33 senedir Bolu halkı bu gazeteyi okuyor. Gazetemizdeki mesaj ve yorumlar, ne kadar çok okunduğumuzun KANITIDIR

Aha bunlar da Saanen Keçileri! Üstelik de ağa

Kamuran Alagözoğlu

    20 Kasım 2006

    İzzet Baysal Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi, Bolu Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Bolu Kalkınma ve Tanıtma Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Bolu Ticaret Odası Meclis Üyesi, Kalite Yem Fabrikası, Bolca Hindi ve Bolana Keçi Sütü Ürünleri Fabrikası?nın sahibi olması hasebiyle, kendisinin doğal olarak inandırıcılığı artıyor. Biz ne kadar doğruları söylesek de, Bolumuzun ileri gelen bir işadamı oluşu nedeniyle, Şerafettin Erbayram ağabeyimizin söylediklerini ?düşünmeden? doğru kabul edenler de oluyor.

    Keçi konusunda da devletin geçmişten beri gelen kanunlarına rağmen, Erbayram ağabeyimizin, ?Keçiyi orman suçlusu olmaktan çıkardık? demesiyle özellikle Erbayram?ın davulunu çalanlar başta olmak üzere, şakşakçıları bir türlü gerçeği görmek ve anlamak istemiyor. Keçilerle ilgili yayınlarımızın haftalardır sürüp gitmesi de bundan. Onlara da hak vermemek mümkün değil, çünkü para ve güç O?nda.

    Erbayram Ağabeyimizin ormana zararsız dediği keçileri, ormanda ağaçlarla beslenirken görüntülemek hiç de zor olmadı.

    -Aha bunlar, Şerafettin Ağabeyimizin orman suçlusu olmaktan kurtardım dediği Saanen Keçileri. Geçen sene Bolu Valiliği Sosyal Yardımlaşma Fonu?ndan köylülerimize dağıtılan Saanen Keçileri?nin ormanda Ardıç ağaçlarını nasıl yediklerini görüntüleyip ikna olmayanların gözüne sokmayınca olmadı. Umarım bu görüntülerden sonra; (az da olsa)

    İnsanların yaptığı sahte paralar kadar, paraların yaptığı sahte insanlar vardır. KONFİÇYÜS
    hâlâ var olan aymaz şakşakçılar da iknâ olur. Ve de bu keçilerin zararsız olduğunu savunmaya devam etmezler.

    Keçi meselesini bizden başka gündeme getiren yok. Bir de Süha Bey ara sıra deydirip geçiyor. Bolu'da diğer basın ne iş yapıyor dersiniz? Kimseden ?tık? çıkmadığına göre, belli ki hepsinin bir beklentisi var.

    Bizdeki dokunulmazlıklar!

    Amerika?nın dünya devi firması Cargill?in, Bursa?nın Orhangazi ilçesindeki çalışır durumdaki fabrikası mahkeme kararıyla kapatılmış.

    ABD sermayeli Cargill?in, Bursa?nın Orhangazi ilçesindeki mısır işleme tesisinin, yargı kararları doğrultusunda Bursa Valiliği?nce faaliyeti durdurulmuş. Yargı süreci devam ederken, George W. Bush?un Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?la Cargill Firması?nın çıkmazdan kurtulması için yardım talebinde bulunduğu iddiaları da kamuoyuna yansımıştı.

    Görüldüğü gibi elin oğlu çevreye duyarlı, gerekirse mahkemelerde bile hakkını arayabiliyor.

    Biz ne yapıyoruz diye kendi kendimize bir soralım isterseniz;

    Bolu'da kurulu çevre kirliliği yaratan tesislerin hemen hemen hepsi Büyüksu Deresi kenarına kurulmuştur. Yani daha kuruluş aşamasında seçtikleri yer ile biz bu dereye pisliğimizi akıtacağız demişlerdir.

    Ama bilmem kaç kişi çalıştırıyor diye kimsenin ?GIK?ı çıkmaz bunlara.

    Çevreyi kirletiyordur ama bulunduğu yöreye yapılan bir camiye ya da bölgede geçerli tarikatlara külliyetli yardımda bulunmuştur. Bir şekilde kendilerine ?Allah razı olsun? dedirtip dokunulmazlık zırhını elde etmişlerdir.

    Bu şekillerle zaten olmayan engelleri aştılar mı, daha bunlara karada ölüm yoktur. Dokunulmazlık zırhı, utanmazlık sınırlarını zorlamaya başlar bundan sonra. ?Biz Bolu'nun çocuğuyuz. Şu araziyi bize bedava verirseniz, biz burada turizm yapıp, şu kadar kişiye daha istihdam

    -?Para her şeyi yapar? diyen adam, para için her şeyi yapan adamdır.
    Benjamin Franklin
    sağlayacağız? gibi, züğürdümüzün ağzını yoran, halkın arkasına geçmeye planlanmış sözlerle, hak yeme sınırlarını zorlar dururlar. Bakarlar ki kendilerine karışan katışan yok, üstelik alkış da alıyorlar ya, artık köpeksiz köyde değneksiz gezmek caizdir onlar için. Yeter ki iyi niyetli saf halkımızı kandırabilecek, onların ruhunu okşayabilecek ve umutlandıracak bir iki cümle bulabilsinler.

    Konuştukça daha çok konuşun?!
    100 kontöre kendilerini satıyorlar.

    Toplumda ahlaki çöküş yaşanıyor. Tecavüz, fuhuş ve taciz haberleri ile dolu gazete sayfaları herkesi şoke ediyor. Buna en çarpıcı örnek de CHP Genel Başkanı Deniz Baykal?ın bir öğretmenin kendisine yolladığı mektubun haber olması ile yaşandı. Mektupta gençliğin içinde bulunduğu durum anlatılmış ve genç kızların ?100 kontör karşılığı erkeklerle beraber olduğu? söyleniyor.

    Genel basın organlarında, ?Konuştukça daha çok konuşun? gibi sıkça duymaya alıştığım bu tür sloganlı telefon reklamlarından nefret ediyorum. Ülkemiz borç batağında iken, ?Ürettikçe daha çok üretelim? diyeceklerine gençliğimizi bu hale getiren reklamlara dur diyecek bir RTÜK?ümüz bile yok. Ulusal denilen genel basından hiçbir eleştiri yok bu reklamlara. Çünkü onlarda çok konuşan bu insanlar sayesinde beslenen telefon şirketlerinin reklamları ile besleniyorlar.

    -Ve konuşa konuşa ülke olarak batıyoruz hep birlikte. Devam edin konuşmaya! Ve de bedavaya konuşabilmek uğruna her birşeyi yapmaya devam edin!

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak