Kabakçı- tabakçı farkı!

Yurdaer Abi, teşvik konusunda Bolu'ya yapılan haksızlıkları haftalardır dile getiriyor, ardından insanlardan gelecek tepkileri bekliyor.

Bekliyor ama nafile.

Bolu insanı her zaman olduğu gibi, etki ve tepki konusunda çoktan sınıfta kalmış.

Ama, etle tırnak gibi Bolu'dan ayrı düşünülmesi mümkün olmayan Geredemizin insanı ise çok farklı. Altlarında imzaları bulunan bir grup Geredeli esnaf, Yurdaer Abimize hitaben kutlama ve teşekkür içerikli bir faks mesajı çekiyor. Ardından geçtiğimiz hafta da Gerede Tabak Esnaf ve Sanatkarlar Odası, yine aynı içerikte bir mail yolluyor.

Yurdaer Abimize bu mesajları gösteriyorum.

Keyifleniyor.

Ve aynı anda aynı cümle ikimizin birden ağzından çıkıyor.

?İşte kabakçı- tabakçı farkı?

Son zamanlarda vatandaş arasında sıkça konuşulan bir kıyaslama da milletvekillerimiz üzerine yapılıyor ve aynen şöyle deniliyor;

?Bizim milletvekillerinde gene iş yok! Geredeli Yüksel Coşkunyürek, bizim Bolu'nun iki milletvekiline de bedel!?

İmama kızmış, namaz kılmıyor!

Eskilerden siyasi kimliği olan bir ağabeyimizle otururken, içeriye giren genç bir vatandaş derdini aktırıyor. ?Abi, bubam namaz kılmaya. Şu bizim köyün hocasını bi tayin ettürüverem? deyince, ben de konuya atılıyor ve soruyorum;

-Namaz kılmamasının imam ile ne alakası var?

?Abi, imam bizim biraderi dövmüş. Bubam da bu yüzden imama gızgun.?

Bu arada siyasi ağabeyimiz devreye giriyor;

-İyi güzelde sen yanlış kapıya geldin. Biz iktidarda değiliz. Bizim hiçbir yerde sözümüz geçmez. Sen en iyisi AKP?ye kadar git diyerek gönderiyor.

-?Gavura kızıp, oruç bozulmaz? diye bir atasözü vardır. Ama bu adam gavura değil, imama kızdığı için namaz kılmayı bırakmış. -Ben bu adama ne diyeyim bilemiyorum. Bu durumu müftüye bir sormak lazım.

Hırsıza bir çay ısmarlamadıkları kalmış!

Bayramın ikinci günü Güneykaya İş Hanı birinci katta bulunan Ahmet Özmen Abimize ait Denge Muhasebe Bürosuna saat 11.oo sıralarında hırsız girmiş. Hırsız bilgisayar kasalarının bağlantı kablolarını alelacele kestiği gibi hepsini büronun tam orta yerine istiflemiş. Tam götürmeye başlayacakken, Kapıcı Ramazan kapıda bitivermiş. Büronun kapısı çentiklenmiş halde açık ve içerde bilgisayar kasası elinde bir vatandaş. Kapıcı;

-?Burada ne yapıyorsun? Diye sormuş. Hırsız;

-?Bizim büroya hırsız girmiş. Ahmet Abi de yok. Ben de bilgisayarı eve götürüyorum? diye kendisini büro çalışanı olarak takdim etmiş.

Bu arada durumdan yine de şüphelenen kapıcı, çay söyleme hoparlörünü kullanarak bir alt katta ki Çelebi Tostları?nın sahibi Nurettin Çelebi?yi de çağırmış. Hırsız, Çelebi geldikten sonra da aynı masalı devam ettirerek;

-?Ben bilgisayarları götüreceğim ama, bu kapının kilidi kırılmış. Buraya bir demir kepenk yaptırmamız lazım. Yine hırsız girebilir? gibi sözlerle kandırmayı başararak, bizimkiler büroyu incelerken, usulca ortadan yok olmuş.

-Kelimenin tam anlamı ile ?Pes doğrusu!? dedirtecek bir olay. Hırsıza bir çay ve yanında bir de tost ısmarlasaymışsınız, tam olacakmış yani!

Ah bizim asparagasçılar ah!

Bayram arifesinde ulusal basında Bolu menşeli bir haber;

?Abant Gişeleri?nde 4 km. kuyruk!?

?Kuyruk muyruk yok ama, bu iş yine bizim başına buyruk Anadolu Ajansı Muhabiri Kenan?ın işidir? dedim ve düşündüğüm doğru çıktı.

Ardından yine Bolu menşeli bir haber;

?Kurban eti kurtları şehre indirdi!?

-Haydiii, buyrun burdan yiyin! Kurban etlerinin kan kokusunu duyan kurtlar, köylere falan değil, bizim Gölyüzü Mahallesi?ne kadar inmişler(?) de bizim haberimiz yok.

-Atarken, bari biraz olsun mangalda kül bırakın beyler!