BolununSesi; Halkın Gazetesi

Fatih Metin?e neden saldırılıyor?

Kamuran Alagözoğlu

    29 Ağustos 2005

    AKP?li falan değilim ama, İl Başkanı Fatih Metin?e karşı saldırı boyutuna varan eleştirilerin altında ne yattığını da merak ediyorum. Doğrusu özellikle son aylarda kendisine karşı bir kampanya başlatıldığını düşünmemek için biraz aptal olmak lazım. İki ay kadar önce AKP il yönetiminin 15?e yakın üyesi topluca istifa etmeye kalkmış, Mehmet Güner araya girerek bu istifaları önlemişti. Son zamanlarda ise katipliğe soyunmuş bizce malum birkaç gazeteci(!) adeta elbirliği etmişçesine sürekli kendisine saldırmaya devam ediyor. Milletvekilleri, Belediye Başkanı, İl Başkanı, İl Yönetimi ayrı ayrı kulvarlarda koşuyor. Bu arada AKP?nin başarısızlığının faturası belli ki Fatih Metin?e kesilmeye çalışılıyor. ?Aç tavuk kendisini buğday ambarında görürmüş? hesabı, bazıları ambarın başına mı geçmeye çalışıyor? Bu tavuklar son zamanlarda kendilerini iyice belli ediyor.

    -Erken öten horozun başını keserler de, erken gıdaklayan tavuğu ne yaparlar onu bilemiyorum(?)

    Biz sağduyuluyuz!

    Biz Rektör Yaşar Akbıyık?tan kamuoyunun merakla beklediği sorulara yanıt vermesini beklerken, Abant İzzet Baysal Üniversitesi bir senato kararı yayınladı. Senato kararında Atatürk?ün ve İzzet Baysal?ın arkasına sığınılmakta, birlik ve bütünlüğe ihtiyaç duyulduğu bir zamanda, herkesin kafasını karıştıracak iddialarla ortaya çıkmanın ne alemi var denilmektedir.

    Cumhuriyetçiliği, Atatürkçülüğü, İzzet Baysal?ın felsefesini, sağduyulu olmayı bolununsesi Gazetesi olarak çok iyi biliyoruz ve uyguluyoruz. Bunu bütün Bolu da biliyor. Ama bugüne kadar gazetemizin görüşünü hala anlayamamışsanız, bu da senato kararına imza koyan hocalar olarak sizin ayıbınızdır.

    Rektör Akıbıyık?a, ?Üniversitemizi töhmet altında bırakamazsınız. Şeffaf olmalıyız. Bu soruların cevabı verilmesi lazım? diye öncelikle üniversite camiasının baskı yapması gerekirken, tam aksine Senato?nun koruma altına alır biçimdeki kararı düşündürücü ve üzüntü vericidir.

    Ayrıca belirtildiği gibi ülkemizin içinde bulunduğu ortamda, birlik ve bütünlüğe ihtiyaç duyulduğu zamanda, doğruları söylemekten korkmayanlara ihtiyaç vardır. Bilip de bildiğini söylememek ise ?Sağduyululuk? değildir.

    Dedikoduculara yanıt!

    Ahlaki değerlerimiz öylesine çökmüş ki, bu çöküşün ve kokuşmuşluğun içinde pisliğe bulaşmadan dosdoğru kalabilmek gerçekten büyük bir basiretlilik gerektiriyor.

    Yazdığımız doğrular mutlaka birilerini rahatsız ediyor ve o birileri, doğruluğumuzun ve dürüstlüğümüzün karşısında acz içinde kıvranıyor.

    Son zamanlarda hakkımda çıkarılan bir dedikodu kulağıma kadar geldiği için bunları yazıyorum.

    Çalışan ve alnının akıyla para kazanan herkesin hakkıdır en iyi şekilde yaşamak. Ama ülkemizde maalesef bu böyle olmuyor. Çoğu zaman çalan, çırpan, rüşvet yiyen sahtekârlar yaşamın keyfini sürüyor. Onlar hiçbir zaman göze görünmüyor, bizim gibi taşın altına elini sokup hayatını riske ederek kazanmaya çalışanlar ise böyle şerefsizce dedikodulara maruz kalıyor.

    Kulağıma kadar gelen dedikodulara göre KIA marka bir cip ve bir villa almışım.

    Evet, aldım. Hem de beş kuruş nakit vermeden. Aldığım, KIA Picanto marka 20 milyarlık küçük bir otomobildir. 24 ay vadeli İş Bankası kredisi ile aldım. Dağkent Özvillakent?te inşaat halinde 44 milyara Akbank?tan 120 ay vadeli konut kredisi ile de bir ev aldım. Her ikisi de rehinli ve ipoteklidir. Kredi faizlerinin 1,30?lara kadar düştüğü bir ortamda, bankalar neredeyse kredi almayanı dövüyor.

    Hakkımda, ?Parayı nereden buldu? gibi şerefsizce dedikodu yapanlara sesleniyorum. Sizde eğer zerre kadar delikanlılık varsa; rüşvetle, yolsuzlukla, yasal olmayan her türlü sahtekârlıkla, kimler malı nasıl götürüyor, onu sorgulayın.
    Ama paranın gücü karşısında her zaman eğilen ve bükülen sizlerin yüreği buna yetmez. Siz sadece Kamuran?ı konuşursunuz.

    Ne diyeyim; Kamuran kadar taş düşsün kafanıza!

    İmamlık deyip geçmeyin!

    Anadolu Ajansı kaynaklı yayınlanan bir haberde, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, farklı bir üniversite veya fakülteyi bitiren, imamlık ve din hizmeti dışında daha yüksek maaşla farklı bir meslek yapmak istediği takdirde kimsenin önünü kesmediklerini ifade etmiş. Bu konuda geçmişten de bir örnekle, ?Din görevliliği yapan bir kişi herhangi bir farklı diploma sahibi olmuşsa, o mesleğe geçiyor. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü gibi. Rektörümüz daha önce imamlık yapıp sonra da üniversiteye geçmiştir?? diyerek Rektörümüz Prof. Dr. Yaşar Akbıyık?ı örnek göstermiş.

    Böylelikle Diyanet İşleri Başkanı?nın ağzından Rektörümüzün daha önce imamlık yaptığı da doğrulanmış oldu.

    Tevekkeli Rektörümüzün bazı meziyetlerinin nereden geldiği de bu vesileyle belli olmuş oldu.

    İnsanın esas mesleği dışında kazandığı bütün öğrenimler önemlidir. Örneğin gençliğinde spor müsabakaları yapan bir kişi, mücadeleciliği, kolay pes etmemeyi öğrenmiştir. Bu da kişinin mesleki yaşamında başarılı olmasındaki en büyük edinimdir.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak