Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Atasözlerini unutmayalım!!!

Kamuran Alagözoğlu

    18 Haziran 2009

       Atalarımızın söylediği ve asırlar boyunca hiçbir değişime uğramadan günümüze kadar gelip bize ışık tutan atasözlerimize çok değer veririm ve hiçbirinin boşa söylenmediğine yüzde yüz inanırım.

    Örneğin atalarımız ne demiş;

    "Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz!"

     

      Yaklaşık 3-4 sene önceydi. İktidarın gücünü elinde bulunduran, uzaktan da akrabam olan bir vatandaş ile İzzet Baysal Caddesi'nde, şu anki Evkur Mağazası'nın önünde yarım saatten fazla ayak üstü şiddetli bir şekilde tartışıyoruz. Ben gazetecilik görevimi yerine getirdiğimi toplumu bilgilendirdiğimi söylüyorum. O ise eleştiriden hoşlanmadıklarını belirterek, demokrasinin sadece kendileri için alabildiğine özgürlük anlamı taşıdığına inandığını söylemekten geri kalmıyor.

      Uzun soluklu bu tartışma sonunda bana, kendisini adeta 'Hee man' zannedercesine; "İktidar bizde, güç bizde, kuvvet bizde. Küçük dağları da biz yarattık" edasıyla, "Biz seninle uğraşacağız" diyor ve ayrılıyoruz.

    Aradan geçen zaman içinde benimle nasıl uğraştıklarına, bizi takip eden herkes şahit oluyor.

    Benim ise onlarla uğraşabilecek hiçbir gücüm olmadığı için Allah'a sığınıp, onları sadece Allah'a havale edebiliyorum. Diğer taraftan maddi manevi gücümün yettiğince saldırılara tek başıma göğüs germeye çalışıyorum. 

      

      Geçenlerde duyduğum ve öğrenebildiğim kadarıyla 3-4 yıl önce benimle uğraşacaklarını açık açık yüzüme karşı söyleyerek, tehdit savuran uzak akrabamın son halini duyunca üzülmedim dersem yalan.

     

      Hani ne demiş yine atalarımız; "Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?..."

      Dağlar gibi mallar, mülkler sıfıra inmiş. Şirketler batmış, karılarının, çocuklarının üzerlerindeki hisseler satılmış.      

     

      Düşmanımın bile bu durumlara düşmesini istemem elbette ama, "Hey büyük Allahım sen nelere kadirsin!" demekten de kendimi alamadım. 

    Soruyorum şimdi size;

      -Benimle onca uğraştınız uğraştınız da elinize ne geçti?

      -Ne kaldı elinizde?

     

      Yazıcı gibi müdürlere sahip çıkılmalı

      Emniyet Müdürü Mehmet Yazıcı Bey Bolu'ya ilk geldiğinde ziyaretine gidenlerden bir arkadaşım anlatmıştı.

      Kendisini makamlarında ziyaret ettikleri sırada cep telefonu çalmış. Konuşmalardan anlayabildikleri kadarıyla Bolu'dan önce görev yaptığı Antalya'dan tanıştıkları ve belli ki ailece görüştükleri bir bayan, Bolu sınırlarından geçerken aracıyla aşırı süratli olarak radara girmiş ve kendisine ceza yazılmış. Bayan da Bolu Emniyet Müdürü Mehmet Yazıcı Bey'i tanıdığı için kendisini cepten arıyor ve bu cezanın iptal ettirilmesi için ısrarcı da oluyor. Sayın Yazıcı da en sonunda ısrara daha fazla dayanamıyor ve; "Valla bu kadar ısrarcı olmanız karşısında yapabileceğim tek şey, size yazılan bu cezayı kendi maaşımdan ödemektir" diyor. Bu lafın üzerine telefonun karşısındaki bayan da daha fazla ısrar edemiyor.

      Daha önceki müdürlerimizden bildiğim ve gördüğüm için, bu olay alışagelmediğimiz biçimde bize çok yabancı geliyor.

      "Böyle müdür mü olurmuş" diyorum kendi kendime.

      Müdürün arkadaşına ceza yazacak polis memurunun vay haline.

      Ceza yazılan kişi eskort eşliğinde makama davet edilir. Ceza yazan memur makama çağrılır. Bir güzel fırça atılır. Misafire sanat müziği dinletisi eşliğinde çaylar kahveler ısmarlanır. Hatta Bolu Dağı Polis Evi'nde de bir güzel ağırlanır. Giderken de önüne polis eskortu verilerek il sınırına kadar uğurlanır.

      Biz büyüklerimizden böyle gördüğümüz için yadırgamıştım doğrusu Mehmet Yazıcı Müdürümüzün bu tutumunu.

      Ve bu olayı bugüne kadar neden yazmadın derseniz onu da söyleyim; "Güvenlik şirketi var ya, Emniyet Müdürü'ne nasıl da yalakalık yapıyor" demesinler diye yazmadım.

      Yukarıda anlattıklarım, Sayın Yazıcı'yı en iyi anlatabilecek bir örnek davranış olduğu için yazdım.

      Şimdi müdürümüz tayin oldu gidiyor.

    İsteyen kına yaksın, isteyen çay demlesin.

      Ben kendisini her zaman Türkiye'ye örnek gösterilebilecek dürüstlükte bir daire müdürü olarak anacağım. 

    Toplumuzda ahlaki değerlerimizin "DİP" yaptığımız şu günlerde, Mehmet Yazıcı Müdürümüz gibi dürüst kişilikli insanları örnek alarak dört kolla sahip çıkmamız, Kelaynak Kuşları gibi koruma altına almamız gerekiyor.

    Müdürümüze Edirne'deki yeni görevinde başarılar diliyorum.   

     

       "İmanın kimde olduğu belli olmaz"

      Küçük kasabanın birinde, bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, arazisi üzerine bir meyhane inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler, ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu meyhane için hergün beddua etmekten öteye geçememiş. 

      İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu meyhane yerle bir olmuş.

     

      Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler, ancak meyhane sahibi adam, cami imamının ve cemaatin direk veya endirek olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile camiye karşı tazminat davası açmış.

     

      Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler, bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler.

     

    Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkeme günü geldiğinde hakim dosyayı dikkatle incelemiş ve taraflara dönüp:

     

    "Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum," demiş. "Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var. Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir meyhane sahibi, diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati...!"

     

     

     

     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak