Tavşan dağa küsmüş de..!

Oturdukları yerden gazetecilik yaparak resmi ilan gelirleriyle geçinen birçok yerel gazete, bakanlar kuruluna imzaya sunulan resmi ilanlarla ilgili yeni yasa kesinleştiği takdirde, artık kendi başlarının çaresine bakmak zorunda olduklarını anladılar.

Diğer taraftan Üniversitede yönetimin değişmesi ile birlikte yeni yönetim gazetelere ödenen abonelik, reklam gibi harcamalarda kısıtlamaya gidince, bizim yerel basın(!) bir araya gelmiş ve kartel oluşturmuşlar.

Bakıyoruz ki haftada bir toplanıp, menfaatler doğrultusunda kararlar alarak, ortak deklarasyon yayınlar gibi ortak haberler yapıyorlar. Veya üniversitenin açıklamalarına yer vermeyerek Bolu'nun en büyük kurumunu akılları sıra yok sayıyorlar.

Bolununsesi Gazetesi olarak bu kartelin içinde yokuz. Hiçbir zaman da olmayacağız. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; gazetemizin batacağını da bilsem, birlikte yan yana görünmemeye özen gösterdiğim insanlarla, herhangi bir ortak menfaat için de olsa, hiçbir zaman bir araya gelmeyeceğimizin iyi bilinmesini isterim.

Zaten gördüğüm kadarıyla bunların oluşturduğu kartel, henüz işin başında su kaçırmaya başlamış. Şimdiden birbirlerine kelek attıkları ve dürüst davranmadıkları gözden kaçmıyor. 

-Zaten bunların olmuş olacak karteli de, ?tavşan dağa küsmüş de, dağın haberi bile olmamış? hesabı, ?bir araya gelirsek acaba dağ kendisine küstüğümüzü anlar mı?? düşüncesi ile kendilerini ispatlamaya çalışıyorlar.

Gasp gibi bir şey!

Kaldırımlarda yayaların yürüyüşüne engel olan reklam panolarının bir an evvel kaldırılması gerekiyor dedik.

Çok süratli mikrop üretme özelliği nedeniyle özellikle dondurma dolaplarının kaldırımlarda tozun içinde durmaması gerektiğini söyledik. 

Bolu Belediyesi zabıta ekipleri ilk kez bu konularda eyleme geçerek oluşturdukları hücum kıtası ile dükkanların önlerindeki kaldırımlara çıkarılmış eşyaları hedef almışlar. Ekipler kaldırımlarda ne buldularsa kaptıkları gibi beraberlerindeki kamyonun kasasına atmışlar. Çoğu esnaf neye uğradığını şaşırmış malına bile sahip çıkamamış. Esnaftan bazıları da zabıtanın bu gasp gibi uygulamasına karşı gelip direnmiş.

-Durup durup faaliyete geçen yanardağ gibi, zabıtanın arada bir gövde gösterisi yaparcasına ortaya çıkması hoş değil.

Belediye?nin kaldırımlardaki reklam panoları kale kapısı gibi milletin yürüyüş yolunu keserken, Başkan?ın ortağı olduğu Başak Yapı?nın malları kaldırımları işgal ederken, siz önce çuvaldızı kendinize batıramadığınız ve adam kayıran zihniyetiniz yok edemediğiniz sürece, yaptığınız doğru işler bile taraftar bulmayacaktır. 

Filimli camların ardında neler dönüyor?

Araçlarda camlara siyah film geçirme son zamanlarda yine moda oldu. Benim bildiğim kurala göre, araç camının bir tarafından baktığın zaman diğer tarafı rahat görülmüyorsa, bu araçları trafikten men etmek lazım.

Yıllara, yollara ve bana karşı direnen emektar optimam ile adeta karı koca gibi olduk. Durum böyle olunca da nerede olsa tanınıyoruz. Birçok kez yolda karşılaştığım veya kırmızı ışıklarda yan yana geldiğim araçlardan selamlaşma işaretleri alıyorum. Fakat bana korna ile selam veren aracın içine ne kadar dikkatli bakarsam bakayım içindekini göremiyorum. Sadakatsizlik ruhu her alana yansımış, insanlar neredeyse çamaşır değiştirir gibi araba değiştiriyor. E bu durumda bana korna çalıp selam veren aracın kime ait olduğunu bilemiyorum. Üstelik bir de aracın camları da simsiyah filmle kaplanmışsa, kimin selam verdiğini çöz çözebilirsen.

Bu siyah camlı içerisi görünmeyen araçların sahiplerini bir türlü anlayamıyorum. Cep telefonlarında numarasını gizlettirenlerden farkı da yok bence. Ben bunlara; ?tesettürlü araçlar?, ?Mafya özentileri?, ?Zepevenk modeli? gibi bir sürü yakıştırmalar yapıyorum.

Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz?ın aracının camları da siyah filmli. Ama takdir edersiniz ki o bir Belediye Başkanı.

Gölköy?de sıkan sıkana!

Hafta sonu değişiklik olsun diye ailesiyle birlikte Gölköy?e şöyle bir hava almaya giden bir okurumuz arıyor. Gittiğine gideceğine bin kere pişman olduğunu dile getiriyor. Gölün malum çayırlık kıyısında bir gelin alayı, karşı koyda yine başka bir gelin alayı. Susuz içilen rakılardan sonra adeta yarışırcasına, bir şeylerini ispatlamaya çalışan düğün magandaları başlamışlar takır takır sıkmaya.

-Şehir merkezine 7 km mesafede, üstelik Üniversite kampusumuzun dibindeki bu mesire yerimizi magandalardan koruyamıyorsak, ne diyelim bilmiyorum ki!!!