Can çıkmayınca umut kesilmez

Elin kesesi ile hamama girmeye alışmışız bir kere. Kim ne derse desin, Boluspor?un tarihinde en büyük hamam sefası, Tarsusspor ile birlikte şampiyonluk mücadelesi verdiğimiz 1985-86 sezonunda yaşandı. İddia ediyorum; değil Türkiye liglerinde, dünya liglerinde bile böyle bir son dakika yıkımı yaşanmamıştır. Şampiyonluk ümitlerimiz sona ermişken, Tarsus?un şampiyonluk davulları çalmaya başladığı sırada, maçın son dakikasında Cengiz, Yeni Salihlispor?u galip getiren ve esas önemlisi Boluspor?u şampiyon yapan golü atarak Boluspor?un tarihinde bir mucize yaşanmasına imza atıyor. Boluspor da bu jesti karşılıksız bırakmıyor ve bütün zamanların en pahalı transferi olarak nitelendirilecek biçimde yani geçmiş yılları da dahil olmak üzere, Cengiz?i tarihinin en pahalı transferi olarak renklerine bağlıyor.

Şimdi, şu son haftaya girerken neden yine bir sürpriz yaşamayalım?

-Başkan Necip Çarıkçı?da bu ballılık varken, neden olmasın?

Daha önce Karaçayır?da yapılan hacı uğurlama törenlerini, bu yıl Kalıcı Konutlar Camii önünde yapan İl Müftülüğü, hacı uğurlamaya gelen binlerce aracın uygunsuz parkları nedeniyle çevre sakinlerinin tepkisini almış. Bölgenin asayiş düzeninden sorumlu olan Jandarma?ya bile önceden haber verilmediğinden, etrafa uygunsuz park eden araçlar nedeniyle yüzlerce Kalıcı Konutlar sakinleri park yerlerinden araçlarını çıkaramadığı için mahsur kalmış. Asker göndeririz şaşaa ile, hacıları uğurlarız yine şaşaa ile. Eskiden böyle şaşaalı bir yaşamımız yoktu. Eskiden ayıp sayılırdı, sonradan moda oldu bu şaşaalı işlerimiz.

-Bir taraftan dualarla hacı uğurluyorsun, diğer taraftan evlerine hapsedilen ve çaresizlik içinde hacı uğurlamasının bir an evvel bitmesini bekleyen vatandaşlardan beddua alıyorsun. Bunlar olacak işler değil ama, sonradan görmeliği alabildiğine şuursuzca yaşayan toplumumuzda bunlar oluyor maalesef!

Rektörlük seçimlerine çok az bir süre kaldı. Rektör Yaşar Akbıyık yeniden rektör seçilmek için son kozlarını oynuyor. Son akademik ilanda, kendisine yakın duran ve hürmette kusur etmeyenleri giderayak ödüllendireceği iddia ediliyor. İddialar öyle boyutta ki, İzzet Babamızın kurduğu Üniversitemiz, söylemeye dilim varmıyor ama adeta hazretin çiftliği olmuş da, bizim haberimiz yok. Yine iddialara göre üniversitemizde bir yerlere gelmenin yolu, ne ilimden, ne de bilimden geçiyor; illa ki sayın rektörümüze hürmette ve sadakatte kusur etmemekten geçiyor.

Geçtiğimiz hafta Hamza Canbaş arkadaşım gazetesindeki köşesinde aynı konulara değinmiş ve yazısının sonunda da akademik sınavda işe alınacakların isimlerini yazıp kapalı zarfla Gazeteciler Cemiyeti?ne bıraktığını, sınav sonuçları belli olunca bu isimleri açıklayacağını belirtiyor.

Hamza?nın yerine ben olsam noterden onaylatırdım. Çünkü, ?karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar? arkadaşların hükümran olduğu bu cemiyete de güvenim işte o kadar. Ben notere bile gerek duymadan şimdiden açıklıyorum. Uzmanlık sınavını kazanması gereken iki kişi var. Bunlardan biri A. T., diğeri de F. T.. Ancak benim iddiam; uzmanlık sınavını F.T. kazanacak. Bunu bütün üniversite camiası biliyor. Hamza kardeşim ise kapalı zarf oynuyor.

-Yine de Hamza?yı kutluyorum. Herkesin gölgesinden korktuğu, küçük menfaatler uğruna birçok şeyi görmezden, bilmezden, duymazdan geldiği, duyarsız insanların böylesine bol olduğu bir şehirde, bu kadar cesur olabilmek bile çok büyük bir yüreklilik.

-Ve yine iddia ediyorum; Rektör Akbıyık gelecekte ?ben de bir zamanlar Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü idim? diyebilir!

Evet, var mısınız iddiaya? Üstelik bire beş koyuyorum!