Gazeteyi ağız dadıynan okuyamaduk!

Geçen haftaki gazetemiz yine yok sattı ve kapanın elinde kaldı. Özmen Petrol?den Mustafa telefonla arıyor; ?Üçüncü gasteyi aldudum. Daha ağız dadıynan okuyamaduk ! Gene yürütmüşle...? diyerek, bayide de bulamadığı için kendisine bir bolununsesi Gazetesi bulmamı istiyor.

bolununsesi ?nin okunmak için yürütülmesine, çalınmasına bu gibi vesilelerle şahit oluyorum. Bu beni mutlu ediyor.

Mutsuz eden yönü ise, mukayese götürmeyecek derecedeki farkımızı hala daha fark edemeyenlerin tutumu. Okuyucusu bile olmadığı halde, gazete diye kağıt satanlarla, özellikle reklam fiyatları konusunda, aynı kefeye konmak beni çileden çıkartıyor.

Kahveci Raşit?in oğlu başkan olur da...

?Türkiye Popstarını seçiyor? adlı Kanal D?de yayınlanan yarışma programı halkın büyük ilgisini çekiyor. Gördüğüm kadarıyla perşembe ve cuma akşamları vatandaş bu programa adeta kilitleniyor.

Önceki hafta elenen Aydan Kaya?nın hemşehrimiz olduğu ortaya çıktı. Yukarı Çarşı esnafından Kahveci Salih Kaya?nın ilk eşinden olan kızı Aydan?ın elenmesine rağmen, 5 yıldızlı bir otelde assolist olarak sahne alacağını öğrendim.

Başkan Yüksel Ceylan her fırsatta gururla, ?Kahveci Raşit?in oğluyum? der.

Ben de diyorum ki;

Kahveci Raşit?in oğlu Belediye Başkanı olur da, Kahveci Salih?in kızı assolist olamaz mı?

Oldu bile!

Giderayak hemfikir olduk

Uğur Gür?ün Bolu'ya veda mesajını dinlediğimde hiç değilse benimle bir konuda hemfikir olduğunu gördüm ve mutlu oldum.

Ne ben ne de teşkilatım 3-5 çakalın emrine girmedik diyen Uğur Gür, kendi bölgesinde Jandarma?nın operasyon yapması konusunda da, gazetemizin iki hafta önce attığı manşeti zikrederek, ?Jandarma tepelerine balyoz gibi indi? demekte de mahsur görmedi. Yani yiğidin hakkını verdi.

Her ne kadar sadece gazetemize veda ziyaretinde bulunmasa da, Müdürümüzün gazetemizin iki hafta önceki manşetiyle çakışan bir cümle sarfedip, bizimle hemfikir olarak Bolu'dan ayrılması bizleri sevindirdi.

Kendisine Edirne?de başarılar diliyorum.

Perşembe?nin gelişi Çarşamba?dan bellidir!

Çarşamba akşamı taşımalı eğitim gören okulların tatil edildiği haberini duyduğumda birkaç öğretmen arkadaşımla beraberim. Kar yağışı devam ediyor. Gün içinde ikinci kez Meteoroloji Müdürlüğü?nü arayarak kar yağışının devam edeceğini öğreniyorum. Arkadaşlarla beraber Perşembe sabahı olacakları çarşambadan tahmin ediyoruz ve diyoruz ki;

?Yarın sabah bütün öğrenciler okullarına gelecekler ve okulun tatil olduğunu öğrenerek geri dönecekler?

Aynen dediğimiz gibi çıkıyor. Devletin hantal bürokrasisi öğretmen ve öğrenci okuluna geldikten sonra ancak işliyor.

Özellikle ana okulu çocukları, hele hele anne babası çalışanlar sokakta ve servis minibüslerinde veya okullarında saatlerce kalıyorlar. İşyerlerinden izin almak zorunda kalan veliler ateş püskürüyor.

Üstelik okulların tatil edilmesi için çok büyük bir sebep de yok. Kar yağmasına rağmen yollar açık, çocuklara bakacak kimsesi olmayan çalışan ebeveynler çaresizlik içinde kalıyorlar. Bolu gibi küçük ve ulaşımın kolay olduğu bir ilde okullar bu kadar kolay tatil edilmemeli diye düşünüyorum. Edilecekse de perşembenin gelişini çarşambadan görmesi gerekenlerin, pencereden dışarıya bir bakmaları yeterli olacaktır.