Halkın vicdanının SESİ olmak SUÇ değildir

Amerikan filmlerindeki gibi bir kaza

Kamuran Alagözoğlu

    13 Haziran 2005

    Abant İzzet Baysal Kampusu'nda meydana gelen kaza, Amerikan filmlerini aratmaz nitelikteydi. Eğitim Fakültesi Dekanı Esergül Balcı yönetimindeki 06 E 3126 plakalı Volvo otomobil ile Rektör Yaşar Akbıyık'ın eşi Arzu Akbıyık yönetimindeki 14 BD 750 plakalı Hyundai marka otomatik vitesli son model otomobil (Özel şoförü Metin Özkan yan koltukta, çocuğu ve bakıcısı arka koltukta) aynı istikamette üniversitenin yokuşunu tırmanırken, Esergül Balcı'nın kullandığı araç, rektörün eşinin kullandığı araca arka yandan vurmuş. Daha sonra aynı Amerikan filmlerinde olduğu gibi birkaç kez daha yanından vurarak ve 15-20 metre sürtünerek gittikten sonra, Esergül Balcı olay yerinde durmadan Eğitim Fakültesi'ne kadar gazlamış.

    -Amerikan filmlerinde hep görürüz. Gıcır gıcır otomobilleri hiç acımadan hurdaya çıkarırlar. Solladığı araca omuz atarcasına yaşanan bu kazanın nasıl gerçekleştiği anlaşılamadı. Bu kadar çarpmadan sonra Esergül Balcı'nın olay yerinde durma gereği duymadan gazlayıp gitmesi, üstelik Rektör eşine çarptıktan sonra durup bir geçmiş olsun dememesi, üniversite içinde çok çeşitli yorumlara neden oldu.

    -Anlaşılan rektörlük savaşı kızışıyor gibi!

    AKP'li dostları şeffaflığa davet ediyorum!

    "Yaka Musluklar'a kilise" haberimizden hemen sonra beni ilk arayan kişi AKP'li Meclis Üyesi İnş. Müh. Nadir Gürkan Yetkin'di. Gerek beni telefonla arayarak, gerekse daha sonra da habere konu olan Brad Albert Foreman ile birlikte gazetemize geldiğinde, "Haberi eksik yapmışsınız. Yazabilirsin, bunların proje danışmanlığını da ben yapıyorum" demişti. Yine aynı zamanlar içinde, AKP'li İl Genel Meclisi Üyesi Reşat Ateş beni telefonla aradığında ve yolda karşılaştığımda, Nadir Gürkan Yetkin vasıtasıyla mevzi imar planını işini de kendisinin yürüttüğünü söylemekten çekinmemişti. Geçen haftaki yazımda da aynen gündeme getirdiğim bu konuyu tekrar yazmak zorunda kalıyorum çünkü; bu arkadaşlar habere konu olduklarından itibaren gördükleri tepki yüzünden olsa gerek, bu söylediklerini unutup, inkar etmeye başladılar. Hatta avukatları aracılığı ile gazetemize açıklama göndererek, dün söylediklerini unutmuş bir tutum sergiliyorlar.

    Sözün özü; kilise ile ilgili ikinci haber, Nadir Gürkan Yetkin ve Reşat Ateş'in kendilerinin de çok iyi bildikleri gibi kendi itiraflarına dayanılarak yapılmıştır.

    -Dün öyle, bugün böyle demenin alemi yoktur!

    -Hele, akşamdan sabaha "değişme"nin hiç alemi yoktur!

    Anlaşıldı, gelecek sezon da şampiyonuz!

    Başkan Necip Çarıkçı Boluspor Kongresi öncesi, geçtiğimiz sezon Boluspor'a maddi- manevi katkılarda bulunan yaklaşık 210 kişiye plaket dağıtarak, önümüzdeki sezonda da destek istedi. Ancak dağıtılan plaketlerin üzerinde, "2005-2006 sezonunda Boluspor'a katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz" yazıyordu. Yani geçmiş sezonu ifade etmesi gereken tarihler yanlış yazılmış, gelecek sezonu işaret ediyordu.

    Bu yanlışlık mı yoksa Başkan Necip Çarıkçı'nın uyanıklığı mı anlaşılamadı. İstemeden de olsa bu yanlışlık, belli ki Başkan'ın geçmişteki katkıları unuttuğunu ve gelecek sezondaki beklentilerini ifade ediyordu.

    -İnşallah bu yanlışlık hayırlara vesile olur ve yine şampiyon oluruz. Gelecek sezon sonunda da şampiyonluk plaketleri dağıtırız.

    Kavşaklardaki ağaçlar neden söküldü!

    D-100 Karayolu üzerinde yeşillendirme çalışması şüphesiz hepimizin hoşuna gitmişti. Özellikle kavşaklardaki geniş göbeklere dikilen boylu ağaçlar, şehrin çehresini değiştirmişti. Ancak kavşaklara dikilen boylu ağaçlar kısa bir süre sonra tekrar sökülerek başka yerlere dikildi.

    Meğer Karayolları Kavşak Yönetmeliğine göre kavşaklarda görüşü kapattığı için Başkan Alaaddin Yılmaz mahkemeye verilmiş. Sonradan iş tatlıya bağlanmış.

    -Demek ki, "Hadi buraları yeşillendiriverelim" demekle olmuyor. Bir işi yaparken planlı programlı kitabına uygun şekilde yapmakta fayda var.

    Gariban'ın arabası garip bir şekilde çalındı

    Kartal Nakliyat'ın sahibi Nam-ı diğer Gariban Cemalettin Tut Ağabeyimiz, Necip Çarıkçı'dan satın aldığı 34-ZR-4444 plakalı Wolsvagen Passat otomobilini, adeta elleriyle hırsıza teslim etmiş. Öyle ki, kimse öğrenmesin diye polise gidip şikayetçi bile olamamış.

    Cemalettin Ağabeyimizin arabası evinin önünde park halinde iken, kapısını çalan bir vatandaş, otomobili çok beğendiğini ve satılık olup olmadığını sormuş. Gariban Ağabeyimiz de, "anlaşabilirsek satarım" demiş.

    "Arabayı eşime gösterip gelebilir miyim?" diye anahtarları alarak arabaya binip giden vatandaş geri dönmeyince, otomobilin çalındığı anlaşılmış.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Önemli olan akıllı olmak değil, aklı yerinde ve zamanında kullanmaktır.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Sincan Hurdacı