BolununSesi; 33 yıldır sadece halkın desteği ile yaşıyor

Bolu'yu mu, yoksa keçiyi mi?

Kamuran Alagözoğlu

    30 Ekim 2006

    ?Orman diyarı Bolumuzda, orman düşmanına teşvik!? başlıklı manşet haberimizden sonra pek çok sayıda olumlu tepkinin yanı sıra, eleştiriler de aldık. Bu tepkilerin bazıları internet gazetemizin mesaj defterine rumuz isimlerle yansıdı. Bolumuzun tanınmış isimlerinden bazı ağabeylerimiz bile beni telefonla arayarak keçilerin Bolu ekonomisi için önemini(!) anlatmaya çalıştılar. Gazetemizin bu konuda yanlış değerlendirme yaptığını ifade etmeye çalışmaları karşısında bu kişilere gerekli cevaplarını verdim. Bolumuzun ileri gelenleri konumundaki bu insanların; devletin kanun koyarak ormana girmesini yasakladığı keçi hayvanının Bolu gibi bir orman diyarında bulunmasına karşı çıkmalarını, üstelik bir de teşvik edilmesinin ne kadar büyük bir yanlış olması gerektiği konusunda bizimle hem fikir olmalarını, keçiler için teşvik çıkarmaya çalışanlara ?DUR? demelerini beklerken, kendilerini tam tersine bir tutumla keçi savunucuları olarak görmekten, Bolu adına büyük bir üzüntü ve hatta utanç duydum.

    Gerek gazetemizin internet sitesine bırakılan mesajları okuduğumda ve gerekse telefonla beni arayarak keçi konusundaki düşüncelerimizin yanlış olduğunu anlatmaya çalışan, ama keçi karşıtı tezlerimi bir bir sıralayınca karşımda havlu atmak zorunda kalan bu kişilerin söylediklerine baktığımda, bunların aynı merkezden ve tek bir beyinden yönlendirildiğini anlamamak için de aptal olmak gerekirdi.

    Aynı kişilerin Bolu için düşünce üretim merkezi oluşturma toplantılarına başladığı şu günlerde, keçi konusundaki bencil düşüncelerine bakarak, ileriki günlerde düşünce üretim merkezinden çıkacak olan düşüncelere de aynen bu bencilliklerin yansıyacağını şimdiden görür gibi oluyorum. Bolu'nun geleceğini değil, kendi geleceğini düşünen bu çıkarcı bencil düşüncelerin sahiplerini kınıyorum. Henüz oluşturulmaya çalışılan düşünce üretim merkezinin de, Bolu'nun geleceği için mi, yoksa kendi gelecekleri için mi düşünce üreteceği konusunda şimdiden endişe duyuyorum.

    -Şimdi Bolumuzun önünde giden kıymetli ağabeylerimize soruyorum; sizler öncelikle Bolumuzun geleceğini mi düşünüyorsunuz? Yoksa kendi geleceğinizi düşünerek, devletin kanunlarla yasakladığı keçiler üzerinden elde edeceğiniz rantı mı hayal ediyorsunuz? Keçiye teşvik çıkarılması için önayak olan kimler varsa gizlenmesinler, şerefleriyle çıksınlar ortaya. Şimdiden ortaya çıkıp ?bu işin arkasında biz varız? deme cesaretini göstersinler ki, sonradan bu işin sorumlularını aramayalım.

    Kızılderili

    Bir gün New York?ta bir grup iş arkadaşı yemek molasında dışarıya çıkarlar, gruptan biri Kızılderili?dir. Yolda yürürken insan kalabalığı, siren sesleri, yolda çalışma yapan işçilerin araçlarının çıkardığı gürültü, korna sesleri arasında ilerlerken, Kızılderili kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyler ve aranmaya başlar. Arkadaşları bu gürültünün arasında bu sesi duyamayacağını kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam ederler. Aralarından bir tanesi inanmasa da onunla birlikte aramaya devam eder. Kızılderili caddenin karşısına doğru yürür, arkadaşı da arkasından takip eder ve o binaların arasında bir kaç tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar. Arkadaşı Kızılderili?ye ?senin insanüstü güçlerin var, bu sesi nasıl duydun?? diye sorar, Kızılderili ise bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek arkadaşına kendisini izlemesini söyler. Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlayarak atar. Bir çok insan bozuk para sesinin, ceplerinden düşen bir para mı diye sesin geldiği yöne doğru bakar Kızılderili arkadaşına dönerek;
    - ?Gördün mü? Önemli olan nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğine bağlıdır. Herşeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin? der !...

    -Fıkradan hisse; herkes herşeyi işine geldiği gibi yorumluyor. Şahsi çıkarlar objektif olmayı önlüyor. Ama güç bunların elinde olduğu için kendilerine taraftar bulmakta da hiç zorluk çekmiyorlar. Zaten toplumumuzun geneli de güçlünün yanında yer alma psikolojisine kapılmış durumda. Bu yüzden herkes kendi takımını değil, üç büyükler denilen güçlü takımları tutmakta. ?Güç bende artık!? diye bağıran çizgi film kahramanı Hi-men gibi, ipin ucu, pardon güç artık onların eline geçmiş bir kere!!!

    Metin ol Necip, metin ol!

    Geçen sezondan bu sezona doğru, Boluspor?un sadece iki yıllık geçmişinde zihinlerimizi tazelersek, Başkan Necip Çarıkçı?nın başarılı olduğunu inkâr edemeyiz.

    Ama futbol çok nankör. Kısa süreli bir başarısızlık yaşanması halinde bile, taraftar nezdinde geçmişteki bütün başarılar silinip atılabiliyor. Boluspor?la nikâhlı iken gidip Yozgatspor ile anlaşma yapacak kadar alçalabilen eski teknik direktör için, ?bizi bırakma? diye yalvarma tezahüratı bile yapan bazı taraftarlarımızın(!) olduğunu görmek, başka söze gerek yok bu konuda ne kadar bilinçli olduğumuzu açıkça ortaya koyuyor. Gerçi geçmişte de Boluspor?da oynayıp maç satan futbolcuları halen kahraman gibi anan futbolseverlerimizi gördükçe kahroluyorum.

    Şimdi son haftalarda gerek fikstürün azizliği, gerek futbolcularımızın cezalı oluşu ile peşpeşe yaşanan tüm olumsuzluklar nedeniyle 4 haftada 3 mağlubiyet aldık.

    Doğal olarak önce yeni gelen hocanın, ardından onu getirdiği için Başkan Necip Çarıkçı?nın hedef tahtası olacağı gün gibi ortada.

    -Bütün bunları göğüsleme noktasında Çarıkçı?nın kolayca havlu atmasından endişe duyuyorum. Bu bakımdan inandığı ve doğru bildiği yolda tek adamı oynaması, kendisi ve kulübümüz için daha hayırlı olacaktır diye düşünüyorum.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Büyük İnsanlar, bütün acılara şikâyetsiz katlanırlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Antalya Hurdacı Kepez Hurdacı