Yeni yıl tebrik ilanlarınızı güvenerek okuduğunuz gazeteye verin

Kim, kimi kandırıyor?

Kamuran Alagözoğlu

    13 Kasım 2006

    Birkaç haftadan beri Bolu'da keçiler için teşvik verilmesinin ne kadar büyük bir yanlış olduğunu vurgulayan haberler yaptık, yazılar yazdık. Keçiler konusunda belli ki kendisini sorumlu saydığı için Şerafettin Erbayram gazetemize bazı bilgilendirme notları göndermiş. Aslında keçiler hakkında bizce bildik konuları tekrarlamış olmasına rağmen, mademki amacımız halkımızı bilgilendirmek, o halde hem Erbayram?ın keçiler hakkındaki kendince haklı savunmalarını, hem de bizim iddialarımızı aktararak, birlikte yayınlıyorum. Kim halktan yana veya kim halkı kandırıyor; bunların birlikte daha rahat değerlendirilebileceğini tahmin ediyorum.

    Erbayram, yazısının başında keçi sütünün anne sütüne en yakın değerde bir süt olduğunu vurgulamış.

    -Biz de zaten hiçbir zaman bunun aksini iddia etmedik.

    Erbayram, ?Bolu iklimine uyan İsviçre?nin Saanen Bölgesi?nin soğuk iklim ırkını tercih ederek, sözleşmeli kapalı alan süt keçiciliğini projelendirdik. Projemizin adı, keçiyi orman suçlusu olmaktan kurtarmaktır. ?Bu başarılı çalışmalardan sonra, meraklı küçük aile işletmelerine, sözleşmeli kapalı alan üretimi olmak kaydıyla çalışmalarımızı tabana yaymaya başladık? diyor.

    Erbayram keçileri kontrol altında tuttuklarını ifade ederek, ?bu çalışmaların kara keçi-kıl keçi denilen, boş alanlara ve orman alanlarına salınarak yapılan yetiştiricilikle hiçbir alakası yoktur. Keçi ile ilgili bütün yakınmalar, şikayetler maalesef yalnız ülkemizin yerli ırkı kara keçiler içindir? diyerek, bizim bu konuda iyi araştırma yapmadan bilinçsizce yazılar yazdığımızı ima ediyor.

    -Şerafettin Erbayram, kendisine ait bir de yem fabrikası olduğu için ve herhangi bir mâli sıkıntısı da olmadığı için keçilerini rahatça ağılda besleyebiliyor. Ancak, kendisi dışında diğer üretici ailelerin bu keçileri hergün ormanda gezdirerek beslediğini de adı gibi bildiği halde, bizim bunları bilemeyeceğimizi düşünerek olsa gerek, burada işin gerçeğini es geçiyor. Çünkü keçilerini ormanda gezdirerek besleyen (buradan isim vermek istemiyorum) diğer Saanen keçileri süt üreticileri, sütlerini Erbayram?ın Bolana keçi sütü ürünleri fabrikasına getiriyorlar. Bu sütleri değerlendirebilecekleri başka bir seçenekleri de zaten yok. Erbayram?ın, dışardan topladığı sütlerin hangi ortamlardan elde edildiğini kendi laboratuarlarında tespit edip bilmemesi mümkün değil. Kendi kapalı ağılında suni yemle beslenen keçilerin sütüyle, ormandan doğal bir şekilde beslenen keçilerin sütleri harmanlandığı zaman, Bolana süt ürünleri daha bir makbul mu oluyor acaba? Yani kendi keçilerinizin dışındaki bütün keçiler ormanda gezip duruyorken ve kendisi de bunu bilip duruyorken, daha henüz işin başında, ?Keçiyi orman suçlusu olmaktan kurtarma? projesi sadece lafta kalmış olmuyor mu? diye de kendisine bir sormak lâzım.

    Birbirimizi kandırmayalım! Bu proje, işin başında hedefinden şaşmıştır. Şaşacağı da başından bellidir. Çünkü hiçbir keçi sürüsü sahibi, keçilerini kapalı ağılda parayla aldığı yemle beslemek zorunda değildir. Erbayram?ın bahsettiği gibi her türlü iklim şartlarında bakılabilen bu hayvanların ağıl dışında beslenmeleri hiçbir risk taşımamaktadır. Üstelik ormandaki bitkilerle beslenmek bedavadır. Dışarıda bedavası dururken, kim tutar sizin Saanen keçilerinizi içeride! Bu, ne akla sığar, ne mantığa! Üstelik bu Saanen keçileri teşvik edilerek binlercesi Bolu orman köylerine yayılmış haldeyken, bunların nerede nasıl beslendiklerini kim nasıl kontrol edebilir? Ama Bolu'da bu sütü kullanan sizden başkası olmadığı için sütlerin toplanacağı tek adres sizsiniz, sizin asıl hedefiniz zaten bu! Bunu açık yüreklilikle söylemekten kaçınmayın, bize de keçileri kaçırttırmayın Şerafettin Bey!

    Kusura bakmayın, biz olayları toplumsal düşünüyoruz. Ormanın kendi kendine yenilenmesini durduran, üst kimliği ne olursa olsun alt kimliği keçi olan, keçi hayvanının Bolu'da teşvik edilerek sayılarının artırılmasına karşı mücadelemizi de sürdüreceğiz.

    Kısar?a gülerim ben

    Erpiliç?in sahibi Ali Ericek?in kaza geçirmesi nedeniyle geçmiş olsun ziyaretinde bulunanlarla birlikte hastane kantininde çay içiyoruz. Konu keçilerden açılınca, ?Ormana en yararlı hayvan hangisidir?? diye soruyorum. Bolu'da hayvancılık işleriyle iştigal eden Belediye Meclis Üyesi Fikret Kısar hemen lâfı ağzımdan alarak başlıyor konuşmaya. Keçinin bacakları ince ve kemik gibi olduğu için toprağa batarak çukur açarmış. O çukurlara düşen ağaç tohumları kendiliğinden fidan yetişmesini sağlarmış. Falan, filan?

    Orada bulunan herkes Fikret Kısar Bey?in bu sözlerini merakla ve hayretle izledi. Çünkü orada bulunanların kimi veteriner, kimi ziraatçı olması sebebiyle, başta ben olmak üzere bu saçmalıkları kimse yutmadı tabii. Sonradan öğrendik ki; meğersem büyükbaş süt inekçiliği yapan Fikret Bey, 200 baş kadar keçi almış. Fikret Bey?e dönerek ve orada herkesin duyacağı bir şekilde;

    ?-Siz?, dedim ?ne mezunusunuz??

    O da bana hayvan bilimleri ile ilgili bir okul bitirdiğini ifade ederek kendisinin bir zoolog olduğunu söyledi.

    ?Ben zoolog falan değilim ama keçinin ormana böyle bir yararı olduğunu hayrete düşerek ilk sizden duyuyorum. Keçinin ormana çok yararlı bir hayvan olduğunu söyleyebiliyorsunuz ya, size helâl olsun!? diyerek devam ettim;

    ?Ormana en yararlı hayvan domuzdur. Domuz toprağın altındaki yerelması gibi yumrularla beslenir. Burnu ile toprağı sürerek yumru ararken, toprağın kabarmasına neden olur. Ormanın doğal bir sabanıdır domuz. Domuzun kabarttığı toprağa düşen tohumlar yeşererek fidan olur. Senin keçilerin ise henüz yeşeren bu fidanları yiyerek ormanın kendi kendine yenilenmesine engel olur? diye Fikret Bey?e gayet faydalı bir ders verdim.

    Geçtiğimiz hafta Belediye Meclisi?nde bir konuşma yapan AKP?li meclis üyesi Fikret Kısar, Alaaddin Yılmaz?ın Belediye Başkan Yardımcısı yaptığı Yurdanur Aybar?ı eleştirmiş.

    Şimdi Fikret Kısar?a iki lâfım var; herkes yaptığı işi iyi yapsın öncelikle. Siz hayvancılıkla iştigâl etmenize rağmen, keçiler konusundaki cehaletinize hep beraber şahit olduk. Yurdanur Aybar ise Ankara?da işini iyi yaptığı için başkan yardımcılığı görevine getirildi. İşini iyi bilen ve iyi yapan insanları geldikleri mevkiden dolayı eleştirmek değil, alkışlamak lâzım önce!

    Yurdaer Ağabeyimize geçmiş olsun

    Gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş. Uzun bir süredir yazılarına ara veren Yurdaer Kalaycı Ağabeyimiz?i Pazar günü telefonla aradığımda, Ankara?da bel fıtığından ameliyat olduğunu öğrendim.

    Kendisine geçmiş olsun diyorum. Beline kuvvet Yurdaer Abi! Sen bize lazımsın.

    • ersen arda13 Aralık 2010 . 15:04

      DÜNYADA KEÇİ SÜTÜ ÜRETİMİ DEVİ AVRUPA ÜLKELERİ NASIL HALLEDİYORLAR BU SORUNLARI??????
      KEÇİ ŞU KEÇİ BU DEMEK DEGİL ÇÖZÜM ÜRETMEK GEREKTİGİ KANAATİNDEYİM İNSAN SAGLIGI VE EKONOMİK AÇIDAN FAYDALI OLMASA AVRUPALI YAPMAZ BU İŞİ BENCE SİZCEDE ÖYLE DEGİL Mİ?? Editörden: Avrupalı gibi yapabilsek keşke. Ama biz daha çok uzağız Avrupalılar gibi olmaya. Adamlar ormana değil keçiyi, ulu orta şekilde insanı bile sokmuyorlar.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Çok söyleyen değil, çok iş yapan yöneticeye muhtaçsınız.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Bolu Diş Hekimi Abant Bungalov Evleri