Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Kalemler mafyanın eline geçmiş!

Kamuran Alagözoğlu

    26 Eylül 2005

    Gazetecilik mesleğinin ana düsturu olan, ?Kalemini kır ama, asla satma!? diye bu mesleğin haysiyetini ve şerefini korumak için söylenmiş olan bu söz de maalesef ?acı kaybımız? olarak tarihe karıştı.

    Her türlü suç ve ahlaksızlık deneyimlerinden geçerek kaşarlanmış, sonunda bakmış ki hiçbir şey olamıyor, en kolay yolu seçerek gazeteci oluvermiş. Okunmak okunmamak gibi, gazeteyi küçük reklam gelirleri ile yaşatmak gibi bir derdi yok. GAZETECİ deyince, en üstteki bürokratından, en altına kadar, kapılar ardına kadar açılıyor. Sabah kahvaltılarından tutun da akşam yemeklerine kadar, GAZETECİ(!) kimliği ile hemen her yerde kabul görüyor.

    Ve kendi kendine şaşırıp ister istemez, ?Amanın ben neymişim? demekten kendini alamıyor.

    Çapsız, omurgasız ve geçmişi zaten her yönüyle kandilli olan bu kişiliksizler için, meslek ilkeleri hiç bir şey ifade etmiyor.

    Parayı verip arkasına geçenlerin borazanlarını öttürüyorlar sadece.

    Bunların, ?Tetikçilik yapılır? gibi bir tabelaları da yok ama, tetikçi arayanlar onları kolay buluyorlar. Zaten arkalarında kendilerini sürekli besleyen mevcut bir babaları var.

    -Anlaşılan düzende bir değişiklik yok! Dün silah ve sopa gücü varsa, bugün de KALEM?in gücü var.

    Benim köylüme dokunmayın!

    Böyle bir yazıyı Belediye Başkanları Necdet Gören ve Yüksel Ceylan zamanında yazmıştım. Tekrar ihtiyaç hissettiğim için yine yazıyorum. Geçmiş dönemlerde hal pazarı tekelini kıramayan Belediyelerimiz, hırsını adeta köylülerimizden alırcasına davranış içindeydi. Yine hiçbir şeyin değişmediğini gördüğüm için şahsen ben rahatsız oluyorum. İki haftadır pazarda sebze ve meyveyi en pahalı yiyen bir il olduğumuzu gündeme taşıyoruz. Yeni ve modern bir Hal Pazarı kurma hayalinde olan Başkan?dan, TIK ses yok.

    -Yani Başkanım! Hıyarı modern işyerlerinde sattırsan ne oluuur! Tezgahlarda sattırsan ne oluuur!

    Hıyar yine aynı hıyar değil mi? Önemli vatandaşın HIYAR yerine konulmasına engel olmak ve en ucuza nasıl yedirebilirimin çarelerini bulmak değil mi?

    Ve iki haftadan beri de zabıta ekiplerimiz zehir gibi çalışıyor.

    Nerde mi?

    Kanlıca mantarlarının çıktığı şu günlerde, kaldırım kıyılarında veya çeşme önlerinde üç beş doğal ürün satmaya çalışan köylü kadınlarımızı korkutarak, ürküterek semt pazarlarına adeta tavuk kovalar gibi kışalıyorlar. Zavallı köylü kadınlarımız ise ?gücü yeten yetene? demeyip zabıta görevlilerinin sözünü dinlemekten öte bir davranış içine girmeden, itaatkar bir şekilde kendilerine söylenileni yapıyorlar.

    -Kaldırımlara eşya çıkaran esnafa engel olamayan, Pazar yeri tekelini kıramayan, şehir içinde otomobil üzerinde sergi açana GIK diyemeyen Belediye, ?vur abalıya tozmasın? hesabıyla köylümüzün üzerinde adeta gövde gösterisi yapmaya devam ediyor. Buna da benim gönlüm razı olmuyor.

    Bu takımın önünü açmak lazım!

    Erzurum maçından sonra Zeynel?i maçın kahramanı yapmıştım. Bir adam kahraman olunca ondan daha çok şeyler beklenir. Çok çalışana daha çok görev verilir. Bu her yerde böyledir.

    Bu maçta bir baktım ki pres özelliği ile kendini kabul ettiren Zeynel?den, orta sahada beyin görevini de üstlenmesi isteniyor. Neredeyse bütün toplar Zeynel?de toplandı. O da doğal olarak garanti oynadı ve pasını hep geriye kullandı.

    Erzurum maçında kadroya giremeyen İsmail bu maçta kadroya girebildi ama yedek bekletildi. Erdem Hoca ömrü yeterse belki haftaya oynatmayı düşünebilir. Hatasız oynayan İzzet neden oyundan alındı? O?nun yerine giren Ferdi?den ne beklendi belli değil. Bu maçta yaptığı tehlikeli ortalarla pozisyon yaratan ve sert şutlarıyla etkili olan tek adamımız Caner?di, O da oyundan alındı. Yine hücumda bu maçta etkili olan Abuzer oyundan alınırken, hiçbir varlık gösteremeyen Mustafa?ya 90 dakika tahammül edildi. Gol yollarında etkili olabilecek bir Serkan ve bir İsmail neden kenarda bekletildi? Bayram ve Ömer gibi oyunun kaderini değiştirebilecek futbolcular zaten kadroda yoktu.

    Kaliteli oyunculardan kurulu olan takımımız, ligin başından beri iyi futbol oynamıyor.

    -Benim tavsiyem; Erdem Hoca?nın en kestirme yoldan istifasını verip, Boluspor?un önünü açması gerekiyor.

    Birileri Bolu'nun sesini kesmek istiyor!

    Yaşamım boyunca, hırsızlık, arsızlık, uyuşturucu, sahte rakı pazarlaması, şantajcılık, jigololuk, adam öldürme gibi suçlara bulaşmadım. Bu tür yüz kızartıcı pis işlere değil ben, benim yakınlarım bile bulaşmış olsaydı, değil bu memlekette gazete çıkarmak, utancımdan insan içine çıkamaz, başka ülkelere kaçarak izimi kaybettirirdim.

    Ama AR DAMARI çatlamış dersem hafif kalır, hiç oluşmamış olan bazıları, Bolu'nun sesini kesmeye adeta ant içmişçesine, ağızlarından pis salyalar akıtarak fütursuzca saldırıyorlar.

    Saldırılar öyle noktalara geldi ki, hiç kimse üzerine düşen görevini yapmıyor ve sadece seyrediyor.

    -Bunların asıl hedefi Bolu'nun sesini kesmek. Bizce malum şahıslar olduğu için bunlara bir şey demiyorum. Bunları adam yerine koyanlara yazıklar olsun!

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak