Domuzun katli vacip oldu(!)

?Domuz? genellikle insanların birbirlerine lanet okumak için güncel hayatta da sık sık kullandığı bir kelime haline gelmiştir. Ama gerçekte domuzun ormana en yararlı hayvanlardan biri olduğunu hiç kimse inkar edemez. Ormana yarar ve zarar verme konusunda domuzun tam tezatı olan hayvan ise keçidir. Keçinin ormana verdiği zararı -insan hariç- hiçbir canlı veremez.

Şimdi gelelim Bolu'nun yöneticileri ve ileri gelenlerinin tüm dünyaya tezat oluşturan bu konulardaki düşüncelerine ve yaptıklarına.

Epey bir süreden beri keçilerin teşvik edilmesine karşı verdiğimiz mücadeleyi herkes biliyor.

Geçtiğimiz hafta İl Genel Meclisi?nden çıkan karar ile Gökçesu?ya kurulan bir domuz eti işleme tesisine izin verilmiş olduğunu okuyunca, bütün keçilerim ayağa kalktı, tüylerim diken diken oldu.

Domuz eti işleme tesisi, güya bölgede avcıların vurduğu domuzları konserve et haline getirip yabancı ülkelere ihraç edecekmiş.

Şu Bolu'da keçi sütü tesisi kurmayı akıl edenleri de, domuz eti işleme tesisi kuranları da kutlamak gerek.

Ohhh; ne âlâ memleket!

-Her ne kadar orman dostu olsa da adı ?domuz? olduğu için her zaman katli vacip olan domuzlar bundan sonra ormanlarda çok daha fazla miktarlarda avlatılacak ve böylece ormanın doğal dengesi düşünülmeden domuz katliamlarının yaşanmasına neden olunacaktır. Ormanda doğal ortamda yetişen av eti lezzetindeki domuzlara talep haliyle fazla olacak ve bu da daha çok domuzun öldürülmesini teşvik edecek.

-Her ne kadar orman düşmanı da olsa, günümüzde köylülerimize teşvik yoluyla dağıtılmış olan keçiler yine Bolu ormanlarında ormanı yiyerek doğal yollardan beslenmekte, sütleri de Bolana Keçi Sütü Ürünleri Tesisleri?ne getirilmektedir.

Bolu'da orman düşmanına teşvik verdirttiğiniz, orman dostu domuzlara da ölüm fermanı çıkarttığınız için sağolasınız Bolu İl Genel Meclisi?nin saygıdeğer üyeleri! Ve iyi ki varsınız Bolu ormanları! Ormanları korumakla görevli olduğu halde ses çıkarmayanlara da helâl olsun!

Ver bir plaket, sebepsiz olsun!

Abant Çalışanları Derneği diye bir derneğin davetine çağrılan hemen herkese, bir bahane bulunarak plaket dağıtılmış. Hatta Yener Bandakçıoğlu Ağabeyimiz kendisine neden plâket verildiğini anlamadığını sormadan edememiş. Toplantıda en ilginç plâket verme gerekçesi Milletvekili Mehmet Güner?e olmuş. Hiç kimseyle sürtüşmediği ve gayet müâyim bir politika izlediği gerekçesiyle kendisine plâket sunulmuş. Toplantıya çağrılan hemen herkese gerekçeli, gerekçesiz plâket dağıtılmış.

Yalancı

Amerikalı Ağrı Dağı?na tırmanmak üzere iken dağın eteklerinde bir çoban ve sürüsü ile karşılaşmış. Çoban ile hâl-hatır ettikten sonra kendisinin hayvanlarla konuştuğunu iddia ederek sürüdeki hayvanlarla konuşmak istediğini söylemiş ve önce koyunlara dönerek sormuş; ?Hâlinden memnun musun? Bu çoban sana iyi bakıyor mu?? diye. Sonra çobana dönerek bak bu koyunlar senden memnunlar onlara iyi bakıyormuşsun demiş. Daha sonra sürünün başındaki Çomar?a dönerek aynı şekilde ondan da memnuniyet ifade eden sözcüklerini alarak çobana aktarmış. Amerikalı tam sürüde bulunan dişi eşekle konuşmak istediği sırada çoban hemen atılmış, ?kendisi pek doğru söylemez, hep yalan konuşur. Eşekle konuşmadan önce bunu belirtmekte fayda görüyorum? demiş.

