Allah razı olsun İsmail Uludağ'dan

  Dijital su saatlerinin kullanımının mahsurları olduğunu, iki kez gündeme getirmişim. Ama ne muhalefet(!) partilerinin temsilcileri, ne de şehrin ileri gelenleri, tipik Bolulular olarak her zaman olduğu gibi bana dokunmayan yılanı oynadılar. Karacaağaçlı İsmail Uludağ isimli vatandaştan Allah razı olsun. Kendi başına hak ararken, aynı zamanda bütün Bolulular'a farkında olmadan büyük bir hizmet yapmış oldu.

  Isıtıp ısıtıp önümüze koyuyorsun diyebilirsiniz ama, bende derim ki şu bizim Boluluların vurdumduymazlığı da ancak bunu gerektiriyor. Bolulu vatandaşlar olarak hakkımızı aramasını bilmiyoruz. Böyle olunca da 10 sene önce yazıp gündeme getirdiğimiz bir konuda değişen hiç bir şey olmuyor.

  Buyurun birer yıl ara gündeme getirdiğim 'dijital su saatleri' konusunu bir kez daha okuyalım

  02.03.2009

  Gusül abdesti meselesi başkanı bozar

Benim bir yıl önce yazdığımı, siyasiler anca gündeme getirebildiler. Seçim de olmasa demek ki muhalefetin sesi soluğu hiç çıkmayacakmış.

  Tam bir yıl önce su sayaçlarının kontörlü hale getirilmesine tepki göstererek "İnsanlar mundar gidecek be!!!" başlıklı yazımdan sonra, o günlerde halktan çok olumlu tepkiler almıştım.

  Yazımda aynen şöyle demiştim;

  "Yeni evli arkadaşlar anlatıyor: Su sayaçlarının kontörü körün taşı gibi tam da hafta sonları bitiveriyormuş. Kontör satan kişiler, "Abi, saatlerimiz akıllıdır, kontör bitmeden evvel alarm verirler" diye su saatlerini savunuyorlarmış. İyi de kardeşim, bu saatler apartmanlarda veya evlerde nerede takılı bulunuyor; bodrum katlarda, hem de hepsi bir arada, değil mi? Kim duyacak bu saatlerin alarmını, ayrıca kim bilecek kiminkinin öttüğünü?"

  Belediye Başkanı, "Belediye'de nöbetçi su kontörü satan gişe gece-gündüz açık tutulacak" diyor.

   Düşünebiliyor musunuz; bir gusül abdesti alacak kadar bile su akıtacak kontörü kalmamış ama vatandaşın canı çekmiş, niyetlenmiş bir kere. Ne yapsın? Sonuç mâlum. Eee, bu halde, değil Belediye'ye gelmek, kapıya bile çıkamaz. Gusül abdesti alacak suyu yok, evindeki son su kredisini de kullanmış ve sular kesilmiş, Belediye'ye gidecek durumu da yok. Evet Sayın Alaaddin Başkan, bu durumda vatandaş ne yapmalı sizce? Kimi saygıyla anmalı? Kime hürmetlerini sunmalı? Yoksa böyle durumlarda teyemmüm mü gerekir?

  Vatandaşın yerinde siz olsaydınız, bol bol Belediye Başkanı'nın kulaklarını çınlatmaz mıydınız haliyle?

  Tarihte birilerinin "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" dediği gibi, siz de; "Suyu biten sokağa çıkıp yağmurda bedava yıkansın" diye işi pişkinliğe vurabilirsiniz.

  Akıllı elektrik saatleri çıktığında, birçok firma farklı marka saatleri satabildi ve SEDAŞ bunların hepsini kabul etti. Vatandaş da hangisi işine geliyorsa onu taktırdı. Üstelik faturalı ödeme şekli devam etti. İnsanoğlunun yaşamında en önemli olmazsa olmazı, 'SU' dur sayın Başkan. Bunu siz de biliyorsunuz. Susuz bir hayat düşünülemez.

  Vatandaş bugüne kadar faturalı ödeme sisteminde kullandığı suyun parasını 2-3 ay sonra ödüyordu. Siz ise akıllı sayaç falan deyip insanları uyuttuğunuzu zannederek, vatandaşın en zaruri ihtiyacını, telefonlarda olduğu gibi kullanmadan önce peşin peşin öde sistemine çevirdiniz. Böylelikle vatandaştan 3 ay sonra alacağınız parayı, 3 ay önce almış oluyorsunuz.

  Zaten 'geleceğine borçlu' yaşayan vatandaş, Belediye'nin en asli hizmeti olan 'SU'ya bile peşin para ödeyerek kavuşabiliyor sayenizde.

  Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi Sayın Başkan, belediyeler halka hizmet için vardır, halkın yaşamını kolaylaştırmak için vardır. Peki, söyler misiniz şimdi; Bolu Belediyesi ne için vardır?