Vay halimize ki, hem de ne vay!

"Bolu'ya yeni bir darbe" başlığıyla verdiğimiz haberden sonra, 10 gün içinde yerine getirilmesi istenen bakanlık emri yerine getirildi ve Abant'ın idaresi Özel İdare'den alınıp, Milli Parklar'a devredildi.

3 tane iktidar partisi milletvekilimiz olmasına rağmen, milletvekillerimizin bu olaydan haberi, ancak Valiliğe gelen yazılı emirden sonra olabildi. Yani bizim milletvekillerimize nezaketen de olsa, sorulma gereği bile duyulmadı. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Adıyaman Milletvekili Mir Mehmet Dengir Fırat, Abant'ımız üzerindeki tasarruf hakkını kendisinde görerek, "Ben yaptım oldu" dedi ve uygulamaya koydu.

AKP Bolu Milletvekili Metin Yılmaz konu ile ilgili yaptığı açıklamada, "Sayın Valimiz ile geçtiğimiz hafta yapmış olduğum telefon görüşmesi ile, 1998 yılında, İl Özel İdaremiz ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü arasında imzalanan ve 2007 yılına kadar geçerli olan protokolün, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından iptal edilmiş olduğunu öğrendik" diyerek, bu olay olup bittikten sonra kendilerinin ancak bilgi sahibi olduklarını kabul ediyor.

Bolu'nun göz bebeği Abant'ın üzerinde bir Adıyaman Milletvekili karar veriyorken, Bolu Milletvekillerimizin hiçbir görüşüne ve bilgisine gerek duyulmamasına, ne kadar acıdır ki, haberdar dahi edilmemelerine karşın ancak;

"Vay halimize ki, hem de ne vay !" diyebiliyorum.

Türker'e teşekkür

"Bir daha gelmeyin turizmi" ve "Kime satacaksınız Hatay Künefesi'ni" başlıklarıyla geçen haftalarda yazdığım yazıları Valilik eni konu değerlendirmiş ve bu yazılarımı doğrulayan bir açıklama göndermiş.

"Bir daha gelmeyin turizmi" başlıklı yazımda geçen olayda; otel müşterilerinden Rahmi Bilici ile Özel İdare Müdürü Yusuf Yahyaoğlu arasında geçen sözlü münakaşa doğrulanarak, müşterinin, "Biz bir daha buraya gelmeyeceğiz" dediği, Yahyaoğlu'nun da, "Bu şekilde gelmezseniz iyi olur" dediği, benim yazımla aşağı yukarı çakışır şekilde itiraf edilmiş.

Ben de zaten bu yazıda; turizmde, "Gelmezseniz gelmeyin" mantığının ne kadar yanlış bir davranış biçimi olduğunu vurgulamıştım.

Vali Mehmet Ali Türker'de kendi imzası ile gönderdiği uzun açıklama metninde de, bu yazdıklarımı doğrulamış.

Müşterileri böyle kovarsanız, "Kime satacaksınız Hatay Künefesi'ni" başlıklı yazımla ilgili açıklamada da; Bolu'dan temin edilen peynirler ile künefe yapımında başarılı olunamadığı, İskenderun'da dondurulmuş künefe üreten bir firma ile anlaştıklarını, 2001 yılından bu güne kadar 4050 adet künefe satıldığı, bu künefeler için 4.586.070.000 TL. ödendiği ve 11.130.000.000 TL. hasılat elde edildiği J, alış ve satış rakamlarına bakıldığında şirketin büyük oranda kar ettiği belirtiliyor.

-Çetrefilli olmadığı için olsa gerek, bu iki konuda yapılan açıklamanın altında Vali Yardımcısı Nevzat Dalkıran'ın değil, bizzat Vali Mehmet Ali Türker'in imzası bulunduğunun altını çizerken, yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere yazdığım yazıları doğrulayan açıklama için de teşekkür ederim.