Boluspor'un menfaatleri mi? Yoksa bu bir Peşkeş mi ?

     Boluspor'a başkan seçilen Abdullah Abat'ı tebrik eder etmez kendisine ilk sorum; Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz'ın etkisi altında olup olmadığı yolunda olmuştu. Ligler başlamadan önce Boluspor'un maçlarında görevlendirmek üzere özel güvenlik hizmeti için teklif istediklerinde bu soruyu tekrar yinelemek durumunda kaldım ve dedim ki; "Bak başkanım senin Boluspor'da başarılı olmanı belki senden fazla ben istiyorum. Fakat şu Bolu'da; Belediye'nin kasasından milyarlarca lirayı hortumlama karşılığında, kendisine yalakalık yapmadığım için Başkan olduğu günden beri bulunduğu makamını baskı ve tehdit unsuru olarak kullanmaya devam ederek sürekli ekmeğimle oynayan Alaaddin Yılmaz ile ters düşme, istersen bu işi bana verme" diye uyardım. 
       Abdullah Abat ise; "Olur mu abi, Başkan benim. Benim için önce Boluspor'un menfaatleri gelir. Sen teklifini ver" dedi.
      Ben de geçtiğimiz yıllarda yine yabancı firmalara kişi başına 90 lira gibi fiyatlara yaptırılan özel güvenlik hizmeti için bu sezon başında 58 lira fiyat vererek işi üzerime aldım. Yani Boluspor'un menfaatlerini her zaman koruduğunu söyleyen Necip Çarıkçı Başkan'ın zamanında 90 liraya yaptırılan işi, 1 sene sonra neredeyse yarı fiyatına almış oldum. Özel güvenlik elemanlarının günlük yevmiyesi,  SGK'ları ve mali mesuliyet sigortalarını tam olarak yatırarak ve her maç için yaklaşık 200 lira gibi bir para zararı cebimden karşılayarak, Boluspor bizim takımımız bu işi Bolu'nun firması olarak karsız, hatta zararına yapmaya başladım.
      Abdullah Abat ile ligin başında konuştuklarımızı adeta doğrularcasına, henüz ikinci maçta Alaaddin Yılmaz'ın "Güvenlik işini bu adama niye verdin" dediğini duydum.
      La havle çekip, kimseyle muhatap olmadan işimi yapmaya devam ettim.
      Ancak zaman zaman Başkan Alaaddin Yılmaz'a ve Abdullah Abat'a yakın çevrelerden gelen bilgiler ışığında, Belediye Başkanı'nın güvenlik işini bana bıraktırması noktasında sürekli Abat'a baskı yaptığını duyuyordum. Devre arasında Abdullah Abat'ı arayarak, "Sayın Başkan sende fazla sıkıntıya girme, istersen sözleşmeyi feshedelim" deyince, zaten işarete bakan Başkan Abdullah Abat Kulüp Müdürü Yaşar Bey'e hemen talimat vermiş ve karşılıklı olarak özel güvenlik sözleşmesini feshettik.
      İkinci yarı maçlarında görevlendirilecek özel güvenlik hizmeti için, öz be öz Bolu firması olan Özel Özköroğlu Güvenlik Şirketi'nden neden teklif alınmadığını hiçbir kulüp yetkilisi veya yöneticisi hiç kimse sorgulayamadı.
       Ve yine Boluspor'un menfaatleri bir kenara bırakılıp, Bolu'da padişah gibi her yere hükmetmeye devam eden Alaaddin Yılmaz'ın isteği doğrultusunda ve bizim yaptığımız fiyatın tam iki misline iş yine Tekirdağ firmasına adeta peşkeş şeklinde verildi.
     Boluspor'u kimin ne amaçla kullandığını da herkes bilmeli ve bunlar Boluspor tarihinin kayıtlarına geçmeli diye düşündüğüm için bunları yazma ihtiyacı duydum.
     Öbür türlü Boluspor tarihindeki en büyük bağışı Atv'den alıp getiren bir kişi olarak, tertemiz duygularla, ben bunlardan daha çok istiyorum Boluspor'un başarılı olmasını.             
     Boluspor'un menfaatleri mi ön planda? Yoksa Boluspor'un gelirleri birilerine peşkeş mi çekiliyor?

      Ya da ey Aladdin Yılmaz; Bolu'nun çocuklarıyla nedir senin derdin?
      Bu kadar kin, bu kadar nefretin nedendir?

      Polislere kumanya diye verdiklerinizi, siz kendiniz yer misiniz?       

      Özel güvenlik için Boluspor'un kasası har vurup harman savrulurken, Tavşanlı maçında sabahın 10'undan akşamın 16'sına kadar görev yapan polis memuru arkadaşlara dağıttığınız kumanyalar protesto edilmiş, yenilmeden geri çevrilmiş. Bu olay ulusal basına haber olmuş. Polis memurları haklı, çeyrek ekmek içine ince bir dilim peynir ve ince bir salam. Yenecek şey değil. Tesislerde aşçılarınız var. 10 kilo kıyma alsanız 200 lira yapar. 200 kişiye pek de güzel bir şekilde ekmek içi köfte yapılır. Tatil günü hiçbir ücret almadan en az 6 saat maç görevi yapan polis arkadaşlarında karınları doyar, memnun kalırlardı.