Rehavete kapılmayalım!

Seyirci muhteşem, hakem desen öyle, futbolcular inançlı. Kısacası bu maçı kazanmamak için hiçbir olumsuz neden yok.

Böylesine bir atmosferde maça başlayan takımımız, oyunun hemen başlarında ceza sahasına tek bir tehlikeli atak geliştirememiş olmasına rağmen, takımdaki savunma özelliği en az olan Caner?in bile hücum alanında pres yaptığını görmek, takımımızın bu maçta galibiyete şartlanmışlığının göstergesiydi.

Forvette Murat?la beraber oynayan Caner stoperlerin markajında olduğu zamanlarda etkili olamazken, top kazanmak için orta sahaya doğru geldiğinde ileride Murat yalnız kaldı. Dolayısıyla gol pozisyonu bulmakta zorlandık. Gol dakikasına kadar, ilk yarı golsüz berabere bitecek diye beklerken, tesadüfi bir gol bularak ilk yarıyı galip kapamamız ikinci yarıya büyük bir moralle başlamamıza neden oldu.

Bireysel olarak çok yetenekli futbolculara sahip olduğumuzu, bizden önce rakiplerimiz bile kabul ediyor. Ancak şu da bir gerçek ki takım oyunu oynamıyoruz. Attığımız golleri göz önüne getirdiğimizde, hücum organizasyonlarından daha çok, rakibin yapmış olduğu bireysel hatalardan kazandığımız avantajlardan yararlanarak, futbolcularımızın bireysel yetenekleri sayesinde neticeye gidebiliyoruz.

Boluspor?un takım kadrosuna layık bir futbol ortaya koyamasak da, en yakın rakibimize 5 puan fark atmış olmamız büyük bir avantajdır. Her ne kadar gazete olarak, ?şampiyonluğa kimse sulanmasın? diye başlık atıyorsak da olay bu kadar basit. Şimdi tam ayaklarımızın suya ermesi gerektiği zamandır. Aradaki 5 puanlık fark ne yöneticileri, ne teknik heyeti, ne de futbolcularımızı rehavete itmemeli.

Bolu'da siyasetin nabzı!!!

Gazetenin biri saf siyasetçileri gözüne kestirmiş, bu işten geçmişte de paranın tadını iyi almış olmalı ki, her seçim öncesi yaptığı gibi yine Aziz Nesin?in tarif ettiği gibi siyasetçi avına çıkmış.

Halkımızın hiçbir zaman kendisine layık görmeyeceği bu tipler, kelimenin tam anlamıyla birbiriyle sidik yarıştırıp, bahsi geçen gazeteye kupon parası verme yarışı yapıyorlarmış.

Kim daha çok kupon parası verirse, o gün onu birinci sıraya yükselten gazete sahibinin cebi doldukça, insanları nasılda kerizlediğini düşündükçe her geçen gün güleceğini biraz daha fazla tutamaz olmuş.

A benim birazcık poh-pohlandı mı kendini fasulye gibi nimetten sanan, saf, bön ve aptal yerine konulmaya çalışılan siyasetçilerim(!)

Bu kadar basit bir numarayla kendinizi enayi yerine koyduran sizlere vatandaş kazara oy mu verir sanıyorsunuz.

-Aynada kendini göremeyen, bu kadar basit ve bayatlamış numaraları bile yutan sözüm ona siyasetçilerden mahalle muhtarı bile olmaz. Bu memlekette bu kadar aptal olduğu sürece, gazeteciye de hak vermemek elde değil.

Yapıştırmadan önce bir okusaydınız bari!!!

?Yok aslında birbirimizden farkımız, ama biz Osmanlı Bankasıyız? reklam sloganını çoğunuz hatırlarsınız. Geçen hafta internette yerel gazetelere göz gezdirirken kafam karıştı. ?Denizli?de Bolu'yu temsil edecekler? başlıklı haberi Olay Gazetesi?nde okurken, ?...Cuma günü sabah Denizli iline hareket ederek ilimizi en güzel şekilde temsil edecekler. Detay Gazetesi olarak İlimiz adına Denizlideki yarışmaya katılacak olan Gençlik Merkezi Halk Oyunları ekibi çalıştırıcılarına, oyuncularına ve müzik ekibine başarılar dileriz? yazıyordu.
-Anlayacağınız bir gazete, diğer gazeteden kopyaladığı haberi harfi harfine, hiç değiştirmeden, hem de imla hatalarıyla birlikte, üstelik de kopyaladığı gazetenin adını bile çıkartmadan (belli ki kopyalayan kişi kendisi bile okumamış) aynen yayınlamış.