Tanju Bey, bak git...!  

       Tanju Bey, bak git...!     
      “Oğlum bak git” bu ülkede çok güzel ve çok anlamlı bir slogan haline geldiği için, “Oğlum” kelimesini değiştirerek; “Tanju Bey bak git, benimle uğraşma” demek istiyorum.
      Bir kere şunun altını çizerek söylemeliyim ki; Burası Ankara değil, Bolu!
      Ankara’da meclis kürsüsünden şov yapabilirsiniz ama Bolu’da bu sökmez.
      Çünkü Bolu küçük bir yer olduğu için, herkes eğriyi doğruyu çok kolay ayırt eder.     
      Bolu’da eğri oturup DOĞRU konuşmak zorundasın Sayın Tanju Özcan!
      
     50 bin kişinin oyunu çöpe attın !   
     Sahi Ankara demişken, hiç kimsenin bugüne kadar değinmediği çok önemli bir konu daha var. 
     2,5 yıl önce Bolu halkı olarak sana 50 bin kişi oy verdi. Ankara’da bizi temsil etsin diyerek vekil tayin etti. Bu oyların büyük bir kısmı CHP’li oldukları için değil, Alaaddin Yılmaz’a kızdıkları için sana verildi. 
     Sana verilen oyların tamamı çöpe gitti !
     Seni vekil tayin edip Ankara’ya gönderen 50 bin kişinin oylarını kelimenin tam anlamıyla“HİÇ” ettin. Milletvekili seçilmen için sana verilen oyların tamamı adeta çöpe gitti.   
     Şımarık çocuklar gibi, “Ben birazda başkan olayım” dedin. Başkan seçildikten sonra Bolu’yu Ankara’da muhalefetsiz ve vekilsiz bırakıp geldin. 
     Hoş geldin sefa geldin dedik. Ama gördük ki hiç de HOŞ gelmemişsin. 
     Herkesin senden beklentisi, Alaaddin’le ilgili 15 yıllık geçmişi gün yüzüne çıkarmandı. Ama sen tüm beklentileri boşa çıkardın. Bir de gördük ki seçimlerde Alaaddin Ağabeyinle iş birliği yapmışsın ve belli ki kendisine birtakım sözler de vermişsin. Alaaddin’e kızıp sana bel bağlayarak sana oy verenlerin hepsini ŞOKa uğrattın. Bu nedenle Bolu’ya hiç de hoş gelmedin, sen de bunun farkındasındır umarım.    
    
