Halk BolununSesi'ne güveniyor. Okunuyorsak sebebi budur

Biz nerenin çocuğu oluyoruz?

Kamuran Alagözoğlu

    27 Mart 2006

    Karacasu?daki Özel İdare?ye ait termal arsasına göz diktiği anlaşılan ve kendilerine ?Bir grup Bolulu girişimci? diyerek bu arsayı bedavaya getirmek isteyenlere karşı Vali Ali Serindağ?ın direnişini merakla izlediğimizi geçen haftaki yazımda belirterek, ?Özel İdare?nin arsasını ?Biz Bolulularda kalsın? ayağı ile kendilerine peşkeş çekilmesini isteyenleri de, Bolulular adına kınıyorum? demiştim.

    Bu yazımdan sonra BTSO Başkanı Sabahattin Yamaner?den, İl Genel Meclisi tarafından Karacasu?da yapılması planlanan çalışmayla ilgili açıklama geldi. Yapılmak istenen çalışmada Bolu Ticaret ve Sanayi Odası olarak kendilerinin de yer aldığını belirten Yamaner, ?odamızın, özel idareye ait bir arsayı bir kişiye veya bir gruba peşkeş çekme niyet ve düşüncesi içinde olması mümkün değildir? diyerek, BTSO?nun ismini kendine siper etmeye çalışıyor anlaşılan.

    -Beyler, bu arsanın peşkeş çekilmesini isterken temsil ettiğiniz kurum veya kuruluşların ardına gizlenmeyin. Sizler birer birey olarak meydana getireceğiniz oluşumla ortaya çıkıyorsunuz ve diyorsunuz ki; ?Biz bir grup uyanık Bolu'nun çocuğuyuz. Burası bize bedava verilsin!?

    Eeee af buyurun, geri kalanlar nerenin çocuğu oluyor size göre?

    Hepimiz ticaret yapıyoruz. İşimiz gereği ihalelere de girip çıkıyoruz. Ben bugüne kadar daha hiçbir ihalede; ?sen buranın çocuğu olduğun için bu ihaleyi sana verelim? gibi saçma bir düşünce tarzı ile karşılaşmadım. Bileğimizin hakkı ile ihale alabiliyorsak alıyoruz.

    Sonuç olarak; bu peşkeş konusunu isteyen herkesle, istediği platformda tartışmaya ve mat etmeye hazırım. Kim, ne kadar Boluluymuş bir görelim!

    İşte size örnek bir Bolulu!

    İhalelerde Bolu'nun adını; Türk Cumhuriyetlerinde, Arap ülkelerinde yurt içinde birçok ilde ihaleler alarak duyuran Durmuş Erdinç?i birçok insan bilmez.

    Girişimcidir, ticarette cesurdur. Aslen Mudurnuludur. Yani Bolu'nun çocuğudur. Ve de tipik Bolulu olması dolayısı ile mütevazıdır.

    -Ilıca arazisinin biz Bolulular dışındaki bir grup Bolulu?luya verilmesini savunan BTSO Başkanı?nın bile desteğine ihtiyacı olmadan, bileğinin ve yüreğinin gücü ile yurt dışında bile ihaleler alan müteşebbis bir Bolulu hemşehrimizdir. Bu kadar iş başardığı halde, gök gürültüsü gibi gürleyip hak etmediği işlerin peşinde olmamıştır.

    Milletvekillerimizin adını verelim!

    Şu akıl hastanesi meselesi Bolu kamuoyunda epey bir tartışıldı. Tartışmaların sonucunda Bolu'nun bu hastaneyi istemediği fikri net bir şekilde ortaya çıktıysa da, Bolu'ya sunulmadan önce çok önceden pişirilip kotarıldığı anlaşılan hastanenin açılması artık kesinleşti. Depremden sonra Alman Kızılhaçı tarafından yaptırılmış olan hastane binasının böylece ruh ve sinir hastalıkları hastanesine çevrilmesine karar verildi.

    Bugüne kadar hep milletvekillerimizin Bolu için bir şey yapmadıkları, Bolu'ya bir şey kazandıramadıkları söylenerek, kendilerine çok haksızlık yapıldı. Vali Mehmet Ali Türker?in bile bir sürü yere adının verildiği bir yerde, milletvekillerimizin de adları bir yerlere verilmeli diye düşünüyorum.

    -Açılacak olan akıl hastanesi fikri kimden çıktı ise, olayı hangisi sahiplendi ise o milletvekilimizin ismini bu hastaneye verelim. Verelim ki, saygıdeğer milletvekilimizin veya milletvekillerimizin de isimleri böylece ölümsüzleşmiş, ilelebet anılmış olur. Ne demişler; Sezar?ın hakkını Sezar?a vermek gerek. Teklif bizden.

    Koyarlar, koyarlar...

    Eee; belediye başkan yardımcısının hemşehrisi olmak boru değil.

    İzzet Baysal Devlet Hastanesi eski başhekimi Dr.Ergun Hekim?in evinin bulunduğu Paşaköyü yolundaki sokağa, ?Hekim Sokak? ismi verildiğini görünce hiç şaşırmadım. Ne de olsa Antepli hemşehrisi Bolu Belediyesi?nde başkan yardımcısı değil mi? Öyle olduğu sürece de, o sokağa bir Bolulunun adını vermeyi kim düşünür.

    Bolu'nun çocukları ılıca çayırındaki termal arsasını bedavaya kapatmak gibi türlü rantlar peşinde koşarken, aha elin oğlu böyle koyar işte sokağa da adını...

    İlle de kırmızı...

    Hükümet Konağı bittikten sonra kaleme aldığım ilk yazımda, Konağın şehrin bir prestij binası haline geldiğini ve bu binanın görünümüne engel olan bir reklam panosunun acilen kaldırılması gerektiğini söylemiştim.

    Gördüm ki, haftasında o pano yerinden kaldırıldı ve Hükümet Konağı görünebileceği en iyi bakış açısından görülme imkanına kavuştu.

    Bütün bu önerilerin, (iç veya dış mimar fark etmez) bir mimar arkadaşımızdan gelmesini beklerdim. Çünkü mimar arkadaşlarımızın mesleği gereği, göz estetiklerinin bize göre çok daha iyi olması gerektiğini düşünüyorum. Ama belli ki mimarlarımızın içi de dışı da PARA olmuş ki, Bolu'nun estetiği onların ilgisini çekmiyor.

    Gördüğüm bir yanlışı söylemezsem içim içimi kemiriyor.

    Şimdi yine aynı bölgede bir renk cinayeti işleniyor.

    Refujlardaki çimleri korumak için ferforje korkuluklar konulmuş. Renkleri kırmızı ve beyaz. Anladık bu renkler Bolusporumuza ait ama, renk uyumu denilen bir şey var. Üstelik ferforjede kullanılan tek renk siyahtır.

    ?Yolu görmeden önce beni göreceksiniz dercesine, Başkan?ın refujlara daha önce kendi resimlerini koydurduğu gibi, bu korkuluklar da cırlak renkleriyle göze batıyorlar.

    -Umarım bu renkler sadece astardır ve esas renk olan siyaha sonradan boyanacaktır. Bu tür estetik konularda bundan sonra öneri benden değil, bir mimar arkadaşımızdan gelirse ben daha mutlu olacağım.

    Düşündüklerini söylemeye korkmayan mimar, çizgilerinde de korkusuzdur.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Yüksel Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak