Yine ne halt karıştırıyorsunuz?

Cumartesi günü 5 dakikalığına aracımı büronun önüne hiç kimseye hapis park yapmadan park edip, yukarı çıkıyorum. Dönüşümde trafik polisinin yazmış olduğu bir ceza makbuzu ile karşılaşıyorum. Bu tür şeylere karşı beklenti içinde olduğum için aldırış etmeden yoluma devam ediyorum. Organize?yi geçtikten sonra her zaman aynı yerde bekleyen Radar aracını çok uzaktan fark edip 80 km. hızla geçiyorum. Ama bellenmişiz bir kere, ilerde durdurulmaktan kurtulamıyorum. Polemiğe bile girmeye gerek duymuyorum ve ceza kesilmesi için evraklarımı veriyorum. Buraya kadar herşey normal olmasa bile, normal karşılıyorum.

Araçta oturan polis memuru ceza işlemini yaparken, sürücü belgemin numarasını merkeze bildirerek teyit almak isteyince, işler karışıyor. 30 Mart 1980 tarihinde rüşvet vermediğim için tam 2 yılda bileğimin hakkı ile aldığım ehliyetim, ehliyeti bile olmayan gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Gökhan Aydın adına çıkıyor. Yani ehliyetimin alınış tarihi dışında bütün sicil bilgileri Gökhan Aydın?a ait çıkıyor. Telsiz muhaberesinde Gökhan?ın ve benim adım sıkça geçince, telsiz dinleyen gazeteci arkadaşlar, ?Abi bir şey mi oldu? diye beni arıyor. Bu arada bir 15 dakika yolumdan alıkonuluyorum. En sonunda yanlışlığın kendilerinde olduğunu anladıkları halde bu yanlışlığın nedenini ifade edemeyen polis memurlarına, ?Verin benim evraklarımı işim gücüm var? deyip oradan ayrılıyorum.

-Sürücü belgesi olmayan Gökhan Aydın?ın tüm kimlik bilgileri, benim sürücü belgemin Trafik Tescil?deki siciline nasıl ve neden yazılır?

-Başka bir ilde bu belgeyle yakalansam, sahte ehliyet taşımaktan kim bilir başıma neler gelirdi? Düşünmek bile istemiyorum.

-Daha önce özel emirle aracımın bağlattırıldığı gibi, bu da Emniyet Müdürü Uğur Gür?ün başka bir komplosu mudur?

-Göründüğü gibi, İlahi Adalet adamı elektrik çarpar gibi çarpıyor. Ellerini ayaklarını birbirine dolandırıyor ve bir şekilde foyalarının ortaya çıkmasını sağlıyor.

Valilik, yakarma makamı değildir!

Vali Mehmet Ali Türker, Bolu için 66 trilyon lira harcadığını belirterek, ?Bir il valisi ile övünebilmeli? diyor. Star Gazetesi?nin kınanmadığından, kendisine sahip çıkılmadığından yakınıyor ve Bolu Halkı?na ithafen, ?YAZIKLAR OLSUN!? diyor. Ayrıca ?Mehmet Ali Türker? olarak ismini Bolu'da kalplere yazdığını belirterek, ?Kimse bu ismi unutturamaz? diyor.

-Vali?nin 66 trilyonu cebinden vermediğini hepimiz biliyoruz. İsmini kalplere kazıyıp kazımadığını bilemeyiz ama, devletin parası ile çeşitli yerlere ismini verdirdiğini hepimiz biliyoruz. Bolu Halkı?nın Valisi ile ne kadar övünmesi, ya da dövünmesi gerektiğini söylemek Vali?ye düşmez. Ancak Vali?nin başkalarının kendisine sahip çıkmasını beklemesine de hakkı yoktur. O Devleti temsil ederek, halkına ve yönetilenlere sahip çıkmakla, haklarını ve hukuklarını korumakla yükümlüdür. Devlet, vatandaşın devletidir. Vatandaşına, ?Yazıklar olsun!? diyerek vatandaşını karşısına alan bir Devlet anlayışı, hiçbir zaman prim bulmaz.

İstanbul?da Yüksek,
Bolu'da Yüksel!

Vatandaş konuşuyor;

?Bolu Bolu olalı bu kadar kaldırım görmedi. Ara sokaklar bile belki de ilk defa parke taşı kaldırımlarla tanışıyor. Helal olsun şu Başkan?a. İstanbul?un Yüksek Kaldırım?ı varsa, bizim Bolu'da da her yere kaldırım yapan Yükselimiz vaaaa!? diyor.