Yamaner?den Bolu'nun tanıtımına katkı

Geçen hafta ?Amasra Salatası? başlıklı yazımda insanların çok basit ve bana göre hiç de leziz olmayan bir salatayı bile nasıl meşhur edip satabildiklerini dile getirerek, turizmde tanıtım ve pazarlamanın önemine dikkat çekmiştim.

Epey bir süreden beri Bolu'nun tanıtımı adına kendi çapında mücadele veren Yamaner Kuyumculuk?un bu alanda yine bir yeniliğe imza attığını görerek, Bolu adına mutlu oldum. Daha önce Köroğlu heykeli, Kahraman Komando Tugayımızı simgeleyen komando askeri gibi simgeleri küçük heykelcikler şeklinde hediyelik eşya ürünü olarak yaptıran Yamaner Kuyumculuk, geçen hafta yine yeni ürünlerle karşıma çıktı. Bu kez de kristal ışıklı biblolar içine Köroğlu?nu, kahraman Komando Tugayımızın simgesi komando askerini ve Yıldırım Bayezıd Camii figürünü işleterek ilimize gelen turistlere satıyorlar. Bolu turizmine bu hizmeti yaparken para kazanmaktan öte öncelikle Bolu'nun tanıtımına katkı sağlamak düşüncesinde olduklarını da çok iyi biliyorum ve kendilerini kutluyorum.

İşte bu kadar!

Geçen hafta Süha Alparslan?ın keçilerle ilgili yazısını çok beğendim. Konuyu herkesin anlayacağı dilden ?işte bu kadar? dercesine kısaca özetleyivermiş. Ancak Süha Bey?in yazdığı gazetede böyle güzel bir yazının güme gitmesine gönlüm razı olmadığı için yazısının keçilerle ilgili bölümünü aynen köşeme alarak okuyucularımıza aktarıyorum;

?Keçilere gelince; bak keçi yatırımcısı ve bu projeyi destekleyenler, bir kez daha, üstüne basa basa söylüyorum.

Anlama kapasitenizin ne olduğunu bilmiyorum.

Lakin söylediğimiz tam olarak şu.

Biz keçi sütünün, anne sütüne en yakın süt olduğunu, keçi peynirinin lezzetinin çok güzel olduğunu, keçilerin çok sevimli hayvanlar olduğunu vs. biliyoruz.

Saanen keçilerinin ağılda beslenmesi gerektiğini, verimlilik açısından bunun lüzumlu olduğunu da az buçuk çakıyoruz..

Biz diyoruz ki, Bolana duyuyor musunuz beni?

Bu yatırımı kendiniz yapın.

Çitinizi, ağılınızı, finansmanınızı, üretim yerini vs. siz yapın.

Özel İdare kaynaklarını kullanma sevdanızdan vazgeçin.

Minik minik Bolu sathında, ovalarda, köylerde, orman diplerinde kontrolünü yapamayacağınız yerlerde bu üretimi desteklenmesi için birilerini ikna etmeye çalışmayın.

Siz de biliyorsunuz biz de, üretim arttıkça bu keçi popülasyonuna hakim olamayacaksınız.

Keçiler üreyecek, kıl keçileri ile devşirerek çoğalacak.

Ve ORTA VADEDE, dört beş yıl içinde belki de daha erken, sizin Bolu'ya soktuğunuz keçilerle, Bolu ormanları, floramız tanışacak.

Ve bunun sorumlusu da Bolana ve İl genel meclisinin bu projeyi destekleyen üyeleri olacak.

Ama iş de, işten geçmiş olacak.

Bu yatırımı, üretimi, kendi popülasyonunuzu elinizi taşın altına koyarak siz yapın.

Herhalde şimdi tam anlattık.

Ohh be.?

-Ağzına sağlık Süha Ağabey.