundadır. Çevre halkı haklı olarak şikayetçidir. Ama ilimizde bir TIR parkı bulunmadığı için şoförlerimiz de haklıdır. Bu sorunu çözmesi gereken Şoförler ve Otomobilciler Odasıdır. Ama bu oda, Rektör?e iftar yemeği vermekten tutun, Başkan?ın daha ihtişamlı gezebilmesi için Toyota bir makam aracı dururken, 100 milyarlık son model Volvo makam aracı daha almaya kadar, üzerine vazife olmayan ne kadar iş varsa yapar da, odanın esas varoluş nedeni olan şoförlerimiz için ne yaptığı bilinmez. Karacaağaç Köyü?nün karşısında alınan 10 dönümlük araziyi TIR parkı yapabilmek için her defasında Oda?nın parası olmadığını söyleyen Nihat Alpat Öztürk makam aracı için 100 milyar bulabiliyorsa, 10 dönümlük araziyi TIR parkı haline getirmek için de çok büyük paralara gerek olmadığını düşünüyorum.

    Sorumluluk duygusu hayatına maloldu!

    Geçtiğimiz günlerde Zonguldak?ta yaşanan bir olayda; Bolu Ocakgaz bayii Cahit Ateşurgun?un damadı Ali Fındık, işyerindeki pencereden dışarısını seyrederken bakış açısında bulunan bir ağacın, bir vatandaş tarafından kesilmek istendiğini görmüş ve dışarı çıkarak ağacı kesmeye çalışan adamla tartışırken, kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmiş. ?Ağaç kesilmesine kalbi dayanamadı? başlığıyla gazetelerde yer alan bu haberden sonra, Zonduldak Yeni Haber Gazetesi Köşe yazarı Erhan Çakmak olayı köşesinde çok güzel bir dille ifade etmiş.

    ?Erhan Çakmak

    Ağaçlar ve İnsanlar

    CHP Merkez İlçe Yönetim Kurulu üyesi Sezer Fındık?ın eşi, TTK Üzülmez Müessesesi şeflerinden,Zonguldakspor eski Kulüp Müdürü Ali Fındık, hiç beklenmedik bir şekilde yaşamını yitirdi. Başta eşi Sezer Fındık olmak üzere, tüm yakınları ile CHP camiasına başsağlığı diliyorum.

    Allah rahmet etsin, mekanı cennet olsun. Ali Fındık?ın sağlığı yerindeydi. Her zamanki gibi işyerine gitmiş çalışıyordu. Bir ara işyerinin penceresinden, bir insanın bir ağacı kesmek istediğini gördü?

    Diğer bir deyişle, bir canlı, diğer bir canlıyı ?kesmek? istiyordu..

    Ali Fındık?ın sapasağlam yüreği buna dayanamadı, kalp krizi geçirip vefat etti.

    Herkesin anlayacağı, ya da herkesin ?anlamak isteyeceği? bir şey değil bu?

    Ali Fındık?ın ölümü, ?yürekli? bir ölümdü?

    İnsan tabiatı böyledir; olaylara herkes kendi ?penceresinden? bakıyor?

    Değil bir ağacı, ülkenin bütün ormanlarını katletseler kılı bile kıpırdamayacak insanlar için Ali Fındık?ın ölümü hiçbir şey ifade etmiyor.

    Onlara göre Ali Fındık ?hiç? yüzünden ölmüştür.

    Kuşkusuz, tavuk boğazlar gibi adam boğazlayan acımasız insanlar için de Ali Fındık?ın ölümünün ?manası? yoktur.

    İnsana, doğaya, çevreye duyarsızlık öyle bir duruma gelmiş ki, onlara göre bir ağaç kesilse ne olur, bin ağaç kesilse ne olur?..

    Bir Ali ölse ne olur, bin Ali ölse ne olur?..

    İnsan ve insan, insan ve toplum, insan ve doğa, insan ve çevre ilişkilerinin ?sıfıra? indiği, bencilliğin, duyarsızlığın, umarsızlığın tavan yaptığı günümüzün şu ?küresel? dünyasında, ?bir ağacı düşünmek? akıl karı sayılmıyor ve de büyük bir şaşkınlıkla karşılanıyor?

    Sadece bir avuç ?yürekli? insan?

    Bir tek ağaca kıyılmasına bile yürekleri dayanmıyor.

    Bir Peygamber buyruğunu hatırlatmak istiyorum.

    Hz. Muhammet, savaş sırasında askerlerine şöyle sesleniyor :

    -   Kadınları ve çocukları öldürmeyeceksiniz.

    -   Tarlada,işinde-gücünde çalışan insanlara dokunmayacaksınız.

    -   Ağaçları kesmeyeceksiniz.

     14 yy. öncesinden günümüze ulaşan bu mükemmel öğütler, şimdiki uluslararası savaş hukukunun çok üzerinde kurallar getirdiği gibi, tıpkı insanlar gibi, ağaçların da yaşama hakkına saygı gösterilmesini öngörüyor, bütün canlıların yaşama hakkına sahip olduğunu en güzel şekilde ifade ediyor.

    Çünkü yeryüzünde diğer canlılarla birlikte yaşıyoruz?

    Bütün canlıların yaşama hakkı var.

    Tıpkı insanlar gibi ağaçların da?

    İnsanlar ağaçları kesiyor?

    Ağaçlar insanları kesiyor mu hiç ?..

    Şu koskoca yeryüzünde boşuna yaşayanlar da var, boşuna ölenler de?

    Ali Fındık, ?boşuna? ölmedi kuşkusuz?

    O bir insanlık görevini yerine getirmek istemişti?

    Eğer kesilmek istenen ağaç TTK sahasında ise, yani TTK?nın ?mülkü? ise o zaman bir kamu görevini de yerine getirmek istediği anlaşılıyor.

    Keşke, TTK?da çalışan herkes kurumun malına-mülküne bu kadar sahip çıkabilseydi?

    Yıllar yılı TTK?nın ne ?ağaçları? gitti, kurumun malı-mülkü talan üstüne ne talanlar edildi, depolar-ambarlar boşalırken kimse sesini-sedasını çıkarmamıştı?

    Keşke TTK?da çok sayıda ?Ali Fındık? olsaydı?

    Belki de ne kurumun, ne de Zonguldak?ın hali böyle olmayacaktı?

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Eymen Home