BolununSesi; Halkın Gazetesi

10 kişiyi yenemedik!

Kamuran Alagözoğlu

    28 Kasım 2005

    Maçın 8?inci dakikasında Zonguldakspor?dan Tolga?nın kırmızı kartla oyundan atılmasıyla, Boluspor büyük bir avantaj yakaladı. Maçın tamamında üstün oynayan Boluspor, girdiği gol pozisyonlarında tam bir beceriksizlik örneği sergiledi.

    Play- off iddiasını sürdürmek isteyen Boluspor, 10 kişiye karşı bir tek gol bile atamazken, grup lideri deplasmanda 3 gol atıyor. Puan cetvelinin ikinci sırasında yer alan Ünyespor da, güçlü rakibi Karabükspor?a deplasmanda 2 gol atıyor.

    Anlayacağınız adamlar atıyor, biz bakıyoruz. Ondan sonra da üstümüzdeki takımlar puan kaybetse diye bekliyoruz.

    Maçın başında 10 kişi kalan bir takıma karşı tek kale oynayacaksın, bir sürü pozisyona gireceksin, ama gol yok!

    Bana göre Boluspor?un play- off hayali bitmiştir.

    -Gençlerbirliği ASAŞ ile Ünyespor, bileğinin hakkı ile play- off?u hak ettiler. Biz de klasman liderliğini devam ettiririz inşallah.

    Atatürkçülüğün dozunu artırıyor!

    Dört yıl önce Abant İzzet Baysal Üniversitesi?ne rektör seçilen Rektör Yaşar Akbıyık?ın bugüne kadar Üniversite Senatosu?nu toplayıp Anıt- Kabir?e gittiğine tanık olmadım.

    Aralık ayında seçim takvimi belirlenecek ve şubat 2006?da rektörlük seçimi var.

    Geçtiğimiz hafta öğretmenler gününü bahane eden rektör, senato üyelerini de toplayarak birlikte Anıt- Kabir?e gitmişler ve Atatürk?ün mozolesine çelenk koymuşlar.

    Başbakan?a kendi tabiriyle akademik tavır sergilemesinden sonraki gelişmelerde, rektörümüzün Atatürk?e sığınma çabalarını daha önce de bir bir yazmıştım.

    Şimdi seçimlere beş kala Rektör Akbıyık?ı, Atatürkçülük dozunu artırarak daha bilenmiş bir Atatürkçü görüntüsü içinde izleyeceğimiz bir gerçek.

    -Bakalım Rektör?ün bu koyu Atatürkçülüğü, seçim sonuçlarına yansıyacak mı? Hep birlikte göreceğiz.

    Durup durup Gezgin?e çatıyor!

    AKP Merkez İlçe Başkanı İsmail Gezgin?i, dürüst ve dobra yönüyle eskiden beri tanırım. Bir süredir Av. Yüksel Gültekin, kendisini adeta hedef tahtası seçmişçesine Gezgin?e yükleniyor. Yüksel Gültekin bir taraftan Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz?ın avukatlığını yapıyor, öteyandan İlçe Başkanı İsmail Gezgin?e saldırıyor. Gezgin ile şahsi bir meselesi olduğunu düşünmüyorum. Ama bir siyasi ikbal peşinde olduğu gerçek. Çünkü; hem aynı partiden Belediye Başkanı?nın avukatlığını yapacaksın, hem de aynı partinin merkez ilçe başkanını yerden yere vuracaksın. Burada benim aklıma yatmayan çelişkili bir durum var.

    -İsmail Gezgin?i kamuoyu adına sorguladığını söyleyen Yüksel Gültekin?in, bu konuda kamuoyunu aydınlatması gerekiyor.

    Gaşımlara helal olsun!

    Bolu'da bir Mudurnular Derneği var. Bu dernek yıllardan beri tek başına, gerek Mudurnuların bir araya gelmesi, gerekse Mudurnu?nun tanıtılması için, Mudurnu?yu en iyi şekilde temsil ediyor. Mudurnu Tavukçuluk?un iflası ile birlikte zor günler geçiren Mudurnu, dönemin yöneticilerinin önderliği ile başlatılan kültür turizminde büyük mesafeler aldı. Yaşanan bu turizm heyecanına Mudurnular Derneği?nin büyük katkısı olduğu bir gerçektir.