     Besleme basınla devam, maşallah!    
      Alaaddin Yılmaz döneminde belediyenin kasasından milyonlarca lirayı hortumlayan Alaaddin’nin besleme ve yalaka basınını aynen devralmışsın belli. Geçmişte Deli Ömer’in ellerini şaklatıp işaret parmağı ile hedef göstermesi gibi, hepsi senin bir işaretinle hareke geçiyorlar maşallah. Belediyenin kasasından beslenmeye devam eden, besleme basına toplu hücum emri vererek, 30 yıllık Bolu’nun en eski ve en köklü Gazetesi BolununSesi’ni karalamaya Alaaddin Abinizin gücü yetmediği gibi, sizinki hiç yetmez.
     Doğrular sendeler, ama asla yıkılmazlar!
     Sizi Ankara’da iken muhalif falan sanıyorduk, ama bunda da çok yanılmışız meğer.  
     Biz senin yapamadığın muhalefeti burada tek başımıza yaparken, bir sürü badireler atlattık, bedeller ödedik, hapislere bile girdik. 
     Sen bize sahip çıkmak şöyle dursun, arayıp sormak nezaketinde bile bulunmadın. 
     Şimdi de DOĞRU haber karşısında gereğini yapmak varken, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyorsun. “kendilerine gazeteci diyen aklı kıt…” falan gibi kelimeler sarf ederek, terbiyesizce bizi karalamaya çalışıyorsun.  
      “Bolu Belediyesi’nde Grup Seks Skandalı” başlıklı rezil habere tepkiler dinmek bilmiyor” diye başlık attırıyorsun. Yetmiyor, “Erişim engeli konuldu” falan diye yalan haberler yaptırıyorsun.  
      Yaşananlar mı REZİLLİK? Yaşananları yazmak mı REZİLLİK?     
      Yaşanmış olan REZİL bir olayı yazmak, bilgilendirmek, toplumun duygularına tercüman olmak gazeteciliğin asli görevidir. Bir kurumda rezil bir olay yaşanmışsa ve bu rezil olay özel hayatın dışına taşmışsa, bu dünyanın her yerinde haber olur. (Örnek; yıllar önce Amerikan Başkanı Bill Clinton ile sekreteri Monica Lewinsky arasında oval ofiste yaşanan seks ilişkileri en ince ayrıntısına kadar basında yer almış, Clinton da bunların hiçbirini bizdeki gibi yalanlama yoluna gitmemişti.) 
        Bu belediye, makam odasında sekse bile tanık oldu!      
        Daha önceki yıllarda imar müdürünün makam odasında seks yaptığını sağır sultan bile duydu. Karısı gelip belediyede kocasını bastı ve merdivenlerde cırıl cırıl bağırarak kocasına ve dostuna hakaretler yağdırırken, o an Belediye’nin kapısından girmekte olan dönemin Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz bu icra-i rezalete bizzat tanık olduktan sonra, “Bu kadını bir daha belediye binasında görmeyecem” demişti, ama değişen hiçbir şey de olmamıştı.
        Bolu Belediyesi’nde yaşanmış olan bu rezil olaylarla ilgili kurumun en üstündeki en yetkili bir Başkan olarak sen ne yaptın? Onu bir söyle de herkes bilsin istersen. 
        Yoksa sen bu yaşanan son rezilliği ört bas etmeye çalışırken, BolununSesi Gazetesi arı kovanına çomak mı sokmuş oldu?
        Bundan yaklaşık 1 sene önce, belediyede makam şoförlüğü yapan bir kişinin, yeni belediye binasının bodrum katındaki homoseksüel ilişkisini, “şöyledir böyledir, günah olur” dediniz, es geçtik, haber yapmadık.
         Kadınları neden işten attınız?            
         Daha geçtiğimiz günlerde temizlikten iki kadını işten attınız. Belediye çalışanları ise yine yanlış yaptığınız konusunda hemfikir. Kadınların atılmasına sebep olan kişiyi yine koruduğunuz söyleniyor. Buna ne diyeceksiniz?
       Hırsızlık suçu işleyen personelin açığa alınması gerekmiyor mu? 
       Belediye Zabıtasının, bir müteahhidin demirlerini yoldan kaldırmadığı gerekçesiyle demirleri belediyenin araçlarına yükleyerek kaldırdığı, sonrada bu demirleri hurdacıya sattığı doğru mu? Düpedüz HIRSIZLIK suçunun işlendiği bu olayla ilgili suçlanan personeli, belediyede başka bir birime vermeniz ne kadar doğru bir yol? Hırsızlık suçu işleyen personelin, mahkemesi sonuçlana kadar açığa alınması gerekmiyor mu?
      Belediye’nin kayıp telefonları kimlerden çıktı?
      Sahi Bolu Belediyesi adına kayıtlı olduğu bilinen fakat kimde oldukları bilinmeyen 20 tane son model ıphone telefonlardan 4 tanesinin birden Alaaddin’in yeğeni olan kişiden ve diğerlerinin kimlerden çıktığını neden açıklamadınız. Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş da CHP’den seçildi ama, adam sizin gibi geçmişin üzerini örtmekle değil, açmakla kamuoyundan puan toplamaya devam ediyor. 
      Bitiriyorsunuz!!!       
      Siz ise en başta CHP’liler olmak üzere, herkesin tepkisini almaya devam ediyorsunuz. Hem kendinizi, hem de partinizi bitiriyorsunuz ve en kötüsü de siz bunların farkında bile değilsiniz.

      Kamuran Alagözoğlu