Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Adem geldi, badem gidecek mi?

Kamuran Alagözoğlu

    19 Eylül 2005

    Rektörümüz Prof. Dr. Yaşar Akbıyık yeniden rektör seçilmeyi kafasına koymuş anlaşılan. Kendisinde her ne varsa bir tek benim anlayamadığım, Bolu'da bir zamanlar gazetecilik yapmış olan İzmit?li Adem Turgut?u danışman olarak getirmiş. Adem, bizim hepimizin bildiği Adem! Aynı Adem?i yerel seçimler öncesi Yüksel Ceylan da kendisine danışman yapmıştı. Seçim bitti Adem de gitti, badem de!

    -Adem?in, Yüksel Ceylan tarafından tavsiye edilmiş olması oldukça düşündürücü.

    Bu kadar yıllık, gazetesi hep zirvede olan bir gazeteciyim. Geçtiğimiz hafta baktım ki, neredeyse bütün gazeteler(!) Rektörümüzü yere göğe sığdıramaz olmuşlar. Varsın sığdıramasınlar. Hatta bu gazeteler yüklü bir miktarda basılarak, okusunlar da Rektörlerini daha iyi tanısınlar diye hocalarımızın masalarına bırakılmış.

    Biz doğruluktan şaşmadığımız ve yalaka olmadığımız için, hiçbir kimseye kılavuz bile olamıyoruz. Olsun varsın.

    -Danışman telaşına düşmüş olan Rektörümüze, benimde önereceğim bir isim olacakJ!

    Yöremizde yaşayan bir Ahmet var. Kendisi Rektörümüze her konuda danışmanlık yapabilecek kapasitede. Üstelik büyük paralar da istemez. Hatta karın tokluğuna bile çalışır. Ama Rektör?e yakın olmanın fırsatlarını da en iyi şekilde değerlendirir. Benden söylemesi.

    Görünmeyen kahraman Zeynel!

    Gençlerbirliği Asaş maçında Zeynel?in neden oynatılmadığını yazmış, orta sahada presle karşılaşmayan rakibin bu yüzden tek kale oynadığını yazmıştım. Bu hafta da tecrübeli oyunculardan kurulu Erzurumspor maça iyi başladı. Ancak bu kez orta sahamızda öldüren presiyle Zeynel vardı. Top nerede Zeynel orada. Hata maçın sonlarına doğru takım arkadaşı Sercan kendisine, ?Zeynel biraz dinlen!? diye bağırıyor. Ben bu maçta öncelikle Zeynel?i tebrik ediyorum.

    Rakip ilerleyen dakikalarda, orta sahada özellikle Zeynel?in müthiş presiyle oyun kuramaz oldu. Hoş bizim futbolumuzda çok iyi değildi. Girdiğimiz gol pozisyonları organize ataklarla oluşmadı. Birinci gol İzzet?in ortaladığı topa Engin?in gelişine kafa şutuyla oldu. İkinci gol ise bana göre Aytek?in di. Yine geçen hafta yazdığım gibi ikili mücadelelerde vücudunu çok iyi kullanan Aytek, üç rakibinden de topu söke söke alarak çizgiye indi ve gol noktalarında bomboş bekleyen arkadaşlarına, ?alında atın? dercesine çıkardı. Bu arada Engin?in hakkını yememek lazım. O?da pres konusunda Zeynel?i pek aratmıyor. Attığı gollerle de takımımıza üç puanı getirdi. Ancak topsuz alanda tekme atmak bir profesyonele yakışmıyor. Üçüncü golümüzü iç eden Abuzer, halen ofsayt kuralını öğrenememiş olduğunu gösteriyor. Halı sahada oynamıyoruz Abuzer! Pası aldığın arkadaşın ve bütün defans oyuncularının hepsi tam cephende ve derinlemesine değil, paraleline pas alıyorsun. Pası alacağın arkadaşının paralelinden bir adım daha geride duracaksın, hepsi bu! Bu pozisyon 0-0 devam eden bir maçın son dakikasında yaşansa idi, senin ofsayt kuralına dikkat etmemen yüzünden takımımız 3 puandan olabilirdi.

    Rektör?ün Eşi, Üniversite öğrencisi oldu

    Şu an Rektör?ün eşi olan Arzu Hanım, önce Üniversite?de müstahdem kadrosu ile işe başladı. Ardından eşine boşayan Rektör Yaşar Akbıyık ile evlendi. Evlendiği gün Ticaret Lisesi?ni dışardan bitirme sınavını başarı ile geçti. Rektör?den olan çocuğunu Amerika?da doğurma fırsatı(!) buldu.

    Şimdi de Abant İzzet Baysal Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu?na öğrenci oluverdi.

    -Eeee kolay mı koskoca Rektör?ün eşi olmak!

    Tek suçlu yakalanan balıklar olsun!

    Biz Metin Ferah ile birlikte balığa gider, tuttuğumuz Abant Alası gibi dünya çapında ün yapmış endemik Alabalıkları, Yener Abisiz yiyemezdik. Her balığa gidişimizde Yener Abimize de yedirmezsek boğazımızdan geçmezdi. Balığı tutmak kadar, yemesi de zevklidir. Yener Abimiz sadece yemesi konusunda uzmandır. Balık yerken, hele bir de közde pişmişse, ağzını ?şap şap? ettirir. Yener Abimizin her hafta mutat hale getirdiği balık yazıları, okurlarımızdan da tepki almaya başlayınca, geçen haftaki yazımda kendisine takılayım dedim.

    -Balığı kim sevmez Yener Abi! Hele bir de hazır tutulmuş ve önüne gelmişse. Bizim yakaladığımız Abant Alaları sensiz boğazımızdan bile geçmiyordu. Siz ise her hafta balık muhabbetlerini yaza yaza, önce gazete çalışanlarını, sonra da okurlarımızın ağzını öyle sulandırıyordunuz ki, millet neredeyse umma olacaktı. Dolayısıyla geçen haftaki esprili ihbarımı biraz da hak ettiğinizi düşünebilirsiniz. Sonuç itibarıyla da, Basın Savcımız da belli ki bu olayı atladı(!) Memlekette suçların en ileri safhaya vardığı bir dönemde, kimsenin balık muhabbetiyle ilgilenecek vakti olamaz zaten. Madem alındınız, tek suçlu yakalanan balıklar olsun be Yener Abi!

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak