Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Aslıyok Yaylasında icra takibi!

Kamuran Alagözoğlu

    20 Eylül 2003

    "Aslıyok Yaylasında binbeşyüz koyunum var benim" diye söylenen türkünün sözleri, Bolu'da gerçek bir dolandırıcılığa malzeme oldu.

    Seben Yaylaları?nda davar sürüsünün olduğunu söyleyen bir kişi, Bolu'da bir esnafa külliyetli miktarda borç takınca, müvekkilinin alacağını kurtarmak için borçluyu kovalamak Avukat Yüksel Gültekin?e düştü. Borçlunun gösterdiği daimi bir ikametgahı bulunmadığı için Seben Yaylaları?nda jandarma eşliğinde koca bir gün davar sürüsü arandı. Ancak borçluya ait bir koyun sürüsüne rastlanamadı.

    Aslıyok yaylasında sabahtan akşama kadar olmayan koyunları arayarak icra takibi yapan Gültekin, bir daha adresi belli olmayan kimselere mal vermemesi için müvekkilini uyardı.

    -Gültekin, şayet aslı olsaydı da koyunları bulsaydı;

    a)Sürüyü önüne katıp Bolu'ya kadar güderek mi getirecekti?
    b)Yaylada bir yediemin bulup, koyunları ona mı teslim edecekti?

    Bir fıkra

    Genç adam yeni tanıştığı kız arkadaşına hediye vermek istemişti. Bu ona alacağı ilk hediye olacaktı. Bu yüzden fazla özel bir şey seçmemeye dikkat etti. Ama alacağı şey birazda romantik olmalıydı. O gece birlikte yağan karın altında yürürlerken, avucunun içinde tutmaya çalıştığı elleri hatırladı ve karar verdi. Bir çift eldiven alacaktı. Alışverişe, bu tür işlerde pek becerikli olan kız kardeşini alarak çıktı. Bir büyük mağazadan içi kürklü bir çift beyaz eldiven seçtiler. Kız kardeşi de kendine bir çift dantelli külot aldı bu arada. Mağazadaki paketleme kısmında bir karışıklık oldu ne var ki. Eldiven kız kardeşinin paketine girdi. Külotlarda mağazanın özel kuryesi ile kız arkadaşının evinin yolunu tuttu. İçindeki delikanlının yazdığı romantik notla tabii... "

    -Sevgilim, geçen akşam seninle çıktığımızda bunlardan giymediğini fark ettim. Eğer kız kardeşimle beraber olmasaydım. Ben uzun ve düğmeli olanlardan alırdım, ancak kardeşim kısa ve düğmesiz olanlardan kullanıyor. Çıkarması daha kolay oluyormuş.

    Renginin açık olması, çabuk kirleneceği izlenimini veriyor. Ancak bunları satın aldığım bayan tezgahtar bana kendisininkini gösterdi. Üç haftadır kullanıyormuş. Yakından baktım hiçbir kirlenme yoktu. Tezgahtar bayandan bir şey daha rica ettim. Seninkileri giyip nasıl durduğunu bana üzerinde göstermesini. Hemen giydi. Çok şık duruyor. Elimi uzattım, okşar gibi sıktım. Ele de çok hoş geliyor.

    Keşke bunları ilk giyişinde yanında olup sana yardım edebilseydim.

    Seninle buluşuncaya kadar birçok yabancı elin ona dokunacağını düşünmek beni üzüyor.

    Çıkardığın zaman içi biraz nemli olabilirmiş. O zaman üfleyerek havalandırman gerekiyormuş. Önümüzdeki günlerde bunları nasıl avucumun içine alıp, nasıl defalarca öpeceğimi düşünüyorum. Yarın akşamki buluşmamızda giymeyi unutma. Sevgilerimle.

    Not: En son moda, giydikten sonra üstten aşağı kıvırarak, biraz tüy görünmesini sağlamakmış."

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Büyük adamların hataları güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak