Savaşan bir Boluspor istiyorum

     Boluspor tarihinde ilk defa böylesine çekişmeli bir başkanlık yarışına şahit olduk. Bu yarıştan galip çıkan Emin Ağabeyimizi tebrik ediyorum.

     Kendisinin başkanlığa aday olduğunu öğrenir öğrenmez aramızda geçen konuşmada şöyle demiştim; "Emin Ağabey son üç senede Boluspor'un 30 trilyonu gitti. Kasımpaşa'ya, Eskişehir'e yol verdik. Bu jestlerimizden sonra sıra tam bize gelmişti ama bu defa da bizim atlar bizi ilk 6'ya bile sokmakta aciz kaldı.

      Bu işlerin parayla pulla da olmadığının gösteren grubumuzda bir Bucaspor örneği var. Şayet başkan olursanız, ne olur Bolu'nun paralarını böyle hovardaca çar çur etmeyin" dedim.

    Emin Ağabeyimizin amatörlere verdiği değeri kendi basketbol takımından biliyorum. Ve inanıyorum ki yüksek rakamlarla kaşarlanmış futbolcular transfer etmek yerine, Boluspor'u en kısa zamanda eski transfer politikalarına geri döndürecektir.

Boluspor tarihinde en büyük bağış miktarını Boluspor'a kazandırmış fanatik bir Bolusporlu olmama rağmen, bu sezon Boluspor'un hiçbir maçına gitmedim. Çünkü kendisinin ite kaka başkan olmasına vesile olanlardan biri olarak ve başkan olduktan sonra da tam destek vermeme rağmen, bu kişinin şahsıma dirsek çekmesi, üstüne üstlük işi gücü bırakıp benim ekmeğimle oynayacak kadar alçalmasını bir türlü  hazmedemiyorum. Bu başkanın yüzden 'lanet olsun' deyip bu sezon Bolusporum'un maçlarına bile gitmedim. 

    Bu başkan  döneminde her yıl Bolu halkı keselene keselene, üstüne üstlük 2 yıldır devam eden ekonomik krizle birlikte artık kimsede keselenecek hal kalmamıştır. Ve zaten bu paraları toplayıp toplayıp dipsiz kuyuya atıp durmanın ne büyük bir kerizlik olduğu da anlaşılmıştır. İşte Bursaspor örneği; 200 trilyonluk takımlara karşı 18 trilyonluk bir bütçe ile süper ligde şampiyon oldular.

     Emin Semercioğlu Ağabeyimizde eminim aynı şeyleri düşünüyor.    

     Gelin Boluspor'u özüne döndürelim.

     Forma aşkıyla oynayan, savaşan bir ekip kuralım.

     Bırakın olduğu kadar olsun.

     Sahtekar topçulara prim vermeyelim.

     Son üç senede 30 trilyonluk bir bütçe ile ortada koskoca bir HİÇ var.

     Demek ki bu işler parayla da olmuyor.

     Efsane Bolusporumuz'u örnek alıp, yıllardan beri aynı prensipte devam eden İlhan Cavcav'ın başarısı ortada.

     Ne kadar çatlak sesler çıkarsa çıksın aldırış etme Emin Ağabey!  Bolu'nun paralarını çar çur etmeden, yönetici komisyonculara kapılmadan, EMİN adımlarla geçmişte tecrübe edilen ve bilinen aynı yolda ilerlemeniz durumunda, er-geç, ama mutlaka ve de çok cüzi rakamlarla başarılı olacağına inanıyorum.

     Kulüpte kadrolu bir psikolog bulunmalı

     Bir futbol takımında en az 22 futbolcu bulunuyor. Bunlar genellikle  oynadığı mevkilere göre, çok farklı karakterlere sahiptirler ve çok değişik davranış biçimleri sergilerler. Bu nedenle öncelikle psikoloji bilmeyen hocanın takıma hakim olması mümkün değildir. 

     Bir takımın maç kazanması için en gerekli olan şey motivasyondur. Teknik kapasitesi düşük ama iyi motive olmuş bir takımın önünde kimse duramaz. Bu nedenle psikoloji bilmeyen hocanın takımını motive etmesi de mümkün değildir.   

     Eski futbolcu emeklisi teknik direktörlerimiz, ne kadar pedagojik formasyon veya ne kadar ne kadar psikoloji eğitimi almışlardır bilinmez. Ama nedense teknik direktörlük deyince hep eski futbolcular akla gelir. Oysa bir teknik direktörün öncelikle iyi bir psikolog ve iyi bir gözlemci olması gerekir.

     Yeni Başkanımıza bu konuda önerim; kulüpte bulunması gereken bir antrenör ve masör gibi olmazsa olmazların yanına mutlaka ve mutlaka bir psikolog eklenmelidir.