    Geçtiğimiz hafta Termal Otel?de gerçekleştirdikleri Mudurnular Gecesi?nde yine birlikteliğin ve dayanışmanın en güzel örnekleri yaşandı. Mudurnuları kutluyorum.

    -Bolu'da da bir sürü dernek ile birlikte, kalkınma ve tanıtma adına neyi ne kadar yaptıkları konusu hepimizce malum bir çok vakfımız var Allah?a Şükür(!)

    Bekir Coşkun alıntı adresini vermemiş!

    Geçen haftaki, ?Kuşlar uçar ben kaçarım...? başlıklı yazımda, Anıtpark?ın arka tarafına düşen ağaçlara tüneyen Sığırcık kuşlarından rahatsız olunduğu için asırlık ağaçların bütün dallarının kökünden budandığını yazmıştım. Hürriyet Gazetesi yazarlarından Bekir Coşkun Pazar günkü köşe yazısında, benim gündeme getirdiğim şekliyle konuyu ele almış ama alıntı adresini belirtmemiş. Yine de konuya gösterdiği hassasiyet için teşekkür ediyorum ve Bekir Coşkun?un yazısını aynen aktarıyorum;

    ?Biz köylüler...
    BİZ köylü toplumuz.
    (Ben kendimden bilirim.)

    Aslında seksen yıldır köylülükten kentliliğe atlamak istiyoruz; ama atlayamıyoruz.
    Kentlere gelip apartmanlara yerleşmek, kerpiç evlerde yan yana oturmak yerine, beton dairelerde üst üste oturmak bizi köylülükten elbette kurtarmıyor.
    Tekrarlamalıyım;
    ve doğa bize köylülüğümüzü hatırlattığı için onu sevmiyoruz.
    Birçok kentte oturanlar gibi Bolu?nun bilmem ne caddesinde oturanlar da, caddelerindeki ağaçlara konan kuşların sesinden rahatsız oldular.
    Siz hiç kuş sesinden rahatsız olan insan gördünüz mü?
    ?Bu kuşlar ağaca konup ötüyorlar, huzurumuz kaçıyor?
    diyerek belediyeye başvurdular.
    Ve belediye gelip ağaçların tüm dallarını kesti.
    Ki kuşlar konmasın.
    O akşam kuşlar tarlalarda karınlarını doyurup geldiler. Cadde ve meydandaki ağaçların etrafında dönüp durdular, sonra bilinmeyen bir istikamete çekip gittiler.

    Ağacın dalı ile kuşu ayırmak zevksizliğin, görgüsüzlüğün, ilkelliğin ta kendisi olmalı.
    İnsan, kuş sesinden nasıl rahatsız olabilir?
    O ağaçların fotoğraflarına baktım, birer kalın kazık gibi, dalsız ve asla artık ağaca benzemeyen, gökyüzüne doğru giderek incelen birer kütük...
    Bir yabancı sorsa belediye başkanına:
    ?Bu ne?..?
    ?Ağaç...?
    ?Hani dalları?..?
    ?Kuşlar kondu, biz de.....?
    Bence doğa bize köylülüğümüzü hatırlatıyor.
    Kuşların ağaçlara konup ötmeleri, o çevrede oturanlara da köylülüklerini hatırlatmıştır, eminim.
    Belediye başkanı ise onların yakınmalarını hemen anlamıştır. Çünkü o da köylü olduğunu unutmak istiyordur, unutamıyordur.
    Ve bizler doğayı sevmiyoruz.
    Yeryüzünde kuşlar konmasın diye ağaçların dallarını kesen tek toplumuz.
    Belki ?kentli? olmak için bunu yapıyoruz; ama bu bizim ?köylü? olarak kalmamızı sağlıyor.?

    -Bekir Coşkun?un bu satırlarından sonra kendimle ilgili birkaç satır yazma ihtiyacı duyuyorum. Ben de Doğancı Köyü doğumluyum. Şu an Alpağut Köyü?nde bir ev ve bahçesinde yaşlı iki tane ceviz ağacı var. Ağaçlarda oynaşan sincaplarımız bize büyük keyif verir. Ve o sincapların bahçemizde daha fazla eğlenmesi için cevizlerimizi toplamaktan bile imtina gösteriyoruz.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak