Bu işin vebali yeter size!

Başkan Necip Çarıkçı ekibinin göreve geldiğinden bu yana son üç yıldır başarılı bir yönetim sergilediğini hepimiz kabul ediyoruz. Ama şunu da unutmamak gerekir ki Boluspor tarihindeki geçmiş hiçbir dönemde iktidarın nimetleri Boluspor için böylesine seferber edilmemiştir.

Boluspor için para alınmayan yer neredeyse kalmamıştır. Hatta Deli Dumrul misali kanal üstlerindeki genişletilen köprülerden bile para almaya sıra gelmiştir artık. Ama vatandaş da 'yeterse yeter' noktasına getirilmiştir.

Bu konuda bardağı taşıran son damla, Şehirlerası Otobüs Terminali'nin girişlerinden otobüs başına Boluspor'a para alınmaya başlanması ve bu nedenle yol kenarlarında yolcu indirip bindirmeye yasak getirilmesidir. Yol kenarından binen yolcular Ankara'ya önceden 10 liraya gidebiliyor iken, bu uygulama başlar başlamaz şimdi 15 liraya gidebilmektedir. İlerleyen zamanlarda daha da zam yapılması tekelin keyfiyetindedir.

Bu yolcuların çok büyük bölümünün öğrenci olduğunu, çoğu öğrencinin de 1 lira için bile nasıl pazarlık ettiğini hepiniz bilirsiniz. Zengin fakirin halinden ne anlar? Bu kararı alanlar için de o 1 liralar hiçbirşey ifade etmiyor olabilir.

-Dişinden tırnağından artırdığı ile çocuğunu okutmaya gönderen insanlar var. Bu insanlar için 1 liralar önemli. Boluspor'un şampiyon olması veya küme düşmesi bu insanları doğal olarak hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Siz otobüs başına Boluspor'a 10 lira gelir sağlayacağım diye, bu insanları bu şekilde mağdur ederseniz, günaha girersiniz. Mazlumun ahını almış olursunuz. Öbür dünyada yatacak yer bulamazsınız sonra. Senin Boluspor'u 1. lige çıkartman bile, sizi bu işin vebalinden kurtarmaz Necip Başkan ve Belediye Başkanı! Bu memlekette ?köylüyü HAC, şehirliyi MAÇ? sevdası ile uyutabilirsiniz ama, gayet iyi bildiğiniz gibi karın tokluğuna çalışan insanların hedefleri de öncelikle insan gibi yaşayabilmek. Bence siz bu işi bir daha düşünün!

Emniyet hepimize lâzım, Necip!

Önceki hafta İstanbulspor maçının ikinci yarısı oynanırken tribünlerden birden bire Emniyet mensuplarına yönelik ?yuhhh? sesleri yükseldi. Peşinden de ?Emniyet dışarı? sloganları atıldı. Hiçbir anlam veremedim. Konuyu anlayamadığım ve yanlış birşey yazmak istemediğim için de o haftaki yazımda bu konuya hiç değinmedim. Hafta içinde bazı yerel basın organlarında Necip Başkan'ın ve bazı yöneticilerin Emniyet'e saldırı mahiyetinde çıkan demeçlerini okudum. Gazetenin birinde,?Karşılaşmadan birkaç gün önce yapılan tatbikatlar İstanbulspor maçında uygulandı? diğerinde, ?'Taraftarımızın tek korktuğu fişlenmek. Taraftarımızı yalnız bırakmayacağız. Gerekirse yönetim kurulu maçı açık tribünde izleyecek. Emniyetin bu şekilde yaklaşımı doğru değil. Biz hep emniyetten yana olduk. Belki Türkiye'de tek küfretmeyen Boluspor taraftarı. Emniyet bunu görmeli ve gururla izlemeli. Ama bakıyoruz ki emniyet güçleri tribünler üzerinde taraftara baskı yapıyor. Bu baskıya biz boyun eğmeyeceğiz. Önemli olan huzurumuzun bozulmaması. Taraftar için 20 davul yaptıracağız. Taraftarımızı sahiplendik ve güven vereceğiz? gibi demeçleri gördükçe bunda bir iş var deyip araştırmaya koyuldum. Emniyet'in hafta içi sahada bir tatbikat yaptığını ben de duymuştum. Ama bu tatbikatın Bolu'ya yeni tayin olan sayıları 200'ün üzerindeki emniyet mensubunun maçların güvenliğini sağlamada acemilik çekmemeleri için olduğunu öğrendim. Yine bu tatbikat sırasında; federasyonun sahaya tecavüz gerekçesiyle müdahale etmesine meydan vermeden, sahanın içerisine doğru demir kollar kaynatılarak yapılan davul yerlerinin sökülmesine Gençlik Spor Müdürlüğü yöneticileri, Boluspor'un tribünleri yapan müteahhidi aynı zamanda yöneticisi ve Emniyet yetkilileri, birlikte karar vermişler. Necip Başkan'ın taraftarların fişlenmesi iddiasına gelince, statlarda olay yaratanları daha iyi tespit edebilmek (Necip'in tabiriyle daha net biçimde fişleyebilmek) amacıyla federasyon bütün kulüplere gönderdiği tip projede, stat kapılarından bütün tribünlere kadar heryere toplam 30'un üzerinde kamera konulmasını mecburi tutuyor. Bu kameraların tamamı ayrı ayrı kayıt yapacak şekilde kurduruluyor.

Yani Necip Başkan'ın seyircileri Emniyet aleyhine bağırtmasına sebep olan gerekçelerin hepsi asılsız.

-Şimdi ?Taraftarlarımız polis tarafından fişleniyor? diyen Necip Çarıkçı'ya soruyorum; Federasyon bu kameraları sana niçin kurduruyor sanıyorsun?

Sadete gelelim Bay Başkan! Durduk yerde başta Emniyet Müdürümüz olmak üzere, Emniyet Teşkilatımızı yıpratma hareketine girmene ve bunun için de taraftarlarımızı kullanmana anlam veremiyorum. Emniyet Müdürü'nü yıpratmaksa niyetin, o zaman diyeceğim yok. Ama böylesine dürüst ve kuralları herkese eşit uygulayan düzgün bir emniyet müdürü, Bolu'ya belki bir daha zor gelir.

Emniyet Müdürlüğümüzü böyle aslı astarı olmayan, sudan sebeplerle yıpratmanın alemi yok! Esas karın ağrısı neredense söyle, biz de bilelim, herkes de bilsin!

Yoltaş da açıklasın, Alpat da!

Bir kısım basın, BESOB yönetim kurulundaki görevinden alınan ESKOP Başkanı Ahmet Yoltaş'a yükleniyor ve kaç lira maaş aldığını kamuoyuna açıklamasını istiyor. Ama burada bir kısım basın adil davranmıyor. Geçen haftalarda ben yazmıştım Ahmet Yoltaş'ın 10 milyar civarında maaş aldığını ve hatta bu maaşı daha uzun seneler alabilmek için kendisine tetikçilik yapacak bir gazete bile çıkartacağını.

Bir kısım basıncı arkadaşlara sesleniyorum: Ahmet Yoltaş'ın maaşını açıklamasını isterken, Nihat Alpat Öztürk'ün maaşını niye sormuyorsunuz ? Çünkü kendisi Ahmet Yoltaş'ı görevden aldı ve bundan böyle sizinle birlikte dans etmeye karar verdi. Siz de doğal olarak onu kayırıyorsunuz.

Kusura bakmayın ben sizin gibi kayırmacılık yapmıyorum. Çünkü benim kimseye bir gebeliğim yok. Ben ortadan, dobra dobra soruyorum;

Ahmet Yoltaş da aldığı maaş+ prim+masraf olmak üzere (10 bin YTL olduğu söyleniyor) odaların sırtından sağladığı gelirleri açıklasın. Nihat Alpat Öztürk de Şoförler Odası, BESOB, Ankara'daki Şoförler Federasyonu yönetim kurulu üyeliğinden aldıklarını (25 bin YTL olduğu söyleniyor), kaç tane makam aracına bindiğini, bu araçların ve diğer giderlerinin odalardan karşılanıp karşılanmadığını tek tek döksün ortaya. Ve hatta diğer oda başkanları da açıklasınlar ne aldıklarını. Ki vatandaş da bilsin artık sırtından geçinenleri.

Bâyiliğin iptâli sözkonusu olunca

Geçtiğimiz aya kadar BOSİAD'ın Başkanı Adnan Daylan hakkında verip alan bir yazar(!) birden bire bu konuda sus pus oluverdi. Neden biliyor musunuz; bâyiliğini yaptığı markanın patronu da Fethullahçı ve Daylan'ın da arkadaşı imiş. Bir daha Daylan hakkında yazı yazdığını görürsem bâyiliğini iptal ederim, demiş. Daylan hakkındaki yazı dizilerine birdenbire son vermesine sebep buymuş meğer.